Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu öncesi, basın mensupları ile bir araya gelerek bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi.
ÇİN'DEN ORTA KORİDORA AÇIK DESTEK: TÜRKİYE'DEN GEÇECEK HER TRENE HAZIRIZ
SORU: Sayın Bakan bu ulaştırma koridorlarının neredeyse tümü üzerinde çalışılan koridorların neredeyse tümü Çin üzerinden siz de bahsettiniz, Çin üzerindeki üretimleri bu bölgeye taşımak üzerine kurulu. Çin'in bir petrol bağımlılığı var siz de takdir edersiniz. Yani petrol ihtiyacının bildiğim kadarıyla yüzde ellisini bu bölgelerden karşılıyor. İran'da dahil olmak üzere. Bu son savaşın hem bu koridorları hedef aldığını hem de Çin'in hedefte olduğunu düşünür müsünüz? Ve Çin bu işin üzerinden kalkacak mı? Bu konuyla ilgili değerlendirmenizi merak ediyorum, teşekkür ederim.
Bakan Uraloğlu: Sorunuzun, Hakan Fidan'ın cevaplaması gereken bölümünü cevaplamayayım müsaadenizle. Şimdi bugün bakın mesela İran'ın İsrail'le bir çatışma durumu var. Savaş da diyebiliriz.
Aldığımız resmi olmayan bilgilere göre İran resmen savaş ilan etti diye bilgiler alıyoruz. Ama fiili bir savaş halidir. İsmini her ne dersek diyelim. Bakın orada İran'ın füze kapasitesinin ne olduğu, üretim kapasitesinin ne olduğu konuşuluyor. Bir taraftan da bazı ülkelerin İran'ı desteklediği, hava koridorlarını kullandığı… bunlar tabii doğrulanmış bilgiler değil. Onu özellikle söylemek isterim. Ama doğru olduğunu da kabul edebiliriz.
Bakın normal zamandakinden daha fazla kriz zamanlarında ulaştırma koridorları kıymetli.
Dolayısıyla bu koridorların ya da bunları kullanacak ülkelerin hedef alınması da çok mümkün. Bir ülkeyle gerilim varsa, çatışma savaş varsa ilk önce onun lojistiğinin kesilmesine gayret ediliyor. Çünkü şu anda dünya ne savunma sanayi anlamında ne de diğer hiçbir alanda kendine yetmiyor.
Mesela gıda anlamında Türkiye'nin kendine yettiğini söyleyebilirim çok şükür ama birçok ülkede yetmiyor. Dolayısıyla bunların hedef alınması gerek planlama aşamasında, yani Yılmaz Bey'in de Yeni Şafak'tan sorduğu soruyla “acaba geciktirir mi” dedi hani ona da aynı zamanda farklı bir bakış getirip… Kesinlikle bunların hedef alınması, geciktirilmeye gayret edilmesi, yapılmamasını sağlaması gayretleri beklenen gayretlerdir, beklenen düşüncelerdir.
Ama biz de buna göre kendi gardımızı alıyoruz. Bakın mesela Kalkınma Yolu Koridoru'nun alternatifi olarak G7 zirvesinde IMEC Koridoru, yani Ummandan girip Arabistan'dan, İsrail'in Hayfa Limanı'ndan inecek bir koridor, ortaya atılmıştı. Kalkınma yolu koridoru aksiyonel bir yaklaşımdır. IMEC reaksiyonel bir yaklaşımdır. Planlanmış değildir.
Bunlar hep olacaktır. Artık önümüzdeki günlerde de o koridorun belki İsrail'in durumuna bağlı olarak tekrar konuşulması söz konusu olacaktır elbette ama biz bunun doğru yatırım olduğunu düşünüyoruz. Bir de dünyada mevcut yük taşımacılığından bir pay almanıza gerek yok. Artandan pay alsanız bile bu koridorlar gerekli olandır diye düşünüyorum. Buyurun.
5G İHALESİ NE ZAMAN YAPILACAK?
5G ile ilgili gerek operatörlerle tek tek -çünkü bazı beklentilerini hani özelinde söylemek istediler- gerekse de onların birliği var. O vesileyle topluca da defaatle konuştuk. Yine bu konuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla yine Hazine Maliye Bakanlığımızla, Cumhurbaşkanı yardımcımızın koordinasyonunda çoklu toplantılar da yaptık.
Hani burada bir 5G'ye geçme sürecinde ülkenin ne kazanacağını, ne kadar bir ithalat yapma zorunluluğu olacağı, yerliliği ne kadar teşvik etmemiz gerektiği noktasında birçok görüşme yaptık. Tabi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak benim beklentim elbette daha çok yatırımdır, çok net. Yani kamuya daha fazla para alma yerine daha iyi bir altyapı, iletişim altyapısı, 5G imkanı sunmaktır.
