Mehmet Altan'ın köşe yazısı
Neden demokrasi mitingi yapmıyoruz?
Eğer darbeciler ‘halk oyu’ndan ürkmezse...
Eğer Ankara’daki ‘siyaseti tanzim etme’ numaralarının başarılı olacağına kanaat getirirlerse...
22 Temmuz’da seçime gideceğiz..
Seçimlere gidildiğinde oy pusulasının boyu seksen santimi geçecekmiş... Eğer herhangi bir seçim bölgesinde yirmi-yirmibeş civarında bağımsız aday da çıkmış ise, oy pusulasının boyu bir buçuk metreyi bulacakmış..
***
Kendi varlığını tehdit eden muhtıraya karşı birleşip tavır almayan parlamento siyaseti, bazen hep birlikte de hareket ediyor?
Ne zaman?
Hiçbir demokratik ülkede olmadığı kadar yüksek tutulan yüzde onluk seçim barajını korumak için..
Ne zaman?
Demokratik Toplum Partisi bu baraj nedeniyle bağımsız adaylarla seçime girmeye karar verdiğinde..
Ne yapıyorlar?
Kurnazlık.. Tüm bağımsız adayları seçim pusulasına ilave ederek okuma yazma konusunda sıkıntılı olan bölge halkının adaylarını seçmesini zorlaştırmayı amaçlıyorlar..
Deveye sormuşlar ‘boynun neden eğri’, cevap vermiş ‘nerem doğru ki?’...
Demokratik seçim kurallarını içine sindiren parlamento, askeri müdahale karşısında da tabii sessiz kalır.. Men dakka da dukka...
Halkının oyundan korkan bir parlamento..
Parlamentonun iradesinden korkan bir askeriye..
Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan ?
***
Böyle bir ülkede...
Neden ‘cumhuriyet mitingi yapıyorsunuz, padişahlık mı geri geliyor?’ diye sormanın manası var mı?
Cumhuriyet’in tek pratik yararının ‘hanedanın elinden iktidarı almaya yaradığını’ yazmanın anlamı mı var?
Demokrasi yoksa cumhuriyetin diktatörlerin iktidarı için bir suni çerçeve olduğunu yinelemenin gereği mi var?
Suriye de cumhuriyet...
Azerbaycan da cumhuriyet...
Ama demokratik bir kültür olmadığı için siyasal iktidar babadan oğula geçiyor...
Suriye’de... Azerbaycan’da insanlar sokaklara dökülse ve ‘cumhuriyet mitingi’ yapsa bunu nasıl değerlendirirsiniz?
***
Fanatik darbecilerin yüzde yüz yönlendiremediği Cumhuriyet mitinglerine gene de umutla bakıyorum...
Oralardaki canlı kalabalıkların büyük kesimi kentli orta sınıf kadınlar... Dertli aleviler..
Kadınlar ‘din devletine’ karşı.. İktidarın kimi uygulamalarına ve mesajlarına tepki duyuyorlar.. İstedikleri ‘yaşam biçimlerini, tüketim kalıplarını’ korumak..
Aleviler ise bizde ‘din devleti’ olmayalım diye yaratılan ‘devlet dinine’ kızmaktalar..
Bu talepler ‘temel hak ve özgürlüklerin’ talebi..
***
Ama..
Cumhuriyet yerine ‘temel hak ve özgürlük’ istersen... Senin gibi olmayanın da.. Sana benzemeyenin de.. ‘Öteki’nin de hakkını ve hukukunu savunacaksın..
Askerin siyasete girmesine de tavır alacaksın..
Yazarlar mahkemelerde sürünürse de miting düzenleyeceksin..
Seçim barajı demokratik değilse de ayağa kalkacaksın..
Türban kadar vicdani ret ile de ilgileneceksin..
Cumhuriyetçi değil, demokratik cumhuriyetçi olacaksın...
***
Alanları dolduran kadınlar...
Kemalist bir tüketim kalıbı ve modernleşmesinden...
Düşüncenin özgürlüğüne..
Diğerinin de hakkına hukukuna sahip çıkmaya terfi ettiklerinde..
Cumhuriyet kavramının içini demokrasiyle doldurup, bunu içlerine sindirdiklerinde..
Türkiye kurtulur...
Bu uzak mı, yakın mı bilemem..
Ama şimdiki cumhuriyet anlayışından demokrasiye bir yol olduğu çok açık..
Gene de meydanlara çıkmak..
Gene de demokratik hakları kullanmak..
İyidir.. Hem de çok iyi..
Demokratik refleks geliştirir çünkü...
(Star)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...