YouTube kanalındaki programında sözleri gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla 104 gündür tutuklu bulunan Fatih Altaylı, bugün ilk kez Silivri’de hakim karşısına çıktı. Mahkeme Altaylı'nın tutukluluğuna devam kararı verdi.
AİLESİ VE ÇOK SAYIDA DESTEKÇİSİ DURUŞMAYA GELDİ
Tutuklu yargılanan gazeteci Fatih Altaylı bugün ilk duruşması için hakim karşısındaydı. Duruşmaya Altaylı'ya destek için Hande Altaylı, kızı Zeynep Altaylı, Prof. Dr. Celal Şengör, gazeteci Murat Bardakçı, Galatasaray Spor Kulübü Eski Başkanı Faruk Süren, CHP Genel Başkan yardımcıları Burhanettin Bulut, Deniz Atalar, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, CHP Mileltvekili Utku Çakırözer, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Şeref Olgun, Zafer Partisi İstanbul İl Başkanı Hakan Akşit, İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Galatasaray Lisesi’den dönem arkadaşları, sevenleri ve meslektaşları Silivri’ye geldi.
ALTAYLI'NIN SAVUNMASI
Tutuklu gazeteci Fatih Altaylı'nın mahkeme heyetine yaptığı savunmasından öne çıkanlar şöyle:
"Değerli mahkeme heyeti, böyle bir gazetecilik ya da yayıncılık yaptığım için bana 'muhalif gazeteci' diyenler var. Bu tanımlama bana ait değil. Eşim beni eleştirir, bana muhalefet midir bu? Ya da kızımın eleştirileri…Gençliğimizde, çocukluğumuzda anne babamız bizi eleştirirken bize muhalif miydiler? Ben muhalif değilim, ben sadece ve sadece hayal etme özgürlüğünü savunuyorum, farklı hayaller kurabilme özgürlüğünü. Çünkü hayal kuramayanlar, ileri gidemez biliyorum. Demiri eritip, ilk demir kılıcı yapan Hitit Kralı da bir hayal kuruyordu, Arşimet de… İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet de, Galileo Galilei de, Atatürk de, Einstein da, Marie Curie de… Hepsi hayalperestlerdi."
"YILLARCA TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HEDEFİ OLDUM"
"Hep farklı hayaller görme hakkını savundum. İdeolojisi ne olursa olsun her iktidara makul bir süre sonra farklı hayaller de kurabileceğimizi göstermeye çalıştım. Hepsi de kızdılar bana. Yarın bambaşka bir iktidar gelse ve ben hala hayal kurabiliyorsam ya da hala varsam onlar da kızacak bana eminim. Bu yüzden de bugün, Sayın Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettiğim iddiasıyla yargılanmak üzere karşınızda bulunmak beni hem çok şaşırtıyor hem de çok üzüyor. Öncelikle şunu söyleyeyim; 40 küsur yıllık meslek hayatım boyunca, bırakın meslek hayatımı tüm yaşamım boyunca, ne benden güçsüz ne benden güçlü tek bir kişiyi bile tehdit etmedim. Kimseyi… Tam aksine ben hep tehdit edilen oldum."
"Bu yüzden devletimiz 30 yıl boyunca beni korudu. Pek çok farklı terör örgütünün hedefi oldum. Ailem bu yüzden 30 yıl boyunca korku içinde yaşadı. Eve her sağ salim geldiğimde şükretti. Kızım yıllar boyu benim sokağa çıkmamı, çocuk aklıyla bulduğu bahanelerle engellemeye çalıştı. Sayın Heyet, ben hep güçlünün değil, güçsüzün, tehdit edenin değil, tehdit edilenin yanında yer almaya çabaladım, yer aldım. Buna şu anda tehdit etmekle suçlandığım Sayın Erdoğan da tanıktır. Kendisi bana göre haksız biçimde hapis cezasına çarptırılıp, cezaevine atıldığında gazete manşetlerinde 'Muhtar Bile Olamaz' diye yazıldığı gün, benim köşemin başlığı '5 Yıl İçinde Başbakan Olacak Adamı Bugün Hapse Attılar' şeklindeydi."
"KONUŞMAMIN İÇİNDEN 15-20 SANİYE KESİLDİ"
Hayatında kimseyi tehdit etmemiş Fatih Altaylı mı Sayın Erdoğan’ı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı tehdit edecek! Sayın Mahkeme Heyeti, 2.5 - 3 dakikalık son derece iyi niyetli bir konuşmanın içinden 15 - 20 saniyelik bir bölümün kesilmesi ile bir sosyal medya lincine maruz kaldım ve Silivri’de küçük bir hücreye atıldım. O iki buçuk dakikayı lütfedip izleyen herkes, herhangi bir tehdit kastımın olmadığını görecek, anlayacaktır. 'Türk halkı sandığı sever' diye başlayıp öyle bitiriyorum. Demokratik bağlılığın Türk halkının iliklerine işlediğini anlatıyorum.
"Halkın en sevdiği lidere karşı dahi demokratik hakkını elinde tutmayı sevdiğini, yüzde 70’lik oranın Erdoğan’a karşı olmadığını ama demokratik hakkını kimseyle paylaşmak istemediğini anlatıyorum. Demokrasinin erdemini anlatabilmek için de demokrasi ve seçimin söz konusu olmadığı günlerde yaşananları, demokrasimizin değerini vurgulamak için hatırlatıyorum. Bugünün aydınlığının değerini göstermek için dünün karanlığını anlatmak tehdit olabilir mi? O zaman tarih kitapları tehdit doludur."
"Burada hazır bulunan Türkiye’nin en iyi tarihçilerinin görüşlerini heyetinize takdim ettik. Tarihte yaşanmış tatsız olaylar nasıl bugün tehdit olabilir, bir otokratik monarşi döneminin olayları, işleyen bir demokraside nasıl tehdit olabilir, demokrasi kimi korkutabilir? Bu düşünce başta Sayın Cumhurbaşkanı’na, tanzimattan bu yana demokrasisini geliştirmeye çalışan ülkemize haksızlıktır, ayıptır."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...