ÇIRAY: ANAP VE DYP'NİN TEMSİL ETTİĞİ DEĞERLER BÜYÜK MERKEZDE HAYAT BULACAK! 

Nuray Başar'ın Röportajı...

Mesut Yılmaz'ın eski danışmanlarından Aytun Çıray, sonbahara doğru iki yıldır üzerinde çalıştıkları siyasi oluşumu telaffuz edeceklerini söyleyerek, 'ANAP ve DYP markaları bitmiştir. Arkadaşlarımızla büyük merkez fikri üzerinden yürüyoruz. Merkez sağ ve sosyal demokrat fikirlerin sentezinden oluşan kapsayıcı bir yapı' dedi.

Özellikle AK Parti'ye açılan kapatma davasından sonra "ertesi gün" ertesi güne odaklandı. Ve artık yeni partiler ve yeni oluşumlar daha fazla konuşulmaya başlandı. Ama gelin görün ki ortada herkesin bildiği herkesin 'evet' dediği bir şey de henüz yok. Bazılarına göre, yakında açıklanacak uzun süredir üzerinde çalışılan bir siyasi oluşum var.   Herkesin bu anlamda merakı giderek artarken, Mesut Yılmaz'ın eski danışmanlarından Aytun Çıray bu çalışmaların ne aşamada olduğunu Referans'a açıkladı. Ve yeni oluşum bekleyenler için,"Büyük merkez geliyor, bu siyasi oluşumun içinde inanılmaz isimler var. Oluşumu sonbaharda açıklayacağız. Birçok akil adamımız var, bunlardan bir tanesi Demirel" diye konuştu. Çıray'la yeni oluşumu, yeni merkezi ve son siyasi gelişmeleri değerlendirdik.

Devlet ve siyasi tecrübeleriniz çok yüksek. AK Parti iktidarı eleştiriliyor ancak Türkiye muhalefetsizlik ve yeni alternatif sıkıntısı çekiyor. Ben biliyorum ki siz yeni alternatifler yaratılması için çalıştınız ama bir türlü de çıkmadı. Türkiye'de alternatif neden yok? Siz uğraştığınız halde neden yaratamıyorsunuz?

AK Parti son seçimlerde yüzde 47 oyla iktidara gelince Türkiye'de uzun süre bu iktidarın devam edeceğine dair bir algılama oldu, doğaldır. Ancak çok kısa zamanda bu algılama bozuldu. İstikrar için oy verilen AK Parti istikrarsızlık nedeni oldu. Yüzde 47 oy onu iktidar yaptı ama muktedir olamadı. AK Parti'nin Türkiye'yi yönetememe sorunu olduğu ortaya çıktı.

Peki asker nasıl olsa sorunu çözer diye siyasetin kendi asli görevlerini askere havale etmesi sizce ne kadar doğru?

Bu yaklaşım elbette doğru değil, ama bir o kadar da sorumluluklarını yerine getirmeyen siyasetçileri de tespit ve teşhir etmeliyiz. Eğer siyasetçiler muhalefette söyledikleri sözleri iktidara geldiklerinde tutmuş olsalar, Türkiye bu süreçleri yaşamaz. Bugün Türkiye'nin temel sorunu sanal bir demokrasi olmasıdır. Bence Türkiye de gerçek demokrasi yoktur. Milletin elinden seçme ve seçilme hakkı alınmışsa, bir muhtar artık milletvekili olma hayali kuramıyorsa, bir belediye başkanı daha çok yükselmek istiyor ama önü kesiliyorsa, o ülkede demokrasiden söz edemeyiz.

Ama siz yıllarca Mesut Bey'in yanındaydınız. Mesut Yılmaz'ın danışmanıydınız o zaman niye yapmadınız?

O zaman Sayın Yılmaz'ın bunu yapacak çoğunluğu da yoktu, onunla uzlaşmaya yanaşacak parti de… Ancak AK Parti gerçekten demokrat olsaydı önce seçim ve siyasi partiler kanununu değiştirirdi. AK Parti Avrupa Birliği konusunda da samimi değildi ve bu Türkiye'ye pahalıya patladı.

Nasıl olur? Aydınlar sizden farklı düşünüyorlar?

Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde zor kararları zaten Mesut Yılmaz almıştı. AK Parti iktidara geldiğinde kendisine ait ekonomik, siyasi projesi yoktu ve AB sürecini bunu perdelemek için kullandılar. Ayrıca bu yolla savunma bürokrasisi pasifize edilmiş olacaktı, basın ve aydınların desteği sağlanmış olacaktı. Bu zaafı fark eden Batılılar istediklerini dayatma imkânı buldular.

