Turktime yazarı Şahnaz Çakıralp yazdı...
Cecilia Sarkozy'in daha yeni Fransa Cumhurbaşkanı seçilen eşinden boşanması tüm dünyada büyük bir ilgi uyandırdı.
Tarihte bunun başka bir örneğinin olmadığı vurgulandı.
Yani Bayan Sarkozy Dünya'da bir ilki gerçekleştiriyordu.
Bir kadın, Fransa gibi çok önemli bir ülkenin zirvesinde ki saygın yerini, şaşaalı yaşamı elinin tersiyle itiyor, kendi deyimiyle sükûneti ve gölgede yaşamayı seçiyordu.
Ayrıca Cumhurbaşkanı seçilen eşini iki yıl önce bir başkasıyla aldattığını açıklıyordu.
Ülkemizin gündemi çok yoğun olduğu için dünyada uyandırdığı ilgi kadar ilgiyi belki uyandırmadı. Ama yine de Bayan Sarkozy'nin bu davranışı bizde de yankı buldu. Bulmaması imkânsızdı zaten.
Nasıl bulmasın ki!
Eşi Cumhurbaşkanı seçilen bir kadının hemen eşinden boşanması bizler için akıl almaz bir olaydı. Bizim her türlü anlayışımıza tersti.
Bir kadının, görkemli bir yaşamın kapısı, onun için sonuna kadar açıldığı anda böyle bir yaşamdan kendi isteği ile vazgeçmesi inanılmaz bir durumdu..
Bir Cumhurbaşkanı eşinin kocasını iki yıl önce bir başka erkeğe âşık olduğu için aldattığını anlatması ise akıllara ziyan bir davranıştı.
***
Cecilia Sarkozy "Basitçe ifade etmek gerekirse aramızda ki evlilik artık imkânsız hale gelmişti. Şunu bilmelisiniz ki kamusal hayat bana uymuyor. Ben gölgeyi ve sakinliği seven birisiyim." diyor.
Kamusal hayatı, onun hiçbir zenginlikle elde edilmesi mümkün olmayan maddesel olanları bir yana, manevi olanaklarını bir kadının elinin tersiyle itmesini sadece sakinliği ve gölgede bir hayatı yeğlemesini yadırgamamak mümkün mü?
Bizde evlilik imkânsız hale gelse bile, "first lady"lik söz konusu olunca o evliliğin imkân haline gelmemesi imkânsızdır.
Hele o nevi bir kamusal yaşamı reddetmek mümkün değildir.
Hele hele gölgede yaşamayı yeğlemek!
Şaşırdınız mı?
Doğrusu Cecilia Sarkozy bizi hayal kırıklığına uğratmıştır.
***
Bayan Sarkozy bunlarla da yetinmemiş.
"2005 yılında biriyle tanıştım. Âşık oldum ve sonra ayrıldım. Belki bunda o dönemde çok medyatik bir hayat yaşıyor olmamın da etkisi olmuştur."
Kocasını yani Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'i boynuzlattığını, pardon aldattığını da açıkça söylemiş.
Bizde böyle bir olay asla olmaz.
Olsa, neler olabileceğini düşünmek bile istemem.
Doğrusu Bayan Sarkozy bizi bununla da şaşkına çevirmiştir.
***
Cecilia Sarkozy'in bu davranışları birçok yönü ile tartışılabilir.
Aşkı tartışılabilir.
İhaneti tartışılabilir.
Görkemli yaşam tartışılabilir.
Sade ve gölgede yaşam tartışılabilir
Kamusal yaşam tartışılabilir.
Ama bence burada üzerinde tartışılmadan konuşulacak bir konu vardır ki o sadece dürüstlüktür. İnsanın kendine karşı olan dürüstlüğüdür.
***
Cecilia Sarkozy, o kadar asil ve dürüst davranmıştır ki, ihaneti asla affetmeyen toplumumuzun büyük çoğunluğu bu ihaneti için ona 'helal olsun sana' demiştir.
Bayan Sarkozy o kadar zarif ve dürüst davranmıştır ki, şaşaalı bir yaşam onu beklerken bunu elinin tersiyle itmiş, sakin bir yaşamı ve gölgede yaşamayı yeğlemiştir.
Böyle bir davranış karşısında toplumumuz onu ayakta alkışlamıştır.
Bayan Sarkozy o kadar dürüst ve alçak gönüllü davranmıştır ki, "Fransa halkı bir kişiyi seçti. Bir çifti değil" diyerek, makamların sadece görev için
olduğunu zarif bir biçimde anlatmak istemiştir.
Şimdi böyle bir kadına ne yapılır?
Saygı duyulur.
Sadece saygı!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...