E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Yazıcıoğlu Ergenekon'dan Umutsuz "Davanın Sonuçlanması Çok Zor!"

Ergenekon'u bir 'ur'a benzeten Yazıcıoğlu, kimilerinin işine geldiğinde 'adalet', işine gelmediğinde 'baskı' dediği bir ortamda, Ergenekon davasının sonuçlanmasının çok zor olduğunu söyledi.

20.08.2008 - 14:21
Yazıcıoğlu Ergenekon dan Umutsuz

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, terör örgütü Ergenekon'u bir 'ur'a benzetti. Yazıcıoğlu, kimilerinin işine geldiğinde 'adalet', işine gelmediğinde 'baskı' dediği bir ortamda, Ergenekon davasının sonuçlanmasının çok zor olduğunu söyledi.

BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu, CİHAN'a yaptığı açıklamada, günümüzde düzenli ordularla savaş döneminin geride kaldığını, uluslararası güçlerin, uluslararası büyük sermayenin kendi çıkar alanlarında terörü besleyerek, terörü kullanarak bu savaşı yürüttüklerini kaydetti.

Bu asimetrik savaşta en önemli alanlardan birisinin de Türkiye olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "Türkiye enerji kaynaklarına çok yakın, bölgesindeki soy ve inanç haritasının oluşturduğu alanda aynı kültür kodlarından beslenen kesimlerle ilişki kurması halinde bölgesel işbirliklerini gerçekleştirebilecek ve belki bölgenin önderliğini üstlenebilecek bir misyona sahip olacaktır. Türkiye'ye karşı yürütülen uluslararası savaşın aracı ise terördür. Bu asimetrik savaşta kullanılan bir koç başıdır. Bununla bizim kapımızı dövüyorlar. Bununla bizim içimize nifak sokuyorlar ve içeride Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni gibi, bizim tabi olan nüanslarımızı farklılığa dönüştürerek, derinleştirerek buralardan yeni çatışma alanları çıkartmak istiyorlar" dedi.

Türkiye'nin içeride istikrarı sağlamasınını uluslararası güçler tarafından hiç istenmediği bir durum olduğunu aktaran Yazıcıoğlu, hafif bir istikrar belirtisi olursa, bu alanda herhangi bir şeyi kullanarak istikrarın bozulmaya çalışılacağını söyledi. Irak, İran ve Kafkaslar'daki gelişmelere dikkat çeken Yazıcıoğlu, çevremizde meydana gelen olaylar, gelişmeler ve yeni uluslararası beklentiler doğduğunda da terörün arttığına işaret etti. Yazıcıoğlu, terörle Türkiye'nin çevresine bakamaması, bu gelişmeleri takip edememesini, bu gelişmelerin üzerinde etkili olmamasını, dolayısıyla içeriyle meşgul olmasının istendiğini vurguladı.

"TERÖRÜN AMACI TÜRKİYE'Yİ İÇERİYLE MEŞGUL ETMEK"
Yazıcıoğlu, Türkiye'yi içeriyle meşgul etmek, içeriye dürmek ve dışarıya bakmaması için de bu terör eylemlerinin sürdürüldüğünü ifade etti. Son zamanlarda terörün yine birden yaygınlaşmaya başladığını dile getiren Yazıcıoğlu, "Büyük şehirlerimizde serseri mayınlar patlatılmaya başlandı. Neden diye baktığımızda, biri içeride bir partinin kapatılma davası, Ergenekon adıyla yürütülen operasyon ve bunların meydana getirdiği hassasiyetler nedeniyle kurumlar arasında bir güvensizlik baş gösterdiğinde kurumların birbirlerine olan güveni sarsıldığında hemen terör kendisine zemin buluyor. Çünkü, oradan birçok mesajı bir arada verebiliyor. Birçok gerilimi tetikliyor. Ve birçok provokasyonu bir arada yapma imkanı buluyor" diye konuştu.

