DTP Genel Başkanı Ahmet Türk TBMM çatısı altında bakın neler söylemiş:
“Başbakan ABD’deki bir toplantıda ’Kürtler azınlık değil, çoğunluğun parçasıdır. Yeni Anayasa çalışmalarında bazı yenilikler gelecek’diyor. Burada inkar yok. Bu bizim söylediklerimizden farklı değil. Kültürlerin kimliğini, kültürünü güvenceye alacak yasal düzenleme arayışı içindeyiz. İmralı’da da buna benzer geçmişte bir açıklama vardı. Kültürler ve farklılıklar bir zenginlik olarak kabul edilir ve yasal güvence alınırsa iki ay içinde tamamen PKK’yı silahsızlandıracak bir girişim içinde bulunulur. Sayın Başbakan da bunu söylüyor.”
Şimdi bu konuşmayı açıp yorumlayalım:
PKK, pardon DTP Genel Başkanının Başbakan Erdoğan’la teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın söylem birliğinde olduğunu söylemesi bühtandır.
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakan’ı ülkesini bölmek için bebek, ihtiyar demeden 35 bin insanın canına kast eden bir katil ile hiç bir zeminde aynı düşünüyor şeklinde mütalaa edilemez ve sunulamaz.
Eğer bu yapılıyor ise orada ciddi bir sorun var demektir.
Ahmet Türk’ün; Başbakan’ın söylemi Öcalan ve bizimkiyle aynı demesi söz konusu olan Kürtler ve hakları olduğu için asla ve kat’a kabul edilemez.
Türkiye’nin Başbakan’ı Güneydoğu mes’elesinde değil Öcalan ile, DTP ile de aynı safta olamaz.
Aslına bakarsanız Sayın Erdoğan’ın onlarla aynı safta olmadığı da aşikârdır lakin yapılan kimi yanlışlar böylesi istismarlara zemin hazırlıyor.
Hatırlayın, Tayyip Bey’in anlı-şanlı bir Diyarbakır çıkarması vardı.
O gezide politize ve da ayrılıkçı Kürtlerin gururunu okşayan sözlerini ya da bazılarının ifadesi ile açılımlarını gözönüne getirin.
Kürtleri ayrı bir unsur olarak tanımlayan o günkü konuşması ve arkasından gelen benzer yaklaşımlar işi buralara kadar yani, Başbakan, Öcalan’la aynı şeyi söylüyora getirmiştir.
Eski deyimle münevverin, yeni deyimle entelektüelin fantezi kurma lüksü olur da ülke mukadderatını elinde tutan devlet adamlarının böyle bir lüksü olamaz. Bu tür sorunlar öyle deneme-yanılma metodu ile de aşılamaz. Devleti yönetenler çok seslilik kamuflajındaki aydın sorumsuzluğuyla hareket edemez.
Kuşkusuz bütün bunlar kamuoyunun da malumu olduğu üzere muhtemelen Başbakan’ın kafasının karışıklığının eseridir.
Hangi kafa karışıklığı mı?
Türkiye’de 20 küsür etnik yapı var, Türklük de bu yapılardan biridir şeklinde özetlenecek olan kafa karışıklığı.
Öyle olmasaydı Kürt kimliği ve kültürünün güvenceye alınması gibi bir söz edilmez ve daha da önemlisi Ahmet Türk gibi biri o benzetmeyi yapma cesaretini kendinde bulamazdı.
Her şeyi tahmin ederdim de Türkiye’nin Başbakanının Öcalan’la aynı düşündüğünün DTP gibi bir yapı tarafından dillendirileceğini hiç ummazdım.
Tekrar ediyorum Sayın Erdoğan’ın üniterlik hassasiyetinin bire bir tanığıyım ama DTP gibi yapıların istismar edeceği argümanlar da verilmemeli ve net bir tutum takınılmalıdır.
TABLO ORTADA...
