E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Uğur Dündar'dan Atatürk'ün vefatıyla ilgili bomba iddia! 

Sözcü yazarı Uğur Dündar, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün ardında Kahire'den kapmış olabileceği “Şistozoma” türü parazitlerin olabileceğini yazdı.

9.11.2019 - 10:18
Uğur Dündar dan Atatürk ün vefatıyla ilgili bomba iddia!

Duayen gazeteci Uğur Dündar bugün paylaştığı yazısında 81 yıl önce aramızdan ayrılan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çok alkol tüketmekten kaynaklı siroz hastalığından değilde  Şistozoma türü parazitler nedeniyle hayatını kaybetmiş olabileceğini "Hayatını bilime adamış, parazitoloji ve mikrobiyoloji alanında makaleler, kitaplar yazmış, ayrıca katıksız bir Atatürkçü olan Prof.Dr. Gülendame Saygı gönderdiği yazısında; Atatürk'ün idrar yolları rahatsızlığına ve siroza sebep olan “Şistozoma” türü parazitleri, Osmanlı'nın Ortadoğu'daki sıcak topraklarında görev yaptığı sırada, büyük olasılıkla da Kahire'de kapmış olabileceğini düşünüyor." ifadeleriyle okuyucularına duyurdu.

Dündar "Atatürk'ün ölümüne Kahire'den kaptığı parazitler mi neden oldu?" başlıklı yazısına şu ifadelere yer verdi:

 

1998, Nisanının son günleri…

Osmanlı İmparatorluğu'nun bitişiyle Cumhuriyet'in kuruluşuna tanıklık eden, Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı'nı çökmekten, tarihi değer taşıyan 10 bin objeyi çürüyüp yok olmaktan kurtardığımız programın çekimlerini yapıyoruz.

(“Saray çöküşten, 10 bin obje de çürümekten kurtarıldı” diyerek çok net ve iddialı konuşuyorum. Zira Swiss Otel tarafından süzülen yağmur suları, bodrum katının bazı bölümlerinde adeta şelaleyi andırır hız ve yoğunlukta akıyordu. Meclis Başkanı Hikmet Çetin'in izni, “Tarihe ihanetin ve sorumsuzca ihmalin tüyler ürpertici görüntüleriyle dopdolu bu Saray'da görev yapmaktan utanç duyuyorum” diyen Müdür Savaş Savcı'nın gayretleriyle gerçekleştirdiğimiz çekimler yayınlanınca, Türkiye ayağa kalktı. Daha sonraki Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın döneminde, Saray'ın bodrumunda kir ve pas içinde bulduğumuz, hurdaya dönüşmüş 10 bin değerli obje, uzmanlarca tek tek elden geçirilip onarılarak eski görünüm ve işlevlerine kavuşturuldu. Kurtarılan bu eserler halen Saray'ın arka tarafına inşa edilen “Depo Müze”de teşhir ediliyor ve araştırmacılara açık tutuluyor…)

 

Çekimler sırasında Büyük Atatürk'ün son günlerini geçirdiği odaya da giriyoruz. Saray'a hakim olan ihmal edilmişlik burada da kendini gösteriyor. Çünkü nereye dokunsak, toz bulutu kalkıyor. Belli ki oda “10 Kasım'daki anma törenlerinden sonra kilitlenmiş ve bir daha da kimse girmemiş. Yatağın yan tarafındaki camlı dolapta, hastalığında kullandığı ilaçlar ve tıbbi malzemeler duruyor. Karnından su alınmasını sağlayan kocaman enjektörler ve o dönemde henüz ilaç sanayi kurulmadığından, Fransa'da üretilmiş, bitkisel kökenli karaciğer koruyucu şurup ve damlalar… Kimi yarıya kadar boşalmış, kimiyse hiç açılmamış. Onlara bakarken içimi öylesine derin bir hüzün kaplıyor ki, sözcüklerle anlatamam…

Yıllar sonra değerli bir bilim insanından aldığım mektubu okurken, o anları tekrar yaşamaktan kendimi alamıyorum.

Hayatını bilime adamış, parazitoloji ve mikrobiyoloji alanında makaleler, kitaplar yazmış, ayrıca katıksız bir Atatürkçü olan Prof.Dr. Gülendame Saygı gönderdiği yazısında; Atatürk'ün idrar yolları rahatsızlığına ve siroza sebep olan “Şistozoma” türü parazitleri, Osmanlı'nın Ortadoğu'daki sıcak topraklarında görev yaptığı sırada, büyük olasılıkla da Kahire'de kapmış olabileceğini düşünüyor.
Onun kimi zaman at sırtında, hatta bazen yaya olarak yaptığı uzun yolculukların birinde, örneğin Kahire'ye giderken yıkandığı sudan, o coğrafyada çok yaygın olan parazitlerin bulaşmış olduğuna inanıyor.