İran'la ilgili uluslararası gelişmeler ve beklentiler ile Kafkaslardaki gelişmelerin, içerideki terör olaylarını artırdığını ifade eden BBP Genel Başkanı, Türkiye'nin böylesi bir ortamda, özgüvene sahip, birliğini sağlamış, dış olayları sezebilecek, bunların önüne geçebilecek ve bu olaylara müdahale edebilecek, milli konsepte, milli beklentilere ve çevresel ilişkilere uygun bir ülke olmasını istemediklerini aktardı. Türkiye'nin böylesi bir durumda uluslararası güçlerin, 'Bu enerji merkezlerine, soy ve inanç haritasına, Türkiye'ye ulaşabilecek ve buralarda istikrar oluşturabilecek. Türkiye bu istikrarlı bölgesel birliklerin öncülüğünü üstlenebilecek' diye düşündüklerini anlatan Yazıcıoğlu, böyle bir Türkiye'nin istenmediğine dikkat çekti.

Böyle bir Türkiye'nin, yeniden Türk-İslam medeniyetinin inşası, güçlü bir Türkiye, güçlü bir Kafkasya, güçlü bir Türk dünyası, güçlü bir Ortadoğu demek olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "Balkanlarda, Kafkasya'da Ortadoğu'da, Orta Asya'da birlik ve beraberlik içerisinde daha çok üreten, ürettiğini kendi halklarına harcayan bir ülke demektir. Bu Türkiye'nin dünya dengesini yeniden kendi etrafında oluşturması demektir, buna müsaade ederler mi ? Bunu isterler mi ? Bunu istemiyorlar. İşte bunun içinde terörü bir unsur olarak kullanıyorlar. Terörü bizi tahrik etmek için tahrip etmek için bölmek için parçalamak için Kürt'ü Türkmen'e Alevi'yi Sünni'ye, Laz'ı Çerkez'i Boşnak'ı birbirine düşürmek ve içeride etnik çatışma meydana gelmek için bunu yapıyorlar. Halbuki, Kürt'ü Türkmen'iyle Alevi'si Sünni'siyle, doğulusu batılısıyla bir araya gelmiş, kendini güven içinde hisseden, bireysel özgürlüklerini kazanmış ve üniter devlet yapısı içinde sorunlarını demokrasi içerisinde çözebilen bir Türkiye demek lider bir Türkiye demektir. Nereye liderdir? Bölgeye liderdir. Avrasya coğrafyasına liderdir ve böylesi lider bir Türkiye demek, emperyalist güçlerin yeni sömürge alanlarına girmesini engellemek demektir. Bunu engellemek demek de, bölgedeki bütün yer altı ve yer üstü zenginliklerinin bölge halklarına kullanılması demektir. Bu bir hayal değil. Bu gerçekleştirilebilecek bir hedeftir. Yeter ki, Türkiye ayaklarını sağlam basabilsin" şeklinde konuştu.

"İŞTE O GÜÇ MERKEZİ TÜRKİYE"
Ortadoğu ülkelerinden birinin büyükelçisinin kendisine, "Türkiye çok güçlü bir ülke. Türk milleti çok imanlı bir millet. Türkiye'ye kolay kolay başkası bir şey yapamaz. Ancak, kendi içinde sorunlar yaratılarak Türkiye sıkıntıya sokulabilir" dediğini belirten Yazıcıoğlu, o büyükelçiye, 'Bölgemizin bir güç merkezine ihtiyacı var' dediğinde aldığı cevabın ise, 'İşte o güç merkezi Türkiye' olduğunu söyledi.

Bunu fark edenlerin bu devin uyanmasını istemediklerini belirten Yazıcıoğlu, bu devi uyandırdıkları takdirde kendilerine ne olacağını bildiklerini, bölge halklarının uyanabileceğini, aynı kültür kodlarından beslenen insanların biraraya gelebileceklerini, Türklüğün o içinde yaşattığı, genlerinde var olan tarihte asırlarca başarabildiği büyük devlet olma şuurunun ortaya çıkacağını gördüklerini, bunun için Anadolu'yu mayın tarlasına çevirdiklerini bildirdi.

