Konya Numune Hastanesi”nde Başhekim Op.Dr.Rıza Sarıbabıçcı’nın senaryo yazarlığı ve yönetmenliğini yapıp, başrolünde oynadığı “BİR ÇOBANIN HAZİN ÖYKÜSÜ” adlı oyunda ikinci perde de sahnelendi. Müfettişler haberimizde belge olarak kullandığımız Dr.Tütüncü imzalı raporu doğrularken, yaklaşık bir ay süre ile skandalın üzerine gitmeyen Başhekim Sarıbabıçcı’nın rezaletin baş sorumlusu olduğu kanısına vardılar. Müfettişler ayrıca “Kadın radyologlar erkek hastanın testis ultrasonunu çekmedi, 21 saatlik gecikme nedeniyle de hasta testisini kaybetti!” şeklinde rapor yazan Dr. Celal Tütüncü ile hastanede görevli 3 hekimin skandalın diğer sorumluları olduklarını tesbit etti. Dr. Celal Tütüncü”nün raporunda erkek hastanın testisini çekmemekle suçladığı kadın radyologlar ise aklandılar...ASLINDA OLAN ÇOBANA OLDU VE 16 YAŞINDAKİ GARİP ÇOBAN GİDEN TESTİSİNİN ARDINDAN BAKAKALDI!.…
SKANDALIN GELİŞİMİNİ HATIRLAMAK İÇİN ÖNCE HÜRRİYET GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ERTUĞRUL ÖZKÖK”ÜN “ÖZÜR VE TEŞEKKÜR” BAŞLIKLI YAZISINI OKUYALIM, DAHA SONRA HAFTALAR ÖNCE NE YAZMIŞIZ ONU BİR KEZ DAHA HATIRLAYALIM. HEM DE VİRGÜLÜNE DOKUNMADAN… İŞTE ÖZKÖK”ÜN YAZISI…
Özür ve teşekkür
16 yıllık genel yayın yönetmenliğim süresince, hiç gocunmadığım bir şey, yanlış yaptığımızda "özür dilemek" ve düzeltmek oldu.
İtiraf edeyim, mesleğimizde herkes bu konuda benim kadar bonkör değildir.
Geçen hafta Davos’ta olduğum için, söz verdiğim bir görevi biraz gecikerek yerine getiriyorum.
* * *
Uğur Dündar’ın ekibinin hazırladığı "Testis Raporu" haberi, geçen ay bütün Türkiye’de yoğun tartışmalara neden oldu.
Konya’da bir hastanede, iki kadın radyoloji uzmanının, erkek olduğu için bir gencin testis röntgenini çekmeyi reddettiği iddia ediliyordu.
Haberin kaynağı, genç çobanı ameliyat eden doktordu.
Doktor, ameliyat sonrasında bir rapor yazmış ve bunu hastanın dosyasına koymuştu.
O raporda, iki kadın görevlinin, testis röntgenini çekmeyi reddettiği hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça ifade ediliyordu.
Uğur Dündar’ın ekibi de bu raporu ele geçirmiş, olayı başhekime sormuş, ondan o gün net bir cevap alamamıştı.
* * *
Haber yayınlandıktan sonra ortalık karıştı.
Hastane başhekimi, olayı incelettiğini, ancak kadın radyologların çekim yapmayı reddetmesinin söz konusu olmadığını açıkladı.
Haber, bir anda tıbbi çerçevesini aşarak siyasi nitelik kazandı.
Bu arada Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a konu sorulduğunda, o "Müfettiş gönderip inceleme yaptıracağım. Ondan sonra konuşacağım" dedi.
Ben de bakanın bu tavrını destekleyerek, "Size güveniyorum. Yaptırdığınız soruşturmanın sonucu ne olursa olsun gereğini yapacağım" dedim.
Soruşturma geçen hafta tamamlanarak kamuoyuna duyuruldu.
Sonuçlarını Hürriyet’te okudunuz.
