İran ile 5+1 ülkeleri arasında 14 Temmuz'da varılan nükleer anlaşma, nükleer haklardan verilen tavizler ve ABD ile ilişkilerde iyileşme sağlayıp sağlamayacağı bakımından tartışma konusu olmaya devam ediyor.
- İran ile 5+1 ülkeleri arasında 14 Temmuz'da varılan nükleer anlaşma, nükleer haklardan verilen tavizler ve ABD ile ilişkilerde iyileşme sağlayıp sağlamayacağı bakımından tartışma konusu olmaya devam ediyor.
İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney ve Devrim Muhafızları komutanlarının açıklamaları, nükleer anlaşmanın, İran-ABD ilişkilerini normalleştireceği ayrıca Suriye ve Yemen'deki krizlerde müzakere olanağı sağlayacağı yönündeki beklentileri boşa çıkarıyor. Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı gönüllülerden oluşan silahlı milisler olarak yapılanan Besiçlerin komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Nakdi'nin, "ABD ile iyi ilişkiler kurulmasının, devlet malını yağmalamak isteyenlerin arzusu olduğunu" söylemesi, normalleşme beklentilerine ket vuran son gelişmelerden biri oldu.
Eleştirilerin odak noktası
İran'da reformcu ve muhafazakar kesimlerin büyük bölümünün olumlu yaklaştığı anlaşma, "aşırı muhafazakar" bazı grupların sert eleştirilerine maruz kalıyor ve İran'ın anlaşmayla nükleer programı konusundaki haklarından geri adım attığı savunuluyor. Bu iddiayı destekleyen bir açıklama geçen hafta Meclis Nükleer Araştırma Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan eski nükleer başmüzakereci Said Celili'den geldi. Celili, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetinin anlaşmayla İran'ın nükleer programı dahilinde 100 hakkından vazgeçtiğini söyledi.
Meclis Nükleer Araştırma Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi'ye göre, Celili ayrıca anlaşmanın, İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılmasını garanti etmediğini ileri sürdü. Celili'nin açıklamalarına Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'den yanıt geldi. Zarif, "Celili'nin iddialarının belgesi yok" yorumunu yaptı.
Nükleer anlaşmaya ilk etapta destek veren İran'ın elit güvenlik gücü ve İslam Devrimi'nin lokomotifi Devrim Muhafızları'ndan da sonrasında farklı açıklamalar geldi. Anlaşma sağlanmasının ardından İran'ın nükleer müzakere heyetini kutlayan Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, 20 Temmuz'da yarı resmi Tasnim Haber Ajansı'nda yer alan açıklamasında, anlaşmanın içeriğinin özellikle İran'ın askeri kapasitesindeki kırmızı çizgiyi aştığını söyledi. Caferi, "Bunu asla kabul etmeyeceğiz" ifadesini kullandı.
Mecliste etkin olan "aşırı muhafazakar" gruplar, nükleer anlaşmanın meclis tarafından oylanması gerektiğini de savunuyor. Bu grupların talebine destek çıkan dini lider Ayetullah Hamaney, geçen hafta Uzmanlar Meclisi toplantısında, nükleer anlaşmanın meclis tarafından onaylanması gerektiğini ve bunu Ruhani'ye de ilettiğini söyledi. Ruhani ise nükleer anlaşmanın, İran ile BM Güvenlik Konseyi üyeleri ile Almanya arasında varılan siyasi bir uzlaşma olduğunu, bu nedenle meclis onayına ihtiyaç bulunmadığını savunuyor.
Nükleer anlaşma, detaylarının hala kamuoyuna açıklanmamış olması nedeniyle de eleştiriliyor. Bu yöndeki eleştirilerin hızla artması üzerine Ruhani, cumartesi günü "Viyana anlaşmasının detayları hakkında uygun bir zamanda halkla konuşacağım. Radikal bir grubun halkın ümidine darbe vurmasına izin vermeyeceğim" açıklamasını yaptı. Hamaney'e yakın Keyhan gazetesi, Ruhani'nin bu açıklamasını "Anlaşmanın acı gerçeklerini sansürlemek ümit değil, aldatmaktır" manşetiyle verdi.
İran-ABD ilişkilerinin normalleşmesi de olası görülmüyor
Nükleer anlaşmanın imzalanmasıyla İran-ABD ilişkilerinin normalleşeceği, Suriye ve Yemen'deki gibi bölgesel sorunlarda müzakere fırsatının doğacağı yönünde beklentiler ortaya çıkarken, dini lider Hamaney'in buna birçok kez karşı çıkması böyle bir gelişmenin muhtemel olmadığına işaret ediyor.
Ruhani'nin geçen hafta Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ile ortak basın toplantısında, "İster bölge ülkeleri, isterse dünya güçleri olsun herkesle konuşmaya hazırız" diyerek, ABD ile Suriye konusunda müzakere edebileceklerini açıklamasından bir gün sonra Hamaney'in, "ABD müzakere adı altında ülkeye nüfuz etmek istiyor. ABD ile sadece nükleer mesele konusunda müzakere için onay verdik. Diğer meselelerde müzakereye izin vermedik" yönündeki beyanı, beklentileri boşa çıkaran bir gelişme olarak algılandı.
Besiçlerin komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Nakdi de İran'ın önde gelen gazetelerinden Cevan'da yayınlanan açıklamasında, "ABD ile ilişkiler kurulmasının, devlet malını yağmalamak isteyenlerin arzusu olduğunu" savundu.
"Kamu malını zimmetine geçirenler ve kaçakçılar, gazeteler ve internet siteleri kurdular. Ülke dışında da ABD ve İngiltere'nin himaye ettiği uydu kanalları açtılar. ABD'nin sömürgeciliğini İran'a geri getirmek için çalışıyorlar" ifadelerini kullanan Nakdi, halk destek verdiği sürece kamu malını yağmalayanlara karşı duracaklarını söyledi. Nakdi, ABD ile ilişki isteyen kesimlere ait gazete ve dergileri de "ABD'nin imajını parlatmak için çaba göstermekle" suçladı.
Anlaşmayı ABD Kongresi'nin onaylaması gerekiyor
Uluslararası toplum nezdinde sevinçle karşılanan, İran ve 5+1 ülkeleri arasında varılan nükleer anlaşmanın uygulamaya girmesi için ABD Kongresi tarafından onaylanması gerekiyor. Kongre'nin anlaşmayı değerlendirmek için 17 Eylül'e kadar süresi bulunurken, ABD Senatosu'nda Demokratların, nükleer anlaşmanın reddedilmesini içeren tasarının nihai oylamaya sunulmasını engellemesi, anlaşmanın Kongre'de reddedilmesi ihtimalini ortadan kaldırmış görünüyor.
aa
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...