Ve çok önemli bir iddiada bulunup “Sirozunun nedeni alkol değil, işte bu parazitlerdi” diyor.

Ulaştığı bulguları da yayınladığını, ancak bunların geniş toplum yığınlarına ulaşamadığını belirtiyor.

Bilindiği gibi Atatürk, siroza yakalanmadan önce idrar yolları tedavisi görmüş, hatta Avrupa'ya bile gitmişti.

Hoca, o dönemde Batılı doktorların, daha çok Kahire ve çevresinde görülen parazitlerden kaynaklanan hastalıklara teşhis koyabilecek bir bilgi ve pratiğe sahip bulunmadığını, bu nedenle Atatürk'ün hastalık nedeninin atlanmış olabileceğini söylüyor.

Prof. Saygı, araştırmalarını ilerletip çok sayıda belgeyi okudukça, Atatürk'ün sirozunun teşhis ve tedavisinde dehşet verici ihmaller olduğunu da görüyor.

Örneğin karaciğerinde hastalık belirtileri ortaya çıktığında kendisini tedavi eden hekimlerin yaklaşık 6 ay süreyle karın bölgesini elle muayene ederek, karaciğerde büyüme olup olmadığını kontrol etmediklerini öğreniyor. Bunun “Atatürk'ten çekinme” olarak izah edilemeyeceğinin altını çiziyor.

Alman doktorların Atatürk'ün alkol sirozu olamayacağını açıklamalarının bile, tedavi ekibine “Acaba sirozun nedeni karaciğere yerleşen Şistozoma Mansoni türü parazitler olabilir mi” sorusunu düşündürmediğini üzülerek fark ediyor.

(İstiklâl Marşımızın büyük şairi Mehmet Akif Ersoy da, hiç alkol kullanmamasına rağmen Kahire'de siroza yakalanmıştı. Gülendame Hoca ‘Eğer ömrüm kaldıysa Allah benden alıp Mustafa Kemal'e versin' diyen dindar Akif'e de hastalığın, büyük ihtimalle parazitlerden geçmiş olabileceğini söylüyor.)

Değerli bilim insanına göre“Atatürk alkolden öldü” diyenler ya çok yanılıyor veya kasten böyle konuşuyorlar!..

Böylece kocaman bir yalana alet oluyorlar!..

Oysa onun tüm sağlık sorunlarının altında, vatan topraklarını savunurken içinde yaşadığı kötü koşulların yattığını ve genç yaşta ölümünün de, o berbat ortamlarda kaptığı hastalıklardan kaynaklandığını öne sürüyor.

Yani canını vatanına siper ettiğine yürekten inanıyor…

Vatanı ve Cumhuriyet'i emanet ettiği, her şeylerini “Ata”larına borçlu olduklarını bilen evlatları da onu sadece 10 Kasımlarda değil, tüm yaşamları boyunca sevgi, saygı, minnet ve rahmetle anıyor…

 

YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Dr.Teksin Ağar Adana 10 Kasım 2019 Pazar 09:39

Benim annem de hayatında hiç alkol almadığı halde 1964te 42 yaşında iken malarya (sıtma) parazitinin sebep olduğu sirozdan vefat etmiştir.

Yorumu oyla      14      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Erdoğan nikah şahidi oldu
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın kızı Elif Sena'nın nikah ...
İstanbul'da dev operasyon
Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ...
Bir siyanür zehirlenmesi haberi daha
Antalya'nın Uncalı mahallesinde bir binada 4 kişilik ailenin ölü bulunmasında ...
 
Bakan Çavuşoğlu: Oyunu bozduk
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Suriye'de bir terör devleti kurmak ...
4 kardeşin intihar etmesi olayında üvey kardeş konuştu
İstanbul'un Fatih ilçesinde 15 yıldır yaşadıkları evde ölü bulunan 4 kardeşin ...
İBB'nin 10 Kasım anma programı değişti
Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin ...
 
Beren Saat'ten mutluluk paylaşımı
Geçtiğimiz gün arasının bozuk olduğu eşi Kenan Doğulu ile birlikte sarmaş ...
'Hiçbir meslek ya da hedef, aile kurmaktan daha önemli kabul edilemez
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 2019 yılı Mevlid-i Nebi Haftası için "Peygamberimiz ...
MSB'den ortak devriye açıklaması
MSB "Kamışlı-Derik arasındaki bölgede icra edilen Türk-Rus kara devriyesi, ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
süper lig
Almanya
ygs puan hesaplama
Mehmet Şimşek
TV8
Almazbek Atambayev
poyraz karayel
A Milli Takım
Emre Belözoğlu