Belli kavramlar üzerinde kafa karışıklıkları oluşturulmaya çalışıldığını, bu belirsizlik üzerinden 'Kör parmağım, kör gözüne' hesabı bir kör dövüşüne girildiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, şöyle dedi: "Ondan sonra arkasından bakıyoruz ki, yargının yapması gereken görevi medya yapıyor. Medyanın yapması gerekenler bir yerde duruyor. Siyaset yargının üzerinde, yargı siyasetin üzerinde egemenlik kurmaya çalışıyor. Daha büyük kargaşa ve kaos meydana geliyor. Bunun sağı solu yok. Devletin içine sızmış yasadışı bir oluşum varsa ve bu oluşum devletin kaynaklarını kullanarak, bürokratik imkanlardan yararlanarak elde ettiği devlet gücünü kullanarak, bir muhayyel güç odağı meydana getirmişse, bununla provokasyon yapıyorsa ve bununla demokratik sisteme müdahale ediyorsa, demokratik sistemi tahrip ve dejenere ediyorsa, sandıktan gelen siyasal iktidarları götürmek için cuntalar oluşturuyorsa bunun sağı solu yok. Buna bir kimlik vermek gerekmiyor. Kimse kim. Bunun üstüne gidilmesi lazım. Bunun kökünün kazınması lazım. Bununla ilgili en başta görev, yargıya düşmektedir. Yargı, hiçbir siyasi etki altında kalmadan görevini yapmalı ve milletçe yargının arkasında durmalıyız. Tabii ki, siyasi iktidar da yargının işini kolaylaştırmalı, yargının aldığı kararların hızlı bir biçimde yerine getirilmesini sağlamalıdır, icra görevini zamanında yapmalıdır. Muhalefette sadece muhalefet olsun diye değil ülkeyi tahrip eden ve milletimizi bu belirsizliklere sürükleyen bir takım kapalı iç örgütler, devletin kurumlarını tahrip etme noktasına gelmişse, muhalefetinde bu operasyonların üstüne gidilmesini ve bu operasyonlarla adaletin yerine getirilmesini mutlaka sağlamalıyız."

"GERÇEK SUÇLULAR GİZLENDİ VE SADECE MAKYAJ YAPILDI. KANDIRILDIK, ALDATILDIK"
Belli kesimlerin, kendi işlerine geldiğinde 'adalet', işlerine gelmediğinde 'baskı' dediklerini hatırlatan Yazıcıoğlu, kendi işlerine geldiğinde 'yargı siyasallaştı', işlerine geldiği zaman da 'yargı bağımsızdır' dediklerini söyledi. Bu ikilemin, yıllarca siyasette de kullanıldığı için hep operasyonların yarım kaldığını kaydeden Yazıcıoğlu, "Hiçbir zaman tam olarak üstüne gidilemedi. Hatta zaman zaman mağdurlar oluştu. Gerçek suçlular gizlendi ve sadece makyaj yapıldı. Kandırıldık, aldatıldık. Yapıyormuş gibi göründüler. Yapmış gibi hareket ettiler. Sonra kendilerine ve çevrelerine dokunduğu zaman örttüler. Bu sebeple de Türkiye bu belirsizliğe sürüklendi. Bu günde bu belirsizlik hala devam ediyor" diye konuştu.