Bahçeli’nin tespiti?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP’nin ABD gücenmesin diye teröre göz yumduğunu söyledi... İnsaf ile söyleyin Devlet Bey’in bu söylediklerinde haklılık yok mu? AKP 2002’nin Kasım’ından beri iktidardadır. PKK ile mücadele bağlamında; AB’ye uyum için çıkarılan malum yasalarla askerimizin elinin kolunun bağlanmasından başka ne yapmıştır? Evet söyler misiniz AKP, PKK’yı yok etmek için somut olarak hangi adımı atmıştır? Barzani ile Talabani’ye rest mi çekmiştir? Tam tersine onları Cumhurbaşkanı ve TSK’ya yani devlete rağmen kucaklamıştır. ABD ile meseleyi kriz noktasına mı taşımıştır. Hayır, durumu idare etmiştir. İşte son örnek sıcak takip ya da sınır ötesi harekat olayıdır. AKP sırf ABD istemiyor diye PKK ile mücadelede olmazsa olmaz olan bu harekata mesafelidir. Türk Silahlı Kuvvetleri hükümetten aylardır harekat iznini talep ederken AKP, Washington gücenmesin diye bu talebi duymaz, görmez haldedir... Şimdi böyle bir tabloda MHP lideri Bahçeli; AKP, ABD gücenmesin diye teröre göz yumuyor derse söyler misiniz nasıl haksız olabilir!
BİR TÜRLÜ ALIŞAMADI!
Gül ve 301 için referandum?
Abdullah Bey Cumhurbaşkanı ama galiba farkında değil. Tavır ve tutumları Gül’ün hâlâ Cumhurbaşkanından ziyade AKP kurucularından biri psikozunda olduğuna işaret ediyor. Cumhurbaşkanının 301. maddeye takındığı tavır, bunun delilidir. Malum 301. madde en çok Cumhurbaşkanının sahiplenmesi gereken bir madde. Orada gidilecek bir değişiklik surda yani ülke bütünlüğünde önemli bir gediğin açılması demektir. Hal bu iken Sayın Gül her nedense birlik ve bütünlüğün sigortası hüviyetindeki bu düzenlemeyi sahiplenmiyor ve Orhan Pamuk gibilerle aynı safı tutuyor.. Sahi şu 301 için bir referandum yapsak ne sonuç çıkar acaba? Sizi temin ederim ki bu ülke halkının yüzde 90’ı kendine küfürü serbest bırakmaz ve 301’i muhafaza için oy kullanır. Realite bu iken Cumhurbaşkanı temsil ettiği halk gibi değil de, neden bir avuç entel ve dönme ile beraber hareket ediyor acaba?
GÖREV ADAMI
Zahit Akman’ın dünü bugünü?
Ahmet Çakar’ı canlı-yayında fırçalayan RTÜK Başkanı Zahit Akman’a hücumlar yapılıyor. Neymiş efendim Akman gibi gazetecilik kökeninden gelen biri nasıl böyle sansürcü olabilirmiş!..Yapmayın, etmeyin, eylemeyin. Zahit Akman dürüst ve haysiyetlidir de hiçbir zaman özgür bir gazeteci olamamıştır. Zahit Bey dün de bugün de her zaman görevlidir. Dün yani medyaya adım attığı ilk günler olan 1995 sonrasında fikri ya da zihniyeti adına Kanal 7’de görevliydi, bugün de onu o makama getirenler adına görev yapıyor. Dolayısı ile Zahit Akman o görevlerinin dışına çıkamaz. Çıkarsa, biter, gider ya da yok edilir.. Zahit kardeşimiz bunu bildiği için itaat ediyor ve emirleri uyguluyor... Bazıları hâlâ farkında değil, muhafazakar cenahta yukarıdakiler ve aşağıdakiler diye iki güruh vardır. Yukarıdakiler seçilmişlerdir ve güya haşa Allah(cc) adına emreder, aşağıdakiler de bunu ibadet şuuruyla yerine getirir..Yerine getirmedin mi mel’un ve mürtet ilan edilip anında ışlanırsın.. Dolayısı ile böyle bir yapı ve kültürden gelenlerin farklı davranması mümkün değildir... Haaa Ahmet Çakar olayındaki tepki ise usul açısından yanlış olsa da Zahit Bey özde haklıdır.. Bu Çakar kardeşimizin yaptığı çoğu zaman ajitasyonun ötesidir ve topluma zarar veriyor. Dolayısı ile ikaz gerekirdi ama söylediğimiz gibi usul yanlış olmuştur.
Yeni Çağ
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...