Geçmişte Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'la önemli siyasi tecrübeler yaşadınız. Geriye dönüp baktığınızda her iki lideri kıyaslar mısınız?

12 Eylül rejimi siyasetin özünü ve fikirler üzerinden yapılmasını yok edince, siyasi rekabet vitrin düzenlemelerine indirgendi. Sayın Demirel, Sayın Çiller'i sırf bu nedenle siyasete soktu bence. Tansu Çiller; gençliği, güzelliği ve kadınlarımızın hayallerini sembolize ediyordu. Merhum Dr. Yıldırım Aktuna ile birlikte köylü DYP'nin şehirli yüzüydü o dönemde. Özal rahmetli olunca Sayın Çiller başbakanlığa hazırlıksız yakalandı. Kısa süren bakanlığı ve reformist sezgileri dışında devlet yönetecek en ufak bir birikimi yoktu. Mesut Bey ise bir siyasetçiden çok devlet adamıdır. Ben bu yanını eleştiririm doğrusu. Devlet yönetmek için eğitildiği gibi uzun yıllar bakanlık görevlerinden sonra başbakan olmuştur. Çiller ne kadar popülistse, Yılmaz o kadar gerçekçidir. Bu vasıfları Sayın Yılmaz'ın bir siyaset adamı olarak başına dert olmuştur. 

Mesut Bey Yüce Divan'da yargılandı ve kendisiyle ilgili algıların değiştiğini söyleyemeyiz. Bunları nereye koyuyorsunuz?

Öncelikle belirtmeliyim ki, Sayın Yılmaz kendisine atfedilen suçtan Yüce Divan'da beraat etti. Aksi halde milletvekili seçilme hakkı olmazdı. Ve bu konuda bir öz eleştiri yaptı. Kendisiyle ilgili algılara gelince, değişmeye başladı bence ve zaman yanlışları düzeltir.

Merkez sağın ihyası için girişimlerde bulunuyorsunuz bildiğim kadarı ile, en azından arayış içerisindesiniz. Neden başarılı olamıyorsunuz?

Daha düne kadar AK Parti'nin alternatifi yok ne yapalım diyenlerin samimi olmamaları bunda etkiliydi. Demokrat Parti'de denemek istedik. Sayın Cindoruk gelip yaraları bereleri sarcaktı ve sonra büyük merkezin kurulacağı bir kongre ile görevini demokratik rekabetle seçilecek yeni bir kadroya devredecekti. Bu proje Sayın Mehmet Ağar'ın ve Çiller'in katkıları ile de engellendi. AK Partili danışmanların başarısını da inkar etmeyelim. Ben de sırf bu oyunu şeffaflaştırmak için aday oldum ve başardım doğrusu. Gölge siyaseti tutmadı. Böylece bugünkü ANAP ve Demokrat Parti siyasi tarihteki yerlerini aldılar. Şimdi büyük merkezin inşa edilme zamanı.

Yani ANAP ve DYP markası artık bitmiş midir?

Bana göre bitmiştir. Bunun suçlusu, markaları son yıllarda yönetenlerin kalibresi veya kalibresizliğidir. Şimdi bu markaların temsil ettiği fikirler başka yerde vücut bulacaktır.

Yeni bir siyasi oluşum mu var?

Arkadaşlarımızla büyük merkez fikri üzerinden yürüyoruz. Merkez sağ ve sosyal demokrat fikirlerin sentezinden oluşan kapsayıcı bir yapı.

CHP ve Sayın Baykal sosyal demokratları temsil etmiyor mu?

Temsil ettiği çoğunluk açısından merkez sağın odakta olduğu bir yapıdan söz ediyorum. Ancak Sayın Deniz Baykal'ın merkez sağı da kapsamak için yaptığı açılımları göz ardı etmeyelim. Sayın İlhan Kesici bunun en çarpıcı örneğidir. Orada bu kimliği ile siyaset yapıyor. Sayın Baykal'ı muhalefetteki tutumu ve birikimleri nedeni ile takdir ediyorum.

Liderlere yakın olduğunuz, hatta bence en önemli liderlerden birisine Mesut Yılmaz'a danışmanlık yaptığınıza göre bu soruyu sormak da fayda var diye düşünüyorum. Tayyip Erdoğan size göre nasıl bir lider?

