AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları'nın Adana'da düzenlenen 5. Bölge Toplantısı'na katılan Fırat, yeni Anayasa taslağına dair tartışmalara değindi. 1982 Anayasası'nın 5. maddesinin 1961 ve 1924 Anayasası'nda yer aldığını hatırlatan Fırat, üzerinde çalışılan taslak üzerinde sanki bir kavga varmış görüntüsü verilmek istendiğini kaydetti.
Taslaktaki, "başörtüsü ve din dersine" ilişkin maddelerin önplana çıkartıldığını vurgulayan Fırat, yapılan kavgaları 'göstermelik' olarak nitelendirdi. Aslında kavganın bu kavramlar üzerinde değil 5. madde üzerinde yapıldığını savunan Fırat, "Anayasa'nın meşhur 5. maddesi egemenliğin kime ait olduğu ve bunun kimin eliyle kullanılacağını öngörür. Egemenliğin menşeinin kime ait olduğu sorusu, aslında rejimin adının ne olduğunun cevabıdır. Eğer siz Anayasa'nızda egemenliğin 'kayıtsız şartsız millete olduğunu ve meşuriyetini yine halktan aldığını' düşünüyorsanız, bunun adı Cumhuriyettir. Eğer, dinden alıyorsa o zaman teokratik, bürokratik veya kominit bir devletten bahsediliyor, demektir" dedi.
Millette ait egemenliğin kimin eliyle kullanılacağının asıl sorun teşkil ettiğine dikkat çeken Fırat, bu sorunun sistemi belirlediğini dile getirdi. Vatandaştan seçim yoluyla alan ve beli süreler içinde yine millete giderek hesap vererek vekaletini yenileyen sisteme demokrasi adı verildiğini anlatan Fırat, şunları söyledi: "Eğer birileri millete hesap vermeden egemenliği kullanıyorsa, onun adı bürokratik veya polis devleti denir. Ama kesinlikle demokratik devlet denemez. Türkiye'deki temel kavga budur. 1982 Anayasası 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' der; ama arkasında 'egemenlik Anayasa'da gösterilen kurum ve kuruluşlar eliyle kullanılır.' ifadesine yer verir. O zaman dönüp bakmak gerekir. Anayasa'daki kurum ve kuruluşlar kimlerdir? Doğru yasama, yargı, idare var; ama bunun yanında TRT, YÖK, RTÜK, neredeyse tütün üst kurulu bile egemenliği kullanma hakkına sahip. Demekki Türkiye'de kavga cumhuriyetin değil, demokrasinin üzerinde yapılıyor."
Cumhuriyetin tehlikede olmasının mümkün olmadığını açıklayan Fırat, devletin Cumhurbaşkanı'nın Anadolu'da kentinde fakir bir tornacının, başbakanın küçük bir teknede kaptanlık yapan babanın, zorlukla okuyan oğulları olduğunu bildiren Fırat, bu insanların cumhuriyetin sunduğu fırsatlarla bu noktaya çıktığına işaret etti. Fırat, dolayısıyla kavganın cumhuriyet üstüne değil, halkın iradesi üzerine verildiğini tekrarladı.
Tanrının özel güçleriyle donatıldığını sanan bir avuç bireyen ülkeyi yönetme iddiasında bulunduğunu aktaran Dengir Mir Mehmet Fırat, demokrasi üzerindeki kavganın bitmesi halinde tüm sorunların çözüleceğine dikkat çekti. "Türkiye'de çirkin olaylar olmaz. Orta Öğretimde okuyan küçük kızlarımıza hakeret edilemez. Kimse kendisinde bu gücü göremez" değerlendirmesini yapan Fırat, Türkiye'nin efendilerini çoktan yıktığını ve milletin bizzathi efendisinin 70 milyon insan olduğunu hatırlattı.
Söz konusu zihniyetin yerleşmesi halinde ülkenin kurtuluşa ereceğini belirten Fırat, aksi taktirde ikinci, ücüncü sınıf devlet olmaya herkesin razı olması gerektiğini kaydetti. Bu temel düşüncelerinin müsbet milliyetçilik anlayışını içerdiğini söyleyen Fırat, müspet milleyitçiliği 70 milyon insanı kucaklayan bir yaklaşmı gerektirdiğini anlattı. Ülkeyi, rengine, diline, ırkına göre coğrafi bölgelere bölünmesini ise menfi milliyetçilik olarak tanımlayan Fırat, Türkiye'nin bir tek insanını feda edecek durumda olmayacının altını çizdi. "Biz kovboy falan olmayız" diye devam eden Fırat, "Biz ortalara ip falan da atmayız. Biz saygı, sevgi gösterir; kucaklarız. Onun için miting daha yapamadıkları yerlerde yüzde 50'nin üstende oy alırız. Çünkü biz Türkiye'nin birlik ve harcayız. Kovboyluk yapacak halimiz yok. Çünkü bin yıllık bir devlet geleneğinden geliyoruz. Kimse bizi minderine çekerek, görüştiremez. Biz kendi minderimizde güreşiriz ve mutlaka kazanırız. İçerden ve dışardan talimat almayız."
Programa; AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı ve Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, İl Başkanı Mustafa Attaroğlu, ilçe belediye başkanları ve diğer partililer katıldı.
CİHAN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...