Ertuğrul Karakaya'nın suçu olmadığı belirtilen beraat kararında demokrasi dersi verildi: Suç ya da suçlu yokken, suçluyu övmek mümkün değildir. Slogan çoksesliliktir.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) giriş kapısında 30 yıl önce jandarma kurşunuyla öldürülen Ertuğrul Karakaya'nın annesi Ayşe Karakaya (73) hakkında "oğlunun mezarı başında anma töreni düzenledi" diye "suçu ve suçluyu övmek"ten açılan davada beraat kararı verildi. Mahkeme, Ertuğrul Karakaya'nın "bir suçu olmadığına" dikkat çekerek, "Suç ya da suçlu yokken övmek de mümkün değil" dedi.
ODTÜ öğrencileri, 1977 yılında dönemin rektörü Hasan Tan'ın istifa etmesini istiyordu. Üniversitede aylarca süren gerginlik, 8 Haziran 1977'de yaşanan kanlı bir olayla tırmandı. Jandarma üniversite kapısında arama yaparken, ODTÜ öğrenci temsilcisi Ertuğrul Karakaya, üzerinin aranmasını beklemeden içeri girdi ve koşmaya başladı.
Silahlar patladı, Karakaya, kanlar içerinde yere serildi. Otopsi raporuna göre, Karakaya'nın sırtında bir adet G-3 kurşunu ve süngü yarası vardı. Karakaya'nın ailesi, 30 yıl, "Çocuğumuzun katili bulunsun" dedi ancak katil bir türlü bulunamadı.
Anne Ayşe Karakaya (73), her yıl olduğu gibi 2005'te de oğlunun Salihli'deki mezarı başındaydı. Yanında da oğlunun 18 arkadaşı vardı. Sloganlar atıldı, anne gözyaşı döktü. Emniyet güçleri de, anma törenini kameraya kaydetti. Salihli Savcısı, toplantıya katılanlar hakkında, "suç ve suçluyu övdükleri" iddiasıyla 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
Savcı iddianamesini, Ankara Emniyet'in 14 Kasım 2006 tarihli yazısına dayandırdı. Yazıda, "Ertuğrul Karakaya'nın 1977'de Ankara ODTÜ-DER isimli örgüt içerisinde faaliyet gösterdiği, derneğin kapatılması üzerine oluşturulan öğrenci temsilcisi kurulunun sözcüsü olarak görev aldığı ve 8 Haziran 1977'de ODTÜ A-1 kapısında güvenlik kuvvetleriyle girdiği çatışmada ölü ele geçirildiği" belirtiliyordu.
Salihli 1. Sulh Ceza Mahkemesi, bir yıl süren yargılama sonunda verdiği beraaın ardından açıkladığı gerekçeli kararında Anayasa'nın 38/4. maddesine atıfta bulunarak, "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz" dedi.
Hâkim Nuray Şakrak, karar gerekçesinde, "kişinin suç işlediği-suçlu olduğunun ancak mahkemece verilmiş bir karar ile sabit olabileceğine, Karakaya'nın adli sicil ve arşiv kayıtlarında ismine rastlanmadığına, bu nedenle de suçlu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına" dikkat çekerek şöyle dedi:
"Bir kişinin, bir grubun ya da bazı bilgi ve belgelerin başlı başına bir kişiyi suçlu ya da bir eylemi suç olarak belirlemesi, demokratik ve hukuk devletinde kabul edilemez. Bu durumda mahkememizce kesin hüküm ile suç işlendiği sabit olmayan bir kimsenin, 'işlediği bir suçun' ya da 'suçu işlediği için kendisinin' övülmesinin de mümkün olmayacağı; dolayısıyla yargılamaya konu olayda atılı suçun unsurlarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır."
Kararda, anma töreni sırasında atılan, "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Ertuğrul yaşıyor, mücadele sürüyor", "Devrimci gençlik çizdiğiniz yolda" sloganlarının bir suçu övme niteliğini olmadığı belirtilerek şöyle denildi:
"İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden biri olup; toplumun ilerlemesi ve her bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil etmektedir. Bunlar, demokratik toplumun olmazsa olmaz 'çokseslilik', 'tolerans' ve 'hoşgörü' gerekleridir."
Biri yargılanıp beraat etmiş
Anne Ayşe Karakaya'nın yargılandığı davada 30 yıl önceki kanlı olayla ilgili çok önemli bir detay ortaya çıktı. Mahkemeye, Jandarma Eri Osman Özdemir'in, Ertuğrul Karakaya'yı öldürdüğü iddiasıyla 1977 yılında yargılanmaya başlanıp, 1979'da da "vazife gereği" denilerek temyiz yolu açık olmak üzere beraatine karar verildiği 'bilgisi' ulaştı. Karakaya'nın ailesi bu bilginin mahkemeye ulaşmasıyla şoke oldu. Çünkü aile, ne oğullarını öldüren kişinin bulunduğunu ne de onun yargılanarak beraat ettiğini biliyordu. Bunun üzerine mahkeme, dosyanın tamamını istedi. Ancak 28 yıl önce verilen kararın dosyası, karardan 10 yıl sonra SEKA'ya gönderilmiş ve imha edilmişti. Böylece davanın yeniden görülmesi çıkmaza girmişti.
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...