Uzaya Giden İlk Türk Olmanın Yolu! 

“Cevap” rumuzuyla yorum yapan okuyucunun, başörtüsü konusunda eksik bilgiye dayanan bir yanılgısı olduğunu sanıyorum. İnsanlar arasında kin, öfke ve nifak yaratanlar elbette Allah’ın gazabına muhatap olacaklardır. Kasıtlı bir şartlandırma ile “türban” öcüsüne dönüştürülen “İslam’da başını örtme emri”ne gelince; inananlar için bunun emir olduğu noktasında hiçbir tereddüt yoktur ve dolaysıyla İctihad’a baş vurulacak bir konu değildir. Yorumcunun “Bunun İslam’da yeri yoktur” cümlesini bu açıdan ürkütücü bulduğumu belirtmek isterim. Bu konu defalarca Diyanet İşleri Başkanlığına sorulmuş ve verilen cevaplar hep bunun, dinin bir gereği olduğu şeklindedir. Uyarsınız ya da uymazsınız; diğer dini emirlere uyma veya uymama konusundaki dini sorumluluğunuzla bu konudaki sorumluluğunuz ne bir fazla ne bir eksik, kendi dini müeyyidesi içinde eş değerdedir. Bu konudaki detaylı bilgiye ulaşmak isteyen iyi niyetli okuyuculara yardım etmiş olmak için not: Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşler Yüksek Kurulu Başkanlığının, 1-30.12.1980 tarih ve 77 nolu Karar’ını, 03.02.1993 tarih ve 6 nolu Karar’ını ve ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Kadınların Başı Açık Namaz Kılmaları”na ilişkin 02.03.2003 kararlarını incelemenizi öneririm. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr. Ali Bardakoğlu’nun konuya ilişkin açıklamalarını da Diyanetin resmi internet sitesinde bulup inceleyebilirsiniz.

'Şimdi siz inananları başını örtmekle kayin bir kitle haline getirirseniz, bu hakikaten Allah’ın öfkesini celbeder. Bakın türban İslami bir mesele ve İslam’ın bir meselesi değildir. İslam’da nihayet müslümanın başörtüsü diye bir meselesi olabilir ki o da bir içtihadi meseledir, kesin bir emir değildir. Ama türban nerden çıkıyor? Şimdi türbanın varlığına, tipine, yapısına baktığımız zaman bu, Sempol’ün Hz. İsa’dan sonra kiliseye soktuğu rahibe kıyafetidir. Kadın üzerinde erkek egemenliğinin göstergesi diyor buna Sempol. Bunun İslam’da yeri yoktur." BU sözler birer manifesto nitelegindedir. Yobazınada durumdan medet uman işbirlikçisinede atılmış bir tokat gibidir. Kiminin yüzünü kızartıp utandırır, kimininde ifla olmaz şeytanlıgını celbederek kusturur. Sonuçta gerçek budur, ergeç ortaya çıkarak düşmanını kudurtur...

Bu kadar yalan konuşmak bırakın bir bilim adamına sade bir vatandaşa dahi yakışmaz. Adama sorarlar kime yaranmak istiyorsunuz? "Allah ilşe Korkurtmak" isimli bir kitap yazıp da Allah'ın ayetlerini inkar etmenin adı nedir? Bay Çok Bilen çok daha iyi bilir.

Ben de karadenizliyim, Yaşar Nuri Öztürk'ün ne olduğunu çok iyi biliriz.Hanga amaca hizmet ettiğini, yıllarca dini konuları işledi kitaplar yazdı, kazandığı paraları birilerinin gazı ile parti kurup harcadı . Beş kuruşsuz kalınca şimdi deli divane gibi sağa sola bulaşıyor. CHP senin gibi bir adamı nasıl harcamış onu anlamış değilim, kafa yapıları aynı çünkü. Meydanlara inip Baykal'ın ne olduğunu açıklayacaktın ne oldu.

Müslüman Türk insanının bir büyük talihsizliğidir bu tür adamların "din adına" sömürü çarkını aksaksız döndürmeleri. Magazin dindarlığından/dinsizliğinden nemalanıp din adına fetva vermeleri.. üstelik bir de bu zırvalarını sureti haktan kalıplarda sunmaları. Bana ne senin eşinin/kızının açıklığından yada annenin örtüsünden. Bana ne "türban" yaftasından. Beni ilgilendiren, isteyen Müslüman kadının kendine yakışan örtü/kıyafette özgür olmasıdır. Modelden hareketle,emre karşı tavır, inançsızlıktır.