Bağış: Türkiye İçin Avrupa Kilit Ülkedir! 

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin artık kendinden emin bir ülke olduğunu söyleyerek, "Kendi sorunlarına Fransız kalanlar bugün Türkiye'nin Avrupa için ne kadar kilit bir ülke olduğunu görmekte zorlanıyorlar" dedi.

Bakan Bağış, bu yıl ilk kez düzenlenen Ticaret Müşavirleri Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'a bu imkan için teşekkür ederek, küreselleşen dünyada Türkiye'nin hak ettiği saygınlığa kavuşmasında önemli rol oynayan ticaret müşavirlerinin düzenli aralıklarla bir araya gelmesi ve görüş alışverişinde bulunmasının sadece dış ticaret açısından değil, Türkiye'nin AB politikası bakımından da son derece isabetli bir yaklaşım olduğunu bildirdi.

Dış ticaret müşavirlerine "Dünyanın çok farklı noktalarında Türkiye'nin gerçek eksenini belirleyen sizlersiniz" diye seslenen Bağış, Türkiye'nin ekseninin Türkiye'nin malını sattığı, ticaret yaptığı, THY uçaklarının uçtuğu, Türk gemilerinin gittiği yer olduğunu kaydetti. Bağış, eğer bugün dünyada bir kayma varsa, belki fırsatların ya da zenginliklerin kaydığını söyleyerek, bu kaymayı da Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın çok iyi şekilde tespit etmekte olduğunu belirtti.

Bağış, Türkiye'nin artık kendinden emin bir ülke olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin, Avrupa'nın 6., dünyanın ise 16. büyük ekonomisi haline gelmesi, küresel ekonomik krizden başarıyla çıkarak 2010 yılında yüzde 8,9'luk büyüme oranına ulaşmasının başta AB ülkeleri olmak üzere herkesin hayranlıkla izlediği bir dönüşüm olduğunu kaydetti. Dış ticaret müşavirlerinin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine kitlenmiş durumda olduğunu söyleyen Bağış, bu hedefin eşgüdüm sağlanarak başarılabileceğini bildirdi.

Türkiye'nin her zaman Asya ile Avrupa arasında bir köprü olarak nitelendirildiğini, bugün bu köprünün bütün ayaklarının güçlendirilmekte olduğunu söyleyen Bağış, Türkiye'nin doğu, batı, kuzey ve güney ayaklarının eş zamanlı olarak güçlendirilmekte olduğunu kaydetti. Bağış, bir köprünün 4 ayağının da kuvvetli olması gerektiğine işaret ederek, "Bugüne kadar Türkiye'nin tek ayağına önem verenler, sonra da o köprünün herkes tarafından benimsenmesini beklediler. Bu ikilem ve mantık dışı bu yaklaşım artık son bulmuştur" diye konuştu.

Bakan Bağış, bugün Türkiye'nin yaklaşık 20 ülke ile serbest ticaret anlaşması olan, dünyanın dört bir yanıyla ticaret yapan bir ülke olduğunu söyleyerek, serbest ticaret anlaşmaları kapsamında, 2002 yılında 2,4 milyar dolar olan ihracatın, 2010 yılında 12 milyar dolara, 4 milyar dolar olan ithalatın ise 8 milyar dolara çıktığını anımsattı. Avrupalı muhataplarına "Biz Türkler yürürken ciklet çiğneyebilen kişileriz" dediğini aktaran Bağış, aynı anda hem doğu hem de batı ile ilişkileri geliştirebildiklerini, bunların da birbirine alternatif olmadığını belirtti.

AK Parti hükümetinin "komşularla sıfır problem" ilkesi çerçevesinde izlediği çok yönlü dış politika sayesinde, gerek bölgesinde gerek uluslararası arenada önemli ve saygın bir güç haline gelen Türkiye'nin, artık sorunların parçası olan, kendini çatışmanın ortasında bulan, başka ülkelerin ne yapacağını görüp ona göre kendi yaklaşımını belirleyen ülke olmaktan çıktığını belirten Bağış, Türkiye'nin artık kendi bölgesinde sorun çözen arabulucu bir "ticaret devleti" haline geldiğini bildirdi.

Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçmişte siyasi ilişkilerin ekonomik ve ticari ilişkileri belirlediğini, günümüzde ise ekonomik ve ticari ilişkilerin siyasi ilişkileri belirlediğini söylediğini hatırlatarak, gerçekten de dünya dengelerine bakıldığı zaman bu gerçeğin açıkça görüldüğünü ifade etti. Bakan Bağış, dış politikada ekonomik yaklaşımın çok önemli olduğunu söyleyerek, bir ülke ile ortak yatırımlar, ticaret varsa bunun siyasi ilişkilere de doğrudan yansıdığını bildirdi. AB sürecinde de bunun gözlemlendiğini söyleyen Bağış, ikili ekonomik ilişkilerin iyi olduğu AB ülkelerinin Türkiye'nin AB sürecine en çok destek veren ülkeler arasında bulunduğunu kaydetti.

Bakan Bağış, Türkiye'nin ekonomik açıdan oldukça zor günler yaşayan AB'ye bir umut ışığı vadettiğini ve bu potansiyel ile Avrupa'daki bazı ülkeleri tedirgin ettiklerini söyleyerek, "Kendi sorunlarına Fransız kalanlar bugün Türkiye'nin Avrupa için ne kadar kilit bir ülke olduğunu görmekte zorlanıyorlar" dedi. Bağış, bununla birlikte Türkiye'nin emin ve kararlı adımlarla yürüdüğünü bildirdi. AB'nin bir anlamda Türkiye'nin diyetisyeni olduğunu söyleyen Bağış, AB ile Türkiye'nin daha da demokratlaşarak şeffaflaştığını belirtti ve "Türkiye'de artık bazı karanlık odakların eski maharetlerinin kalmadığı, bunların gün yüzüne çıkarıldığı bir dönem yaşıyoruz" dedi.

Bu çerçevede Gümrük Birliği konusuna da değinen Bağış, Türk ekonomisine önemli katkıları olan Gümrük Birliği ile ilgili yaşanan sorunların çözülmesi için de gerekli adımların atılmakta olduğunu kaydetti. Bu alanda yoğun bir çaba içinde olduklarını söyleyen Bağış, "Acaba Gümrük Birliği anlaşmasını masaya bir kez daha getirebilir miyiz? Hangi konularda taviz verebiliriz? Hangi konularda taviz koparabiliriz? Bunun üzerinde ciddi bir çaba sarf ediyoruz" diye konuştu.

Gümrük Birliği müzakerelerinde yapılan hatalardan ders alarak, müzakereleri sona eren Geri Kabul Anlaşmasını tamamlama noktasında oldukça kararlı bir pozisyon belirlediklerini anlatan Bağış, Geri Kabul Anlaşmasının onay sürecini, Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat için Avrupa Komisyonu, Konsey'den gerekli yetkiyi almadan başlatmayacağını Türkiye'nin açıkça beyan ettiğini bildirdi.

Bağış, dış ticaret açısından çok önemli olan bir konu olan vize sorununun aşılması için de gerekli her adımın atıldığını söyleyerek, diğer ülkeler için uygulanan kuralların Türkiye için de uygulanmasını her vesileyle talep ettiklerini kaydetti. Avrupalıların bu konuda da belli önyargıları bulunduğunu, sanki bütün Türklerin vizeler kalkınca işi gücü bırakıp Avrupa'ya gideceğini düşündüklerini söyleyen Bağış, Alman Devlet İstatistik Bürosu'nun geçen yılki rakamlarına göre Türkiye'ye kesin dönüş yapan Türklerin sayısının, Almanya'ya göç eden Türklerin sayısından fazla olduğunu bildirdi.

Konuşmasında müzakere sürecine ilişkin de bilgi veren Bakan Bağış, halihazırda 33 fasıldan 13 faslın müzakerelere açıldığını, geriye kalan 20 tanesinin 17'si üzerinde siyasi engel bulunduğunu hatırlattı. Bağış, bununla birlikte reform çalışmalarına devam ettiklerini, aslında 29 faslı çok kısa bir sürede açabilecek noktaya geldiğini söyledi. "Papaza kızıp oruç bozulmayacağı" sözünü hatırlatan Bağış, "Avrupa'da birileri Türkiye'nin potansiyeline Fransız kalıyor diye" müzakere sürecinde atılması gerekli adımları atmamazlık etmediklerini kaydetti.

Egemen Bağış, AB'nin er ya da geç Türkiye'ye "gel" diyeceğini söyleyerek, Türkiye olarak sadece internetin olduğu bölgelere değil, elektriğin olmadığı bölgelere dahi ulaşmak istediklerini kaydetti.

AA