Müfettişler, gerçekten iyi bir soruşturma yaptılar ve şu sonuçlara ulaştılar:
İki kadın görevlinin bir kusuru yoktu. Başhekim, iki kadın radyoloğun o gün görevde olmadıklarını söylemişti. Biri görevdeymiş ancak kendisinden çekim istenmemiş. Öteki ise görevde değilmiş.
Bu sonuçtan sonra bize yapılacak tek şey kalıyor.
İki kadın görevliden özür dilemek.
Onu da kamuoyunun önünde açıkça yapıyorum.
* * *
Ancak haberin dayandığı rapora gelince, iş biraz farklı.
Ortada bizim haberimize dayanak oluşturan bir rapor vardı.
Ben de sormuştum:
"Bu rapor var mı, yok mu? Varsa başhekim bir ay boyunca neden bir işlem yapmadı?"
Evet, müfettişlerin raporu bu noktada da bizi haklı çıkaracak bir sonuca ulaşıyor.
Gerçekten de beş doktorun bu olayda ağır sorumluluğu bulunduğu ortaya çıktı.
Biri, olmayan bir olayı rapor haline getirmiş.
Yani, iki kadın görevliye açıkça iftira etmiş.
Başhekim ve yardımcısı, bu kadar vahim bir rapor hakkında bir ay boyunca hiçbir işlem yapmamış.
Ayrıca genç çocuk, gerekli tıbbi müdahaleler zamanında yapılmadığı için testisini kaybetmiş.
Müfettişler, doktorlar hakkında ceza istiyor.
Yani ortada büyük haber olacak ağır bir tıbbi hata var.
* * *
Peki bu sonuç bizim hatamızı örter mi?
Hafifletse de örtmez.
Daha dikkatli davranmamız, sadece rapora güvenmeyip araştırmamız gerekirdi.
O bakımdan hem muhabirin, hem de yazı işleri olarak bizim kusurumuz var.
Ayrıca olayı hemen "Tesettür Faciası" olarak sunmak da açıkça önyargılı bir davranış olmuş.
Bütün bunlar için, haberi yapan arkadaşımızı uyarıyoruz.
Yazı işleri olarak biz de gereken dersi çıkarıyoruz.
Son bir nokta.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a ve müfettişlere de bu titiz çalışmaları için teşekkür ediyorum.
KONYA NUMUNE HASTANESİ'NDE "BİRİNCİ PERDE" (23.12.2006)
KONYA'DA BİR OYUN SAHNELENİYOR. HEM DE TRAJİK BİR OYUN. ACİLEN YATIRILDIĞI HASTANEDE 21 SAAT SÜREYLE ULTRASONU ÇEKİLMEDİĞİ İÇİN TESTİSLERİNDEN BİRİNİ KAYBEDEN VE BÖYLECE FELAKET MAĞDURU OLAN 16 YAŞINDAKİ GARİP BİR ÇOBAN, HASTA HAKLARI HİÇE SAYILARAK, BU OYUNDA KONU MANKENİ GİBİ KULLANILIYOR!..
YAKLAŞIK BİR AY SÜREYLE SKANDALIN ÜZERİNE GİTMEYEN HASTANE BAŞHEKİMİNİN SENARYO YAZARLIĞI VE YÖNETMENLİĞİNİ YAPTIĞI TRAJİK OYUNDA, ULTRASON ÇEKMEDİKLERİ RAPORLARA GEÇEN PERUKLU KADIN RADYOLOGLAR, KONU MANKENİ GARİP ÇOBANA “GEL!” DİYORLAR, GARİBİM GELİYOR!”GİT!” DİYORLAR, GİDİYOR!.. "SEN BİZİ DAHA ÖNCE HİÇ GÖRDÜN MÜ?” DİYORLAR, ÇOBAN “HAYIR GÖRMEDİM ABLA!” DİYOR. DEVLETİN ANADOLU AJANSI, BAŞHEKİMİN SAHNELEDİĞİ OYUNU GÖRÜNTÜLEYİP SERVİSE KOYUYOR. OYUNUN ADI DA HAZIR “YALAN HABER!”
