Kaçsan, kaçamazsın. Gitsen, gidemezsin. Hep sana çıkıyor bu yollar..
Aynı döngülerin köleliği yıllarını alır. Anlatsan anlatamazsın. Sendeki çıkış kapısının anahtarını bir yunus balığı yutmuştur. Denize atsan kendini, balığı bulamazsın. Yunusu bulsan, içini yarıp anahtara erişemezsin.
Kendini ifade etsen, anlamazlar..
Orada kafesine yerleşmiş, yanından geçenleri seyredersin. Yanına gelenler, sana ulaşamazlar ve giderler. Dilinin bağı düğümlenmiştir. Kanatlarınla bağı açamazsın. Kanatlansan, kafesinde uçamazsın. Kendini sağa sola çarpsan da, kafesi aşamazsın.
Köşene çekilip ağlarsın..
Faydası yok, çareni arayamazsın. Aynı şeyler, aynı insanlar, aynı davranışlar, aynı değersizleştirmeler, aynı küçültmeler, aynı manipülasyonlar, aynı eleştiriler, aynı şiddetler ve aynı aşağılamalar devam eder. Sen hep bu girdaba girersin.
Özündesin, özündensin..
Tek yer kalır yönünü çevirip de yol alabileceğin: Kendi için. Derinlerine kulak verirsin. Göğüs kafesinin altına selam verir ve kalbinle muhabbete girersin. O, sana neyin iyi ve neyin kötü olduğunu söyler. En son çocukken hep onu dinlediğini hatırlarsın.
Küçükken o büyüktü, sen büyüdün ve o küçüldü..
Özünü beslemelisin. Onunla ne kadar irtibata geçersen, o kadar zamanda onu büyütürsün. Büyüyen asıl sen, “kendine saygı”nı hissettirecektir. Kendine saygıyla yaklaştığında, seçimlerin ve kararların değişecektir.
Bu çıkış, hoşuna gitti mi?..
Kolay gelmemiş olabilir. “Yine ben de mi bitiyor her şey” diye düşünebilirsin. Fakat ne olur, kendinden bu kadar uzaklaşma ve kendine yaklaşmayı dene. Bence, asıl sen ile buluşmaları ve kendini yaşatmayı hak ediyorsun.
Özlerimize saygılarımla..