Üç gün önce Mehmet Ali Bayar’la konuşuyorduk. Yeniden hareketlenen DP-Anavatan birleşmesi (birleşememesi) hakkında. Bayar’ın o konuda söylediklerini sonra yazacağım.
Sohbetin bir yerinde dedi ki “Sizin bundan iki yıl kadar önce bir Mehmet Ağar analiziniz vardı, hiç unutmadım.”
Ağar’ın siyasette neden başarısız olacağını yazdığım yazıyı hatırlattı. Yazdıklarım aylar sonra gerçek olmuştu çünkü.
Ağar konusu, siyasette olacaklara dair girdiğim ve kazandığım iddiaların bir kısmını hatırlattı.
2006 ortalarında yani, “Kardeşim Abdullah Gül” sunumu yapılıp, cumhurbaşkanı adayının açıklandığı 24 Nisan 2007’den bir yıl önce, “Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olmayacak” demiştim.
Herkes olacak, olmayacak falları açarken söylemekle kalmamış bir de büyük iddialara girmiştim.
Kimlerle mi?
Mesela en şöhretli köşe yazarlarımızdan Ahmet Hakan’la. Ahmet, “Erdoğan aday olacak” demişti, ben “Olmayacak.”
Ahmet kazanırsa ona istediği gömleği alacaktım. Ben kazanırsam o da bana Chanel marka siyah bir elbise.
Bahis oranı adil değildi ama herkesin kazancına göreydi.
Ben kazandım ama Ahmet Hakan bana elbiseyi almadı. Canı sağ olsun.
Kazandığım liste uzundu.
Erdoğan’a çok yakın bir AKP kurucusu, ben kazanırsam Paris’te bir hafta tatilimi karşılayacaktı. O kazanırsa ben ne yapacaktım unuttum.
Erdoğan’ın danışmanlarının birinden bir ayakkabı kazandım.
Bahse girenler sözlerini tutsalardı gardırop da, tatil de tamamdı anlayacağınız.
Gül’ün adaylığı açıklandığında, kazandığım bahis listesini gazetedeki köşeme koymaya karar vermiştim.
Kaybedenlere bunun haberini saldığımda, adlarını yazmamam koşuluyla borçlarını ikiyle çarparak ödeyeceklerine söz verdiler.
Hiç biri sözlerini tutmadı.
Ağar ve Mumcu Dedeman Oteli’nde el sıkışıp kutlama yaptıkları gün “Bu birleşme bozulacak” dediğimde, arkadaşlarım pek çokları gibi, “Kamuoyuna açıkladılar, bu saatten sonra mümkün değil” demişlerdi.
Onlarla girdiğim iddiadan kazandıklarım şimdi kütüphanemde duruyor; Pentagon üzerine birkaç kitap.
Daha onlarca örnek var haklı çıktığım. Siyasi kehanetler değil, sağlam öngörüde bulunabilme becerisi demek daha doğru.
İletişim eğitimiyle siyaset bilimi doktorasının karışımından süzülen süreç analizi ve satır arası okuma işi.
Siyaset belirli bir mesafeden bakınca okumaya niyeti olan herkes için açık ve okunaklı bir kitap aslında.
Şimdi geldik "AKP kapanacak mı, kapanmayacak mı?" meselesine…
Fikrimi söylemeyeceğim. Ama elbette kendi çevremde bu konuda da iddialara girmedim dersem, yalan olur.
Nuran Yıldız/Habertürk
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...