Arap Yazar'dan İran'a Ağır İtham! 

Tarık El Humeyid/Şarkulevsat Gazetesi

 Acaba İran, Filistin için bir hurma ağacını yitirdi mi?

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Birleşmiş Milletlerin 'Durban II' olarak bilinen Irkçılıkla Mücadele Konferansı 'nda İsrail'e saldırdığı ve onu ırkçı devlet olarak nitelediği konuşmasını yaptığında aslında uluslararası toplum kadar bize de hitap ediyordu.

Ahmedinejad'ın dün İsrail'le ilgili söyledikleri, geçmişte tekrarladığı sözlerin hafifletilmiş ve yumuşatılmış versiyonundan ibaretti. Zira İran Cumhurbaşkanı geçmişte İsrail'in haritadan silinmesi tehdidinde bulunuyor ve meşru olmamakla tanımlıyordu. Yine geçmişte İsrail'in hayatta kalma potansiyeli olmadığını ve Nazi holokostunun sadece efsane olduğunu ifade etmişti. Bütün bunları bugün hatırladığımız zaman Ahmedinejad'ın dünkü konuşmasında yumuşak olduğunu gözlemleriz.

Ahmedinejad'ın konuşmasının esasında Arap ve Müslüman sokaklara yönelik olduğu ve ön ödemeli cep telefonu kartlarının yüklenmesi gibi İran kartının yüklenmesi işleminden ibaret kaldığı açık. Peki Ahmedinejad'ın sözleri Filistin sorununa veya işgal altındaki Arap topraklarına ilişkin ne sunacak? Bizler geçmişte İsrail'i denize dökme tehditlerinde bulunduk ve söylenmeyenleri söyledik. Ahmedinejad'ın bunlara ilave edebileceği ne var? Aksine onun dün bütün yaptığı uluslararası toplumu İsrail etrafında kenetlenmeye, İsrail için konferansı boykot etmeye sevk etti. Boykot etmeyen ise tepki olarak salonu terk etti.

LAF DEĞİL İCRAAT ZAMANI

Araplar İsrail'le savaş olarak nitelenebilecek yan çatışmalar bir yana 6 savaşa girdiler. Bu savaşlarda yüz binlerce kayıp ve yaralı verdik. Şehirlerimiz ve topraklarımız işgal edildi. Korkunç servetler kaybettik. Peki bugün bu konuşma bizim için yeterli mi? Acaba İran, Filistin için bir hurma ağacını yitirdi mi? Tahran, İsrail karşısında savaş cephelerinde tek bir kayıp verdi mi? Daha yakın dünün hatıraları bizlere İranlıların son Gazze savaşına katılımının en yüksek İran mercii (Hamaney) tarafından engellendiğini ifade ediyor. Acaba bizler bu sözlere, konuşmalara ve tehditlere ihtiyaç duyuyor muyuz? Tabii ki hayır. Çünkü bizler eyleme ihtiyaç duyuyoruz. Dün gerçekleştirdiğimiz eylemler ise Ahmedinejad'ın konuşmasının gürültüsü ve Batılı ülkelerin onun konuşmasını boykot etmesi arasında kayboldu. İran'ın dün yaptığı gerçek eylemler, İran yargısının casusluk suçlamasıyla sekiz yıl hapse mahkum edilen İranlı Amerikalı gazeteci Roksana Saberi'nin dosyasının 'hızlı ve adil' şekilde temyiz edilmesi emridir. İran yargı kurumu başkanı Ayetullah Mahmud Haşimi Şehrudi açıklamasında 'Bu sorunun farklı yönlerinin adil, titiz ve hızlı bir şekilde temyiz edilmesi içinde çözülmesi gerekir.' dedi. Ahmedinejad, Tahran savcısından 'Saberi'ye yöneltilen suçlamaların incelenmesinde adalete ve titizliğe saygının temin edilmesi için ne gerekiyorsa yapmasını' istedi. Bu bir konu. Diğer konu ise Ahmedinejad'ın bir önceki gün İsviçre cumhurbaşkanı ile bir araya gelmesi. İsviçre, Amerikan büyükelçiliği rehine krizinden itibaren ABD'nin İran'daki çıkarlarıyla ilgili ülke. Bu iki nokta -Saberi ve İsviçre- Ahmedinejad'ın Arap ve İslam dünyasına yönelik konuşmasından daha fazla izlenmeyi hak etmektedir. Londra'da Arapça yayImlanan Şarkulevsat gazetesİ 21 Nİsan 2009