Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku 141.2 milyar dolara yükseldi 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) yapılan açıklamaya göre, bankaların yurtdışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2020 yıl sonuna göre yüzde 0.8 artarak 8.9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 0.5 azalarak 20 milyar dolar, yurtdışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 10.2 artışla 14.6 milyar dolar oldu. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin lira cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 14.1 artışla 17.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2020 yıl sonuna göre yüzde 4.1 azalarak 51.1 milyar dolara geriledi.

Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2020 yıl sonuna göre yüzde 10.1 artarak 28.2 milyar dolar, özel sektörün kısa vadeli dış borcu ise yüzde 1.4 azalarak 90.1 milyar dolar oldu.

Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 8.4 artarak 66 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 3.1 azalarak 74.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 2020 yıl sonunda 464 milyon dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2021 Şubat sonu itibarıyla 454 milyon dolar olurken, aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 119 milyon dolar oldu.

2021 Şubat sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 43.5’i dolar, yüzde 27.1’i euro, yüzde 14.5’i TL ve yüzde 14.9’u diğer döviz cinslerinden oluştu.

2021 Şubat sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 192.0 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşmiştir. Söz konusu stokun 19.9 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu.

Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 23.0, Merkez Bankası’nın yüzde 11.9, özel sektörün ise yüzde 65.1 paya sahip olduğu görüldü.