Tayyip Erdoğan'ın karizmatik bir kişilik olduğu kesin. Ancak iktidar süreci de gösterdi ki; Türkiye'yi yönetecek donanımda değil. Nitekim Sayın Erdoğan'ın üzerinde danışmanlarının bu kadar etkili olması da bunu teyit ediyor. Dünyanın neresinde bir danışman çıkıp "Başbakan'ı kullanın, deliğe süpürmeyin" diyebilir, dese bir dakika bile görevde kalabilir.

Ne yapıyorsunuz? Nedir projeniz?

Projemiz büyük merkezi inşa etmektir. Ülke ve siyaset için birleştirici liderliği ortaya koymak.

Ne zamandır çalışıyorsunuz?

Yaklaşık iki yıldır çalışıyoruz.

Ne zaman ortaya çıkacaksınız? Kamuoyu sizi ne zaman tanıyacak.

Yani kamuoyu bu siyasi hareketin işaretlerini sonbaharda görür.

Kimler var yanınızda

Şu anda izin almadığım için isim açıklamam ahlâki olmaz. Ama kamuoyunun bildiği isimler var, öğreneceği isimler var. Değerli isimler.

Yeni bir parti ile mi geliyorsunuz?

Büyük bir ihtimalle yeni bir parti olacaktır. AK Parti'nin dış politikada ve iç siyasette yaptığı bazı şeyleri düzeltecek, kırıkları birleştirecek bir parti. Ayrılıklara değil, ortaklıklara vurgu yapacak bir parti.

Bu büyük merkez projesinde siz kendinizi nerede görüyorsunuz?

Yönetici ve üretici kadrosunda.

Lider olarak düşündüğünüz isimler kimler?

Şu anda onu telaffuz etmiyoruz. Bir yıpranma konusu olsun istemiyoruz. Bunu sonbaharda telaffuz edeceğiz.

Yani Tayyip Erdoğan'a yasak gelmezse de siz sonbaharda…

Siyasetçiler başkalarının ne olacağına göre siyaset planlaması yaptığı sürece kaybederler. Onun için bu hareketin zamanlamasını planlamasını kadrolarının sayın Erdoğan'ın davasıyla hiçbir alakâsı yoktur. Üstelik Tayyip Bey için bu süreçlerin kurtarıcı olduğunu düşünüyorum. Türkiye bugün derin bir ekonomik sıkıntı içerisinde, gelir dağılımı felâket, kredi kartı borçları seksen milyar dolara yakın... Biz bunları, çözümlerini konuşacağımıza davaları, telefon dinlemelerini konuşuyoruz.

Yani bu yapı mahalli seçimlere tek başına girecek bir yapı mı sizce?

Bu yapı mahalli seçimlere tek başına girecek şekilde planlanıp gerçekleştirilecek.

Bu bir sır gibi mi kimsenin haberi yok böyle sonbaharda çıktı.

Konuştuğumuza göre bir sır değil artık. Belirli çevreler bizlere yardımcı olamazsa o zaman başka bir alternatif düşünürüz.

Kim o belli çevrelerden kastınız? Yani AK Parti belli çevrelere yol mu açıyor?

Şöyle söyleyeyim. Türk siyasetinde sözü dinlenen akil insanlar vardır. Bunlar refere ederler insanları, siyasi hareketleri.

Peki mesela?

Mesela 9. Cumhurbaşkanı Sayın Demirel bir moral faktörü olarak çok önemlidir.

Büyük merkezin içinde Demirel nerede?

Sayın Demirel parti siyasetinde yok. Çünkü kendisinin kararı partilerüstü kalmak. Demirel sadece siyasi oluşumları kurarken değil, devleti yönetirken de danışılması gereken kişidir.

Yani teknik direktör mü Demirel?

Yani teknik direktör demeyelim,  o akil adamdır.

Bu çalışmaların içerisinde fikir soruyor musunuz?

Gerektiği zaman soruyoruz.

DR. AYTUN ÇIRAY KİMDİR?

Uzman. Dr. Aytun Çıray 1957'de İzmir'de doğdu. 1989'da 32 yaşında başhekim, 36 yaşında müsteşar oldu. Dört yıl boyunca yedi sağlık bakanı ile çalışan Çıray, 1997'de istifa ederek müsteşarlık görevinden ayrıldı. Yönetici sıfatı ile Petkim, Erdemir ve İsdemir gibi dev şirketlerin yönetiminde bulundu. Erenco şirketinin Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptı. Merkez sağın en etkili isimlerinden olan Çıray, 4 yıl Yeni Asır, Gazete Ege, Egeli Sabah, Haber Ekspres'te ve yedi yıl İnternet Haber'de köşe yazarlığı yaptı.

NURAY BAŞARAN/REFERANS