Yargı, yürütme, yasama erklerinin ayrı olduğu demokratik bir ülkede, hukukun işlediği bir ülkede bu tartışmaların hiçbirisinin olmayacağının altını çizen Yazıcıoğlu, çünkü herkesin işini ve görevini yapacağını bildirdi. Yargısız infaz da yapılmaması gerektiğini, kimsenin medya aracılığıyla kimseyi yargılayıp hüküm veya karar veremeyeceğini söyleyen BBP Genel Başkanı, sadece iddianın üstünden hareket ederek insanların mahkum edilemeyeceğini belirtti. İnsanların bir davanın daha tam başında suçlu ya da kahraman ilan edildiğini, medyanın bir tarafının suçu övdüğünü, bir tarafın ise suçluyu kahraman ilan ettiğini dile getiren Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:

"Bir tarafı da peşinen mahkum ilan ediyor. İnanılmaz boyutlarda, inanılmaz vehamette, inanılmaz genişlikte, kimin kiminle hangi tarzda ilişkiye girmiş durumda. Bütün bunlarda hepimizin görevi yargının arkasında durmak. Yargının sonuna kadar gitmesini sağlamak. Bir an evvel adaletin tecelli etmesini sağlamak. Suç varsa hiçbir imtiyaza tabi tutmadan sonuna kadar gidip, sinir aralarından ur çıkarır gibi milli bünyemizi tahrip etmeden devletin kurumlarını yıpratmadan bu uru çıkarıp atmak gerekiyor. Türkiye bu ameliyatı başarıyla yapmak zorunda. Ama üzülerek söylüyorum ki, bu anlayışla bunu temin etmemiz çok zor. Bir defa anlayışın değişmesi lazım. Bu anlayışla çok zor. Savcı savcılığını yapacak. Hakim hakimliğini yapacak. Avukatlar görevini yapacak, siyasetçiler de görevini yapacaklar. Ama, ihtiyaç olduğunda avukat, ihtiyaç olduğunda savcı oluyorlar. Kendilerine dokunduğu zaman avukatlar, başkalarına dokunduğu zaman hemen savcı oluyorlar. Halbuki bizim yargının önünü açmamız lazım. Yargının doğru işlemesini, hızlı çalışmasını ve çabuk karar vermesini sağlamamız lazım."

Cihan - ÖZEL

YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
SABRİYE 14 Ağustos 2008 Perşembe 

İNSANLARIN DİNİ,DİLİ, IRKI,MEZHEBİ,ÜLKESİ NE OLURSA OLSUN,KATLEDİLMESİNDEN ASLA YANA DEĞİLİM.SONUÇTA HEPİMİZİ ALLAH YARATTI.BAZI İNSANLAR KARANLIKTADA İYİ GÖRMEZLER.AYDINLIKTADA.ÖNEMLİ OLAN ALLAHIN BİZE EN BÜYÜK NİMET OLARAK VERDİĞİ BEYNİMİZİ KULLANARAK HANGİ KULVARDA DURACAĞIMIZI ÖĞRENMEK VE BİLMEKTİR.KULAKTAN DOLMA BİLGİLER YERİNE ARAŞTIRARAK ÖĞRENMEK MANTIĞIN EN İYİSİDİR .

Yorumu oyla      18      10  
asli 14 Ağustos 2008 Perşembe 

yalnıca klise evleri değil ışık evleri de var.ünvdede bazı arkadaşlarım bana oraya ablalarla ders çalışmak için gittiklerini ama din adı altında beyin yıkadıklarını söylediler,bir daha da gitmediler ama bir kaç tanesi bağlandı kaldı ve kısa bir süre içinde inanılmaz bir değişim geçirdiler,bize bile yabancılaştılar.ışık evleri adı altında gençleri zehirlediklerini,birbirlerine düşman ettiklerini düşünüyorum.

