Arzova, "Sanayide kötü günler geride kaldı, daha kötüsü bizi bekliyor" başlığıyla sunduğu yazısında "Türkiye gibi gelişme yolunda olan bir ülkenin sanayiyi kaybetme lüksü yok" dedi.
BURAK ARZOVA'NIN YAZISI ŞÖYLE:
Sanayide kötü günler geride kaldı, daha kötüsü bizi bekliyor
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Türkiye’nin ‘500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması 2024’ sonuçları 27 Haziran 2025 Salı günü İSO Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.
Sayın Başkanın deyimi ile ‘Her sayısı ekonomi ve şirketler tarihimizin değerli bir ekonomi arşivi olan bir araştırma’ ve ‘Türkiye’nin bir nevi şirketler arşivi’. İlk araştırma 1968 yılında 100 şirket ile yapılmış. O günden bugüne aralıksız devam etmiş ve 1981 yılından itibaren de 500 büyük sanayi şirketini kapsamaya başlamış. Köklü bir gelenek. Araştırmanın yaşı benden büyük.
Araştırma sonuçları; şirketlerin genel bir fotoğrafını ortaya koyması bakımından önemli. Uzun yıllardan bu yana yapıldığı için de sanayi şirketlerinin geçirdiği değişimi görmek mümkün.
Geçtiğimiz haftadan bu yana ekonomi yönetiminin uyguladığı sıkı para politikasına tepkiler hükümete yakın kesimler tarafından da artık daha sert bir şekilde dile getirilmeye başlandı.
Ekonomi üzerindeki etkinliği tartışmasız olan ve geçmişte attığı manşetle Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasına belki de neden olan Yeni Şafak gazetesi, 26 Mayıs 2025 Pazartesi günü bu kez ‘Faiz arttı, döviz yükseldi, enflasyon azdı. Üretim düştü. Sanayi duruyor’ başlığı ile gündemi sarstı. Bu politikaların uygulayıcısı ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası sert eleştirilerin odağı oldu.
Arkasından gelen İSO ‘500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması 2024’ sonuçları ise çarpıcı sonuçları ile eleştirilere adeta tuz-biber oldu.
Sonuçlar çarpıcı;
Türkiye hızla üretimden uzaklaşıyor. TÜİK verilerine göre GSYH içerisinde sanayinin payı 2022 yılında yüzde 26,4 iken, 2023 yılında yüzde 22,9 olmuş. 2024 yılında ise yüzde 20’ye gerilemiş. Ciddi bir kan kaybı.
Üretimden uzaklaşmanın sebepleri ayrı bir yazı konusu ancak temelde sanayicinin gereken özen ve ihtimamı görmemesi, üretim için katlanılan fedakarlıkların sonucu elde edilen kârın üretim dışında elde edilen kârın çok altında kalması, üretim için katlanılan yüksek bürokratik engeller, ithalatın üretmekten daha cazip hale gelmesi, ülkede yatırım ikliminin tamamen kaybolması, vs. ilk başta akla gelen temel etkenler.
Oysa Türkiye gibi gelişme yolunda olan bir ülkenin sanayiyi kaybetme lüksü yok...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...