MİLLİYETÇİ GAZETEDEN AĞIR BENZETME 

FASON MİLLİYETÇİLERE DİKKAT!

Yaşı müsait olanlar, 80 sonrası iktidarları hatırlar. Bir milletvekili ya da bakan olumlu bir iş yapmışsa gazete manşetleri "ANAP'lı Bakan .... " diye, ama olumsuz bir iş yapmışsa, "Eski MHP'li Bakan ..." diye başlardı.

Sonraki yıllarda, DYP ve AKP hükümetlerinde de aynı manşetler devam etmiş, bütün olumsuzluklarda "Eski MHP'li ..." manşetleri hiç eksik olmamıştır.

Bu manşetler, elbette bir "kara propagandanın" ürünüydü.

Bu kara propaganda günümüzde şekil değiştirmiş, sağdan sola, soldan sağa "dikey" geçişler için sıkça kullanılmaktadır.

Türk Milliyetçiliği ile alakası olmayan partilerin milletvekili adaylarından bazıları, yakalarının dışında o partinin, yaka içlerinde de üç hilal rozetlerini taşıyarak, girdikleri toplumun nabzına göre bazen yaka dışını, bazen yaka içini göstererek oy istemektedir. Bazı gazeteler de, bu kişileri, "CHP'nin adayı, AKP'nin adayı, DP'nin adayı" şeklinde takdim etmek yerine, "Eski MHP'li, ülkücü kökenli" şeklinde sunmaya devam etmektedir.

Bu partilerde olup da halen bu sıfatlarla anılmayı kendine meslek edinmişlerden bir kısmı, yakın zamana kadar MHP'nin içinde bulunmuş olmasına rağmen "istikbal endişesiyle" Türk Milliyetçiliği davasından da, MHP'den de kopmuş kişilerdir. Bunlar, yakalarının içindeki rozeti gösterip "ben de Türk Milliyetçisiyim, oyunuzu bana verin" dediklerinde, onlara verilecek cevap şudur. "Gecesini gündüzüne katıp, Türkiye'yi belalardan kurtarmak için çalışan, kadrosuyla adeta seferberlik ilan eden Sayın Bahçeli'yi, Türk Milliyetçiliğini terk etti, diye suçlayıp, "Eşkıyayı mecliste, düz ovada siyasete davet eden adamın liderliğini kabullenmek, hangi Türk Milliyetçiliğine uymaktadır?"

Ülkemizi 5 yıldır bölünmenin eşiğine getiren ve Türk'ü, 36 etnik guruptan sadece biri olduğunda ısrarlı, Türk yok Türkiyeli var diyen AKP'de "bırakın Türk Milliyetçisini, Türküm diyenin bile" bulunamayacağını bu "eskimişlere" söylemek, bunların da maskelerini düşürmeye yetecektir.

Bir de hayatında hiç MHP'de bulunmamış, hiç Türk Milliyetçisi olmamış, ama nereden nasıl edindiyse, "eski ülkücü..." sıfatını almışlar var.

Bunlar şurada burada siyaset yapar. Dolap beygiri gibi, oradan oraya, olmadı CHP'ye girer çıkar. Ama ne hikmetse, sanki "Valilik, Bakanlık benzeri müktesep hakmış gibi" "Eski MHP'lilik, Eski Milliyetçilik" sıfatını hiç kaybetmezler.

Bakınız Türk Milliyetçiliği ile alakasız partilerin aday listelerine.

Yozgat'tan, Kırşehir'e, İstanbul'dan Ankara'ya, Kars'tan, Edirne'ye... bu cins adayların isimlerini hemen görürsünüz. Bunların yaka dışındaki rozetleri farklı olsa da, yaka içlerinde, gerektiğinde göstermek üzere hep üç hilal vardır.

Hemen söyleyelim ki, kimin hangi partide siyaset yapacağı tamamen kendisini alakadar eden bir konudur. Bu bir demokratik haktır. Kimse karışamaz. Fakat bizim itirazımız bunların yaptığı "siyasi ahlaksızlığadır."

Parti programında "Etnik Kültüre dayalı demokratik çözüm ve herkese anadilinde eğitim" vadeden partiden, "PKK'yı düz ovada siyasete davet eden ve iktidara geldiklerinde PKK'lılara af çıkartarak, taleplerine olumlu cevaplar vererek dağdan indireceğini vadeden adamın partisinden...", Ülkemizi borç batağına sokan, Barzani-Talabani'ye toz kondurmayan, Şehidimize "kelle" deyip alay eden, bebek katiline "sayın" deyip saygılarını sunan adamın partisinden... aday olup halen Türk Milliyetçiliği adına milletten oy istemeye kalkışanlara halkımız sandıkta gerekli cevabı verecektir. Bundan kuşkumuz yoktur.

Uzatmayalım. Ülkücü olmak adam olmaktır, ahlaklı ve namuslu olmaktır. Ahlakın, namusun eskisi yenisi olmaz. Ahlak ve namus bir kere kaybedildiğinde, yeniden kazanılması çok zor olan insani hasletlerdir.

Bir örnek vereyim de mesele daha iyi anlaşılsın. Bu örneği verirken bile yüzüm kızarıyor ama "Eski MHP'li..." mevzusunu kullananları anlatmak için buna mecburum. Okuyucularımın affına sığınıyorum.

Bir gazetede manşetti. "Malum filmlerin vazgeçilmez bayan oyuncusu S.K" diyor ki, "her filmimde en az 60 erkekle ...., fakat hala bakireyim."

S.K. ne kadar bakireyse, bunlar da o kadar "Milliyetçi..."

Bilmem anlatabildim mi

Mehmet ÇELEBİ / Ortadoğu