TBMM Başkanı Bülent Arınç 5 yılla yaklaşan döneminde ilginç uygulamalara imza attı, ilginç açıklamalara da… Şimdi bunları yeniden sıralamak istemiyorum. Yazıldı, çizildi, değerlendirildi.
Şimdi bir yenisi ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde TBMM Ziyaretçi Kabul salonunun temeli atıldı, yanı başına da Meclis Kütüphanesi için kazıklar çakılmaya başlandı. Yılbaşına kadar bitirilmesi planlanıyor.
TBMM Baştabipliği, Teknik Hizmetler ve personel lokantası gibi bölümlerle Ulaştırma Müdürlüğü’nün bulunduğu diğer binaların yıkımı için de kollar sıvanmış durumda.
Personel için tedbir alınmış, TBMM memurları kendileri için düzenlenen Orman Bakanlığı’nın eski binasında restorasyon biter bitmez hizmet verecekler.
Sayın Arınç, görev süresi bitmeden, 50 yıl çivi çakmaya gerek kalmayacak projelere imza atmayı da hedefliyor. Ama ne olur bilinmez, önümüzde seçimler var.
* * * * * *
Sizlere yapılacakların bir başkasını da anlatayım:
Tabipliğin bulunduğu araziye Genel Sekreterliği ait bina yapılması planlanıyordu. Ama vekillerimiz bastırmışlar ve bu araziye 250 milletvekili odası yapılması için çalışmalar başlamış. Tabii ki taleplerine cevap verebilecek şekilde.
Yeni 550 milletvekillinden, 250’sinin meclisteki odası 40 metrekare olacak. Bölmelerle ayrılacak odacıklarda danışman ve sekreterler de yer bulacak. Bu kadar da değil. Ayrıca bazı vekiller tuvalet ve duş da istemişler odalarına. Uzmanlar ”Zor olur” diyince “Bari abdesthane olsun” demişler. Proje de yeniden değişiklik için kollar sıvanmış. Bu abdesthane meselesine girmiyorum sizler değerlendirin.
* * * * * *
“Yahu diğer 300 vekil ne olacak, onlara oda yok mu?” sorusuna da cevap bulunmuş, A ve B bloklarda yer alan ortalama 3 metrekarelik 800 oda bu vekillere tahsis edilecek. Bakanlar Kurulu, Başkanlık Divanı ile komisyon başkanı vekillere ana binada yer vererek veya oda vermeden 60 oda tahsisine gerek kalmayacak. 3 metrekarelik odaların da ikisi üçü birleştirilerek 240 oda daha yapılacak 550 vekilin oda sorunu halledilmiş olacak.
Ha… Bunlar herhalde Arınç yeniden başkan olursa uygulanır.
Kütüphane başladı, yeni ziyaretçi salonunun inşaatı da. Ama 250 vekil için odalara, görünen o ki kararı yeni meclis ve başkan ile divan üyeleri verecek.
* * * * * *
Ben şimdiye kadar hiçbir meslektaşımla hele hele bu sütunlarda polemiğe girmemeye özen gösterdim,. Ama Ersin(Tokgöz) Kardeşimiz bu özeni gösterememiş ve Ufuk Güldemir’e karşı halt etmiş, söz hakkı doğurmuş. Ufuk haklı, Ersin’e de “Ölünüz beyefendi” yazısından ötürü cevabı hem Ufuk vermiş hem de Türktime’de yayınlanmamasına rağmen Talat (Atilla) vermiş.
Bunlar hoş değil, Ufuk’la mesleğe başladığımız ilk yıllarda bir gazetede kader birliği yaptık, Annesi, anamız Dilşat ablamızın desteğini de gördük, birbirimize de destek olduk, yedik içtik, çalıştık.
Sonra yollarımız ayrıldı, bir daha da kesişmedi de. Ama ne ben Ufuk’la ilgili, bir kem söz söyledim, ne onun benimle ilgili olumsuz bir sözünü duydum. Hani derler ya, kabre kadar dostluklar, bizim ki işte ondan. Birbirimizden uzak olsak da anılarımızla yaşadık yaşattık. Yaşatacağız da, uzun yıllar, inanıyorum. Ufuk’un hastalığını dünya alem biliyor, tabii ki ben de. Çok da üzülüyorum, buradan da bir kez daha acil şifalar, uzun, sağlıklı ömür diliyorum. Onun Emin (Özgönül) ve benimle ilgili kullandığı “Kollama” sözünü de kaleminden kızgınlıkla çıkmış sözler olarak değerlendiriyorum.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |