Bazı kişiler, lokanta, kahvehane gibi işletmelerde düzenlemeyle ilgili, uyarıları dikkate almak yerine sözel veya fiziksel şiddet uygulama yolunu seçiyor.
İnsanlarda yasaklara karşı gelme duygusunun bulunduğuna dikkat çeken uzmanlar; uygulamanın yasak kategorisinde değerlendirilmemesi ve işletme sahiplerinin uyarılarında bu kelimeyi kullanmaması gerektiğinin altını çiziyor.
Son olarak Bursa'da sigara içmek isteyen alkollü bir vatandaşın, kendisini uyaran işletme sahibine ateş etmesi gibi yaşanan bazı olaylar, dumansız hava sahası ile ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.
Ankara Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Eğitim Merkezi (AMATEM) Klinik Şefi Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, yaptığı açıklamada, yaşanan olaylarda alkolün büyük oranda etkili olduğunun altını çizdi.
Sigara yasağı olmasa da, alkollü iken ya da belli bir sınır aşıldığında, davranışları kontrol edememe, konabilecek engellere çok çabuk sinirlenme gibi şeylerin yaşanabildiğine dikkat çeken Dilbaz, "Bunlar alkol nedeniyle sık sık görülen şeyler. Burada da bunların benzer şeklini sigara almış durumda. Kapalı mekanda sigara içilmemesine dair uyarı var. Bunu kendisi de okumasına rağmen dinlemiyor. Mekan sahibi de bu konuda uyarınca, özellikle alkollü olduğu için, ona bir yasak koyuluyor diye algılayıp çok çabuk öfkeleniyor." dedi.
Dilbaz, yaşanan bu gibi münferit olaylarda insanlar öfkeleniyor, öfkelerini kontrol edemiyorlar diye düzenlemede vazgeçilmesinin doğru olmayacağını aktardı.
Toplumda engellenme eşiği çok düşük olan bazı insanlar bulunduğunu söyleyen Dilbaz, şöyle devam etti: "Yani düşündükleri, yapmak istedikleri bir şey engellendiğinde bu engeli dinlememek, çok çabuk sinirlenmek, önce sözel sonra fiziksel tepki koymak ile ilgili. Bu çocukluktan başlıyor. İstediği bir şeyi almadığınızda, çocuklar ısrar eder. Siz çocuğunuza, yapılamayacak bir şeyi, ne yaparsa yapsın, ağlasa da, vursa da, kırsa da yapamayacağını öğretirseniz, insanlar da engellenmek ile ilgili kendilerini eğitmeye başlarlar. Bu aslında medeniyet ile ilgili bir şey. Yani bekleyebilmek, olgunlukla karşılayabilmek, başkasının düşüncesine saygı duymak, empatik davranabilmek... Benzer olaylar, yarın başka şeyler ile ilgili de yaşanabilir."
Yaşanan olayların sigara düzenlemesi ile ilgili olmadığının altını çizen Dilbaz, "Yani bu insanların yapıları ile ilgili. Sigara düzenlemesi üzerinde durmaktansa, aslında insanların neden bu kadar şiddet eğilimli oldukları üzerinde durmak gerekir. Çünkü, kişiler sigara olmasa da başka bir şeyde yine aynı tepkiyi koyabiliyor." diye konuştu.
"SİGARA'DA YASAK YOK, YALNIZCA KIRMIZI DA DUR, YEŞİL DE GEÇ DENİYOR"
Uygulamanın sigara yasağı olmadığını vurgulayan Dilbaz, "Sigaranın nerede içilip, nerede içilemeyeceği ile ilgili bir düzenleme var. Kimse, sana sigara içme demiyor. Burada içebilirsin ama burada içme, deniyor. Tıpkı, kırmızı ışıkta dur, yeşil ışıkta geç gibi. Hiç geçme demiyorlar sana, ne zaman geçeceğini bildiriyorlar." şeklinde konuştu.
İnsanlarda yasaklara karşı gelme duygusu bulunduğunu kaydeden Dilbaz, "Kişinin, sokakta ya da evde sigara içmesine yasak konmuyor. Nerede içilip nerede içilemeyeceğine dair yol gösteriliyor. Sigara içenler de olayı bu şekilde algılamalılar." ifadesini kullandı.
Bu çerçevede işletme sahiplerinin de uyarılarını yaparken, 'yasak' kelimesini kullanmaması gerektiğinin altını çizen Dilbaz, şunları söyledi: "Burada yasak yerine, şurada değil ama şurada içebileceksiniz diye içebilecekleri bir yer göstermek doğru olan. O zaman karşıdakini engellemiş olmuyorsunuz, başka bir alternatif sunuyorsunuz. Alternatif sunabilmek çok önemli. O zaman da bu bir yasak olmuyor."
İşletme sahiplerinin desteğinin çok önemli olduğunu belirten Dilbaz, "Mekan sahipleri bu işe çok sahip çıkmadıkları için, (son olaylar için söylemiyorum ama) zaman zaman yasak ile ilgili bir şey söylediklerinde biraz kışkırtıcı davranıyor olabilirler. Çünkü insanlar inanmadığı bir şeyi savunmaz. İnandığı şeyi daha iyi savunurlar. Müşterilerinin sayısının azalacağını düşünmesinler, Avrupa'da böyle bir azalma olmadı. Sigara içmeyen insanlar daha çok dışarıda yemek yemeğe başlayacaklardır." açıklamasını yaptı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...