Yorumu oyla      18      10  
M.Emin 14 Ağustos 2008 Perşembe 

Bu nasıl haber! Bu nasıl habercilik anlayışı! Öküzün altında buzağı aramak, buna denir işte. Yani, bu devleti idare edenler devletin güvenliğini ilgilendiren konularda istihbarat yapamayacaklar mı? Neden bazı saldırılar ile devletin birimleri arasında bir bağ kurulmaya çalışılıyor ki. Bu haberde art niyet var. Bu devleti yıkmaya çalışanların tümü el birliği yapmışlar, devletin âli yöneticilerine, vefakâr ve fedakâr bu millete çamur atmaya çalışıyorlar. Asıl dikkat çekici olan konu şudur. Hiçbir cemaati yokken ajan kılıklı birilerinin aniden çıkıp bir apartman dairesini kiralayıp, papaz kılığıyla laikliğe aykırı olarak dolaşmaları ve faaliyet göstermeleridir. Hıristiyan din adamı görünümündeki bu kişilerin para, kadın, vs vaatler ile gençlerimizi ayarttığına, ev kilise ile hiç ilgisi bulunmayan yüzlerce km uzaklıklarda, dağlarda bayırlarda cirit attıklarına şahit olunmaktadır. Bu tür insanların çoğalmasından sonra terörde belirgin artış olduğuna, tavuk vebası ve kenenin bulaştırdığı virüslü olaylarda artış olduğuna ve yine bu kişilerin derlediği bilgilerin bazı istihbarat örgütlerine aktarıldığına dair halkta yoğun bilgi ve kanat oluşmuştur. Türk Halkı da şimdiye kadar bunların üzerlerine gidilmediğini düşünmektedir. Neden bilhassa gençlerin yoğun olduğu okul civarlarına birden fazla ev kiliseler oluşturulmaktadır? Bir ibadethane açabilmenin de belirli teknik, hukuki ve sosyal gerekçelerinin olması gerektiği hususu neden göz ardı edilmektedir? Cemaati ve/ya da gerekli yasal izni bulunmayan, evler ve mahalle aralarında halkı hakaret ve tahrik edercesine gençlerimizi kandırarak ve bölücülük yaparak cemaat kazanmaya çalışan ve dini kisveye bürünmüş ajan kılıklı bazı kişilerin işlettiği bu tür kilise evlerin derhal kapatılması gerekmez mi? Bu ülkede hangi dinden olursa olsun, samimi olarak dinini yaşamaya çalışanlara Millet olarak saygımız vardır. Ama bu devleti gizli ya da aşikâr yıkmaya ve Millet evlatlarını kandırmak suretiyle başka amaçlar için kullanmaya çalışanlara da asla hoşgörülü olamayız. Böyle manidar, bir yerleri karalayıcı, hedef gösterici, şüphe uyandırıcı ve bir yerlere mesaj niteliğindeki haberlerin de yapılmasını etik ve ahlaki bulmuyoruz.

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
DP Genel Başkanı Süleyman Soylu Turktime Genel Merkezi’nde Konuştu: İsmim Emanetçiliğe Sığacak Kadar Küçük Değil!
Turktime Genel Merkezi ziyaret eden Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman ...
TURKTIME'ı Ziyaret Eden Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok İmalı Konuştu!
14 yıldır Keçiören Belediye Başkanlığı görevini yürüten Turgut Altınok ...
MHP'li Ekici : DTP’lilerin Elini Sıktık da Elimize PKK’mı Bulaştı?
MHP kimsenin kurşun askeri değildir… Kimse üzerimizden evcilik oynamasın… ...
 
Turktime'a Konuşan Kutan Bombaladı: Bahçeli'ye Başbakanlık Teklif Ettik ama Kabul Etmedi
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve DSP ...
Ağar Turktime'a Konuştu: Ne Geçmişimi İnkar Ettim, Ne de Değiştim... Düz Ovada Siyaset Söylemi En Milliyetçi Söylemdir
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan’dan sonra DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’da ...
Şirin Turktime'a Konuştu: Halk İsterse İdam Gelir
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) Genç Parti idamı geri getirecek ...
 
CHP: Emekliler Dişini Göstersin
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu,emeklilere, “Başbakan Dişli’ye ...
Baykal Siyaset Yönünü Belirledi:
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin 1 milyon dolarlık yolsuzluğu ...
Atalay: Mersin’deki Saldırı İntihar Eylemi
İçişleri Bakanı Beşir Atalay Mersin’de dün meydana gelen ve 1’i ağır 13 ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
twitter
Ak Parti
sanayi
Mersin İdmanyurdu
Ankara
voleybol
Dilma Rousseff
kardeş
ygs 2015