Beşiktaş Dört Köşe 

Beşiktaş taraftarları ‘O sene bu sene, o takım bu takım’ tezahüratını diline en son hangi sezon bu kadar erken dolamıştı hatırlamıyorum. Bu kadar ümitli olmakta haksız da sayılmazlar hani. Zira Schuster’in, rotasyon adı altında ziyadesiyle faydalandığı kadro genişliği, Siyah-Beyazlılar’ı bazılarının gözünde lig başlamadan şampiyon yapmaya yetiyor. Fakat iş fikstüre maç maç bakmaya gelince, kazın ayağı da göze farklı gelmeye başlıyor.

İyileştirilmiş kadrosunu ve geçmişten kalan yüksek tansiyonu hesaba katarsak, Ankaragücü; CSKA Sofya ve Fenerbahçe randevularıyla devam edecek sekiz günlük bir periyodun başlangıcını yapmak için pek ideal bir rakip değildi Beşiktaş için. Hele son yılların açık ara en faydalı transferi Quaresma’nın yokluğunda... Yine de akla gelen başa gelmedi ve Siyah-Beyazlılar belki de beklemedikleri kadar rahat kazandı.

Zemin kadar yavan başladı aslında maç. İlk dakikalar itibarıyla nabzı daha yüksek atan taraf olan Ankaragücü, 12. dakikada ofsayt ile kesilen ataktan fazlasını bulamayınca, söz sırası ev sahiplerine geçti. Ne var ki Bobo, Nobre ve Nihat ortaklığı da istediği ciroyu bir türlü yapamıyordu. 10’lu dakikalarda kaçan dört yarım pozisyonun gelir hanesine yazılabilecek tek yanı, top hâkimiyeti konusunda kurulan ezici üstünlüktü. Bu üstünlük de meyvesini 29’da verdi. İsmail’in soldan bindirip içeri çevirdiği topu Bobo kafayla filelere gönderdi: 1-0. Golün ardından Guti’nin cepheden çektiği şut hariç herhangi bir heyecan yaşanmayınca da soyunma odasına bu skorla gidildi.

İkinci yarı da benzer makamdan açılınca, ilk değişiklik hakkını 27’deki zorunlu Aydın-Özgür takasıyla kullanan Özat, 54’te sarı kartlı Uçar’ın yerine Vittek’i oyuna sürdü. 56’da Meye’nin dışarı giden kafası, iki dakika sonra Bobo’nun direkte patlayan füzesiyle karşılık bulunca, maçın da daha vaatkâr hale geleceği belli olmuştu.

Ankaragücü’nün daha fazla açılmaya başladığı dakikalarda Beşiktaş’ın ikinci golü geldi. 59’da Nihat’ın yerine oyuna dahil olan Tabata, iki dakika sonra çaprazdan ceza sahasına girer girmez sert vurdu, Toraman’a sadece ayak koymak düştü: 2-0. ‘Kartal’, rüzgârı arkasına almıştı bir kere. 67’de Guti, en iyi bildiği şeylerden birini yaptı ve Bobo’ya nefis bir ara pası çıkardı. Brezilyalı’nın gönlü de bu pasın ‘asist’ hanesine yazılmamasına razı olmadı: 3-0.

Skorun, maçın galibini ilan etmesi, pozisyon bolluğuna engel olamadı. Önce Vittek’in plasesi 69’da direğe takıldı, ardından da 75’te Beşiktaş’ın dördüncü golü geldi. Tabata’nın kullandığı serbest vuruşta, Nobre, alışıldığın aksine bu kez kafa topuna çıkarken faul yapmadı ve bunun da karşılığını golle aldı: 4-0. 81’de ise önce Tabata karşı karşıya pozisyonda kaçırdı, ardından da Vittek Cenk’i fazla hafife aldı. Kalan bölümde tabela değişmeyince, Beşiktaş sezonun üçüncü 4-0’lık galibiyetini, bu kez Q7’siz aldı. Yani o senenin bu sene olması için bol bol ihtiyaç duyulacak bir şekilde.

Radikal