Elbette hazinemize de makul olanlarda yatırımı engellemeyecek oranlarda da bir katkı beklememiz doğal olanıdır diye düşünüyorum.
Ne zaman? Yani eğer bir aksilik olmasa yani Ağustos ayı içerisinde bunun ihalesini yapalım diye düşünüyoruz. Ama 2026 yılı içerisinde ilk sinyali alırız ve buradaki ilk etapta bütün ülkenin kapsanmasından ziyade belki, yoğun illerin kapsanması ve peyder pey bir program dahilinde ki bu 4,5G'de de böyle olmuştu.
Şimdi biz bir projede beklenenden geri kalmışsak ve Cumhurbaşkanımızın olduğu ortamda tasarruf tedbiri diyorsak acayip ona tepki veriyor. Diyor ki, “arkadaşlar işlerinizi önceliklendirin, yapılması gerekeni asla ihmal etmeyin.” Biz de bütün sektörlerde bunu yaptık gerçekten.
Ama sunumun ilk hemen birkaç slide'ında olan demiryollarına ve karayollarına ne harcadığımızı gösteren rakamlar vardı. Orada karayollarına ciddi bir para harcadık. Demiryolları birazcık daha arkadan geliyor. Dolayısıyla sizin söylediğiniz de doğru. Bundan sonra demiryollarına hiçbir şeyi esirgemeden yolumuza devam ediyoruz. Yani burada bizim şu anda bakın 13.919 kilometre demir yolu attığımız var.
Yaklaşık 4 bin 500 kilometre demir yolu inşaatımız devam ediyor. Bunun 4 bin kilometrelik bir bölümünü 2028’e kadar hizmete alacağız ve yatırımlarımıza bir taraftan devam edeceğiz. Türkiye'deki demir yolu hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizde 48 saatte bütün ülkeyi dolaşmış olacağız. Hedefimiz de 28.500 kilometre demir yoludur.
"METRO PROJELERİNDE DURAN HATLAR VAR AMA BAKANLIK DEVREDE DEĞİL"
SORU: Şimdi son dönemde biliyorsunuz bu İBB operasyonları kapsamında bazı metroların işletmecilerinin dahi hatta işte bir gözaltına aldığı, ifade verdiği vesaire vesaire biliyorsunuz… Bu kapsamda İstanbul'da yapımında problem olan ya da bu kapsamda olma olasılığı olan hatlar var mı? Başlanmış olanların durma riski ya da durma riski varsa burada sizin müdahale olma ihtimaliniz var mı? Bu konuda bir bilgilendirme yapabilir misiniz bize?
Bakan Uraloğlu: Tabii bu aynı zamanda hani İstanbul'daki süreçlerle ilgili de oradaki yürütülen operasyonlar vesaire noktasında çok da fazla bir şey söylemeyi ben çok da doğru bulmam. Sizin sorunuzu cevaplayayım. Şehir yerleşkelerindeki ulusal ve uluslararası demiryolu -bu karayollarında da aşağı yukarı böyledir- Demir yolu bağlantıları dışında şehir merkezlerindeki hafif raylı sistem hatlarının yapılması oradaki belediyenin görevidir. Gerek büyükşehir olsun gerek il olsun gerekse de ilçe olsun bir proje yapacaksa bu oradaki belediye tarafından yapılmalı. İstisnası nedir?
Eğer o ulusal ağı havalimanına, limana bağlıyorsa o bizim bakanlığın görev alanına da giriyor. Dolayısıyla burada belediyeler projelerini, öngörülerini ortaya koyarlar. Her halükarda otorite biziz, düzenleyici otorite. Bize projelerini onaylattırırlar. Projeleri onaylarız.
Çünkü ülkede bir bütünlük oluşması lazım. Raylı sistem araçlarından belki iki ili birbirine bağlayacak olan raylı sistemin doğru bağlanması için belli bir standardizasyon noktasında otorite biziz ve biz onaylarız. Dolayısıyla sonrasında ilgili belediye bunu yapar. Eğer belediye bunun bakanlık tarafından yapılmasını isterse bu mümkün. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla bizim bakanlık bunu alır yapar ve kendisine devreder ve yapım ücretini de belediyeden keser. Bu da bir tartışma konusu, ona hemen açıklık da getirmiş olayım. Madem sen keseceksen niye sana yaptırsın ki sorusu gelebilir. Niye yaptırsın?
RADAR TARTIŞMASI SONRASI HIZ LEVHALARI GÖZDEN GEÇİRİLİYOR
Radarla ilgili şöyle bahsetmek isterim. Tabii burada İçişleri Bakanımız paylaşmıştı. Seyahat eden araçların binde beşi -yanlış hatırlamıyorsam- yani yüzde sıfır virgül beşi veya o civarda bir araca hız denetimi yapıldı ve ceza uygulaması yapıldı. Ama algı onun çok üzerinde oldu. Tabii burada çok net refleks şudur, vatandaşlarımızın trafikte can kaybını azaltmak.
