Mikroorganizmaların, kendilerini yok etmek için kullanılan antimikrobik maddelere karşı er veya geç karşı koyma gücü demek oluyor ki direnç kazandıklarını ifade eden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzm. Dr. P. Aylin Dalkıran, "Ölümlerin yüzde 45'inin enfeksiyon hastalıklarına bağlı olduğu düşük gelirli ülkelerde, direnç gelişmesine bağlı olarak enfeksiyonlar malesef daha da öldürücü olabilecektir.
Bu tip ülkeler için solunum yolu enfeksiyonları, akut ishaller, sıtma, tüberküloz direnç sebebiyle arıza yaşanan hastalıklar içinde başta yer almaktadır. Antimikrobiklere karşı direnç; toplumda enfeksiyonların etkili şekilde tedavi edilememesi, enfeksiyon hastalıklarının daha uzun sürmesi; ölüm riskinin artması, salgınların sıklaşması ve uzaması, sağlam toplum kesimlerinde enfeksiyon riskinin fazlalaşmasını ifade eder' diye açıkladı .
Çok ilaca dirençli mikroorganizmalarla gelişen hastane enfeksiyonlarının hastanede kalışı ve ölüm oranlarını artırdığını ve ciddi bir ek maliyete sebep olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Dalkıran, günümüzde artık sadece hastane kökenlilerde değil toplumdan kazanılmış mikroorganizmalarda da direncin mühim oranlarda arttığını vurguladı.
Dalgakıran, bir hastane ya da sınırlı bir bölgedeki dirençli patojenlerin (hastalık yapıcı mikroplar) bütün bir ülkeye, hatta sınırları aşarak diğer ülkelere de yayılabileceğini açıkladı .
Direnç artışında en mühim sebebin , antibiyotik tüketimindeki artış ve sonucunda oluşan seçici baskılanmalar olduğunu açıklayan Dalkıran, şu şekilde devam etti:
"Akılcı olmayan antibiyotik kullanımı (gereksiz kullanım: Viral enfeksiyonlar, hata antibiyotik, hata doz ve/ ya da tatbikat yolu, gereksiz kombinasyonlar) antibiyotik tüketimini çok fazla çok büyük oranda artırmaktadır. Gelişmiş ülkelerde tüketim sıralamasında 3.- 4. sırada olan antibiyotiklerin ülkemizde birinci sırada olması akılcı olmayan antibiyotik kullanımının kanıtıdır. Günümüzde hemen her bakteri kendilerine karşı kullanılan antimikrobiyal ajanlara karşı belirgin oranlarda direnç kazanmış durumdadır. Direnç sorunu virüs, mantar ve parazitler için de söz konusudur."
'Antimikrobiyallere karşı gelişen direnç ölüm ve hastalık oranlarında artış, tedavi giderlerinde yükselme, tedavi başarısızlığı, hastanede daha uzun yatma, tedavi seçeneklerinde azalma, tedavi esnasında direnç gelişmesi, daha geniş spektrumlu antibiyotiklerin seçimi, daha toksik ilaçların kullanımı ve antibiyotik baskısında artış gibi istenmeyen sonuçlara sebep olmaktadır' diyen Uzm. Dr. Aylin Dalkıran, antibiyotiklere karşı direncin azaltılması hususunda ise şunları belirtti :
'Antibiyotiklere karşı direnç gelişmesini engellemek mümkün değildir; fakat makul önlemlerle azaltılıp kontrol edilebilir. Antibiyotikler iyi belirlenmiş endikasyonla (gerekçelerle), makul doz ve sürede kullanılmalı, hastaların ilaç uyumu için eğitim verilmelidir. Tıp Fakülteleri ve Sağlık Bakanlığı işbirliği yaparak hastanelerde ve toplumda akılcı antibiyotik kullanımını artıracak politikalar geliştirmelidir. Toplumda ve hastanede enfeksiyon kontrol önlemlerine sıkı uyum sağlanmalı, özellikle el yıkamaya çok büyük itina gösterilmelidir.'
Ajans34
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...