İşte Yılmaz'ın Mürriyet'teki köşe yazısının ilgili bölümü...
IMF, bir banka değildir!
BAŞBAKAN Recep Tayip Erdoğan, dün gazetecilere şunu söyledi:
"IMF bu noktada karşılıklı çıkara dayalı olarak bir yaklaşım gösterecek olursa biz zaten varız."
Sadece bu cümle bile Başbakan’ın ekonomiyle ilgili bilgi düzeyini ele vermeye yetiyor.
Belli ki Başbakan, IMF’yi bir banka ya da ticari bir kuruluş zannediyor!
Türkiye, IMF ile anlaşırsa, IMF’deki "kendi parasını" çekme hakkını kullanacak.
IMF kredi filan vermiyor!
IMF, eğer siz isterseniz, size oradaki sermayenizle ilişkili bir oranda para verebilir.
Bunu istediğinize göre ekonominizin iyi olmadığını varsaydığı için de size ekonominizi düze çıkaracağını düşündüğü bir program önerebilir.
Buna uyarsanız ne álá. Uymazsanız da kimse sizi mahkemeye vermez, kapınıza haciz göndermez!
Ve bu önerilecek programın işe yarayacağını da kimse bilemez zaten. Kişisel olarak IMF reçetelerinin, ülkelerin gerçeklerinden uzak ve sadece belli bir sınıfın çıkarlarını korumaya yönelik olarak çalıştığını da düşünürüm.
Ama bu iş anlaşmayı isteyen devletle ilgilidir, IMF kimseye "Gel benimle anlaş da biraz para vereyim, ben de bu işten bir şeyler kazanırım" demez!
Amacı "ümük sıkmak" değildir. Kendi bildiği programı uygulamaktır.
Dolayısıyla IMF ile anlaşırken "karşılıklı çıkarlar" söz konusu değildir!
Başbakan’ın kızı, dünyanın en iyi ekonomi okullarından birinde master yapıyormuş.
Bir ara derslerden başını kaldırıp babasına durumu anlatsa ne kadar iyi olurdu. Belli ki babası, hálá Kasımpaşa’daki simitçi tezgáhında kalmış!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...