Bütün hesap budur. Onun haricinde trafik cezası kesildi de bütçeye şu kadar… Türkiye'nin bütçesi oraları çok fazla geçti. Öyle bir kaynağa ihtiyacı yok ülkemizin. Bütün refleks gerçekten budur. Bu sefer karşımıza ne çıktı? Şu çıktı: İşte sizlerin de takip ettiği gördüğü… Bazı vatandaş diyor ki 90'la gidiyorum 70'e düştü 50'ye düştü tekrar 70'e çıktı… Tabii bir sürücünün bütün dikkatinin yol ve lehvalarda elbette olmasını isteriz. O zaman bu sefer şöyle bir soru da beraberinde geldi “bu lehvalar yanlış mıydı da bir komisyon kuruldu?”
Bir yanlışlık yok. Kurulan komisyon buradaki mesela bir yaya geçidinde siz eğer 50'ye düşürmüşseniz, yaya geçidi koymuşsanız 50'ye düşürmek zorundasınız. 70'le geçiremezsiniz oradan. O zaman dedik ki biz bu yaya geçişlerini birazcık daha birleştirme… Yaya geçişlerini alttan veya üstten yapma... Bunların hepsini tespit edelim.
Ama ilk etapta da bu levhalarda gelişen ve değişen imar durumuna yerleşim şartlarına göre bir düzenleme yapalım dedik.
Mesela bir tanesini çok basit söyleyeyim size. Siz bir yerleşim levhasını gördüğünüzde ilçe olsun il olsun onu gördüğünüzde otomatik aksi bir şey demiyorsanız orası meskun mahaldir, elliye düşmeniz gerekir.
Biz bunu genelde yerleşimlerin sınırına koyduk. O zaman şunu tartıştık. Dedik ki yerleşimin yoğunlaştığı yere koyalım bunu mesela. Dolayısıyla bunların hepsini o komisyon iki bakan yardımcımızın başkanlığında kuruldu. Çalışmaya başladı.
Hızlıca vaziyet edip bunu düzenlemiş olacağız. Vatandaşlarımızı yormadan ve güvenli bir şekilde inşallah seyahat ettireceğiz.
11 UÇAK ÇATIŞMA BÖLGESİNDE
SORU: Biliyorsunuz İran-İsrail arasında savaşın sekizinci günü. Bizim İran'da sivil uçuşlarda kalan uçağımız var mı? Varsa bunlar Türkiye'ye döndü mü? İkincisi de sizin mesainizi yoğun olarak verdiğiniz kalkınma yolu. Türkiye tarafını takip ediyoruz da. İşte Basra'dan başlayan ve Fişebur'a kadar gelen süreçte şantiyeleri kurdu mu? Yani bu kalkınma yolunda şantiyeler kurulma sürecine geldi mi? Bizim tarafı biliyoruz. Siz zaten sitenizde paylaşıyorsunuz. Irak tarafı ne durumda? Çok teşekkür ederim.
Bakan Uraoğlu: Şu anda bizim bu İran-İsrail çatışmasında İran'da 7 tane, Irak'ta da dört tane ağırlıklı olarak Pegasus'un yanlış hatırlamıyorsam yedi tane Pegasus'un, iki tane Türk Havayolları'nın, bir tane Ajet'in, bir tane de Tailwind'in uçağı var. Bunlar dediğim gibi yedi tanesi İran'da, dört tanesi de Irak'ta.
Bunları gerek dış işlerimiz gerekse de Milli İstihbarat Teşkilatımızın aracılığıyla takip ediyoruz. O bölgedeki hava hareketinin ve roket ve füze hareketinin çok yoğun olması sebebiyle o riski hem ilgili ülkeler hem de biz alamadık işin açıkçası. Yani belli gün tam hatırlamamakla beraber 3-4 gün yanlış hatırlamıyorsam orada bütün ekipler kaldı. Şimdi bütün ekipleri de bu tarafa aldık. Hani en azından can güvenliğini sağlama noktasında günlük takip ediyoruz. Bir fırsat olursa ilk fırsatta onları almış olacağız.
Tabii kalkınma yolu ile ilgili Irak tarafında henüz çalışmaya yönelik veya şantiyeye yönelik bir kazma vurulmadı. Çok net. Daha finansmanla ilgili konuşuyoruz. Projede yüzde doksan beş olduğunu söylemiştim kabaca. Hani beklentimiz bu sene finansmanın sağlanması noktasında bir adım atıp önümüzdeki sene başlayabilmektir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...