HİÇ KİMSE ÇIKIP DA, SENARYO YAZARI-YÖNETMEN BAŞHEKİME “PEKİ AMA SKANDAL SONUCU KAYBEDİLEN TESTİSİN SORUMLUSU KİM? SEN BU REZALETE RAĞMEN HALA BU KOLTUKTA NASIL OTURABİLİYORSUN?” DİYE SORMUYOR!
BUNA KARŞIN HASTANENİN BİLGİ İŞLEM ODASI KİLİTLENİYOR VE ÖZEL GÖREVLİLER HARIL HARIL ALDIKLARI “ÖZEL TALİMATLARI” YERİNE GETİRİYOR!
OYSA HERŞEY ÖYLESİNE APAÇIK ORTADA Kİ!
RESMİ BELGELERE GÖRE ACİLEN HASTANEYE YATIRILMIŞ GARİP ÇOBANIN “ACİL” ULTRASONU, 21 SAAT SÜREYLE ÇEKİLEMİYOR!. AMELİYATI YAPAN DOKTOR, SKANDALA NEDEN OLARAK ERKEK HASTANIN ULTRASONU ÇEKMEYEN KADIN RADYALOGLARI GÖSTERİYOR. BU İDDİASINI HEM AMELİYAT RAPORUNA, HEM HASTA DOSYASINA, HEM DE BAŞHEKİME GÖNDERDİĞİ ŞİKAYET NOTUNA YANSITIYOR..BAŞHEKİM İSE BÖYLESİNE ÖNEMLİ BİR FELAKETİ SORUŞTURMAYA BİLE GEREK DUYMADAN SAVSAKLIYOR… NE RAPORU YAZAN DOKTORU “ARKADAŞ SEN ŞURADA HATALISIN!” DİYEREK CEZALANDIRMA YOLUNA GİDİYOR, NE DE ERKEK HASTANIN ULTRASONUNU ÇEKMEDİĞİ İDDİA EDİLEN KADIN RADYOLOGLARA “HANIMLAR GELİN BAKALIM! HİPOKRAT YEMİNİ ETMİŞ, HASTALARI ARASINDA DİN, IRK, CİNS VE ANATOMİK BÖLGE AYRIMI YAPMAKSIZIN HEKİMLİK MESLEĞİNİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEĞİNE AND İÇMİŞ BİRER HEKİM OLARAK NİÇİN 16 YAŞINDAKİ ERKEK HASTANIN ULTRASONU ÇEKMEDİNİZ?DOĞRU MU BU İDDİA?” SORUSUNU YÖNELTİYOR..AYNI BAŞHEKİM MÜDAHALESİYLE ERKEK RADYOLOGA ÇEKTİRDİĞİ ULTRASON KARMAŞASINI RAPORA DA DÖNÜŞTÜRMÜYOR....BÖYLECE FELAKETİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR…SONUÇTA GARİP ÇOBAN, TESTİSİNİ KAYBETTİĞİYLE KALIYOR!
HAKİKAT TOPALLAYARAK DA OLSA HEDEFİNE VARIRMIŞ YA, OLAYIN ÜZERİNDEN BİR AY GEÇTİKTEN SONRA, SKANDAL HÜRRİYET GAZETESİNE AMELİYATI YAPAN DOKTOR VE BAŞHEKİME DOĞRULATTIRILAN RESMİ BELGELERE DAYANILARAK MANŞET OLUYOR. BÖYLECE KIYAMET KOPUYOR. HASTANE, TAM BİR TİYATRO SAHNESİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR...
DİNCİ BASININ HÜRRİYET GAZETESİ İLE UĞUR DÜNDAR'A NİÇİN SALDIRDIĞINI ANLAMAK MÜMKÜN. BU NEDENLE ÖNEMLİ DEĞİL!… EĞER BİZ KAFAYI TÜRBANA TAKMIŞ OLSAK, DEVLET HASTANELERİYLE SAĞLIK OCAKLARINDA HALEN YÜZLERCE TÜRBANLI KADIN HEKİM VE SAĞLIK PERSONELİ YASALARA VE YÖNETMELİKLERE AYKIRI BİÇİMDE ÇALIŞIYOR.
Arenahaber-Hürriyet-Haberola
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...