Hatırlıyor musun? Çok değil, belki birkaç ay önce… Belki de sadece birkaç gün.
İyiliğini düşündüğün, yanında durduğun, düştüğünde el uzattığın biri vardı.
İnsan olmanın gereğini, dostluğun hakkını vermeye çalışmıştın.
Ama bir gün geldi, hiç beklemediğin bir davranışla yüzleşiverdin.
Kırıldın. İçin acıdı.
Yüzünü duvara döndün. Yumruklarını sıktın.
Dişlerinin arasından şu sözler döküldü:
“Ee, bundan sonra sen görürsün.”
O an belki bir savunmaydı bu söz.
Belki de bir sığınak.
Ama zaman, ne kadar da tuhaf bir yol arkadaşıdır öyle değil mi?
Kimi zaman unutturur, kimi zaman hatırlatır.
Ve işte bir gün, hayat sana bir başkasını getirdi.
Yardıma ihtiyacı olan birini.
Ama bu kez sen duraksadın.
“Hayır” demedin belki, ama “evet” de demedin.
Kalbini açmadın. Elini uzatmadın.
Tıpkı geçmişte incindiğin o kişiye uzattığın gibi yapmadın.
Ama bu kişi o değildi.
Suçlu da değildi.
Sadece yanlış bir zamanda, yanlış bir kalbe denk gelmişti.
Sen “Sen görürsün” demiştin…
Ama “Sen” dediğin kişi görmedi.
Bir başkası gördü.
Masum biri.
"O" gördü.
YANLIŞ KİŞİNİN CEZASINI, DOĞRU KİŞİ ÇEKTİ.
İşte intikamın sessiz yan etkisi budur:
Bazen hedefi vurmaz ama yaydan çıkan ok, yine de birini yaralar.
Bazen insan, kırıldığı yerden kıymık kıymık başkalarını da kırar.
Bazen korunmak isterken, kendi içindeki merhameti örter.
Ama ne zaman ki bir kalp, bir başka kalbi sırf geçmişin acısıyla görmezden gelir…
İşte o zaman adalet değil, öfke konuşur.
Hayat tek bir insandan ibaret değil.
Ve biz, her “Sen görürsün” dediğimizde, fark etmeden başka birinin gözünü de karartıyoruz.
Kimi zaman bir çocuğun masum yüzünde,
Kimi zaman bir yabancının iyi niyetinde yankılanıyor içimizdeki kırgınlık.
Ama bu yankılar, intikam değil; yalnızca gecikmiş pişmanlık oluyor sonunda.
O yüzden bazen durup düşünmeli:
Gerçekten görmek istediğimiz kişi mi görüyor?
Yoksa sadece içimizdeki kırgınlık, yanlış kapıları mı çalıyor?
"Karanlık, karanlıkla değil; yalnızca ışıkla söndürülebilir. Nefret de nefretle değil; ancak sevgiyle yok edilebilir."
— Martin Luther King Jr.
Kalbinizdeki kırgınlıkları başka yüreklere taşımadan, ışığı elden bırakmamanız dileğiyle…
Hoşça kalın, kalbiniz hep iyilikle kalsın.