Şimşek, Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) tarafından, "Dijital Dünyaya Geçiş ve Başarı Odaklı İş Modelleri" ana temasıyla bu yıl 6'ncısı düzenlenen Otomotiv Kongresi'nin açılışında konuştu.
Sektörün geldiği noktanın çok etkileyici olduğunu ve sektörün girdi-çıktı anlamında ekonomi açısından çok kritik bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Şimşek, geriye doğru bakıldığında işin tasarım ve üretim kısmının gelişmiş ülkelerde görüldüğünü kaydederek, gelişmekte olan ülkelerde ise bu işin montaj kısmı ile karşı karşıya kalındığını bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Fakat çok şükür Türkiye bugün gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen işin tasarım, üretim kısmında ciddi bir küresel rol üstlenmiş, önemli küresel bir aktör haline gelmiş durumda” diye konuştu.
Bu nedenle bütün sektörü tebrik eden Şimşek, otomotiv sektörünün bugün Ar-Ge'ye en çok kaynak ayıran, tasarım noktasında iyi seviyelerde olan, gurur duyulan gelişmelere sahne olan bir sektör olduğunu anlattı.
Şimşek, bu sürecin güçlü bir şekilde devamının önemli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Değerli başkanımız (OYDER Başkanı Alp Gülan) vergi konusunu gündeme getirdi. Tabii Maliye'nin görevi mümkün olduğunca bütçeyi sağlam tutmak. Neden geçmişte bütçenin iyi yönetilmediği dönemlerde ülke büyük sıkıntılar yaşadı? O zamanlar böyle kredi ile Otomobilalmak mümkün değildi. Vadeler en fazla 18-36 aydı. Bugün öyle değil. Bu yüzden 1 milyon rakamından bahsedebiliyoruz. 1990'lı yıllarda bahsediliyordu ama gelinemedi. Büyük bütçe açıkları beraberinde hatırlarsanız yüksek enflasyon, yüksek faiz ve ciddi makro ekonomik istikrarsızlık getirdi. O nedenle geçmişteki deneyimlerden büyük dersler çıkardık, bütçe disiplinine büyük önem verdik. Kabul ediyorum hakikaten küresel ölçekte dahi baksanız otomotiv üzerinde ağır vergi yükü olan bir sektör."
'VERGİ REFORMU GÜNDEMDE'
Şimşek, şu anda bir gelir vergisi reform çalışmaları olduğunu anımsatarak, aslında bu taslağı birkaç yıl önce TBMM’ye gönderdiklerini, ancak son birkaç yılda reformları tamamlama imkanlarının sınırlı olduğunu söyledi.
Ancak seçimlerin artık geride kaldığını dile getiren Şimşek, “Şimdi tekrar reform gündemi. İlerde vergiler tabana yayılırsa nispeten ağır vergilendirilen birkaç alan var, onlar tekrar gözden geçirilebilir” ifadelerini kullandı.
Şimşek, Türkiye'de otomotiv üretim rakamları her ne kadar 1,4 milyon adede ulaşsa da ülkede satılan her 100 otomobilin 78'ini, 80'ini ithal araçların oluşturduğunu bildirdi.
"Böyle olunca vergilerden maksadımız cari açığı kontrol altına almaya yönelik, yani takdir edersiniz ki önemli bir rakam” diyen Şimşek, 1 milyon adet olan yıllık satış hacminin yüzde 80'e yakının ithal olmasının önemli bir rakam teşkil ettiğini anlattı.
"Dünyanın en cömert teşviklerinden bazıları bizde"
Şimşek, "Bakın vergiye rağmen davet ettiniz geldik. Teşekkür ediyorum" dedi.
Endüstrinin daha da büyümesi ve sektörün önünün açılması gerektiğinin farkında olduklarını dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:
"Biz otomotivde yatırım teşviklerinde iyi noktadayız, güçlü teşvikler veriyoruz. Ar-Ge noktasında yine çok ciddi teşviklerimiz var. Nihai tüketici noktasında doğru söylüyorsunuz, kabul ediyorum ama diğer bütün alanlarda dünyanın en cömert, en güçlü teşvik sisteminin bazıları da Türkiye'de. Onu da görmek, kabul etmek lazım. Bunları artırmak lazım."
"Türkiye, otomotivde hala yüksek potansiyele sahip"
Şimşek, yüksek vergilere rağmen otomotiv sektöründeki büyüme rakamlarına değinerek, ekonomik büyüme ile otomotiv satışları arasındaki ilişkiden bahsetti.
Türkiye'nin otomotiv satışları rakamları açısından iyi bir yerde olduğunu ifade eden Şimşek, bin kişi başına düşen araç sayısı düşük olduğu için daha kat edilecek çok mesafe olduğunu bildirdi.
Şimşek, "Sektörün önü açık. Ben şahsen gerek üretim gerek satış boyutuyla Türkiye'nin hala çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu, gelişmekte olan ülkeler arasında olsun, Avrupa'da olsun pazarın çok daha güçlü bir şekilde büyümesi ihtimalini yüksek görüyorum" diye konuştu.
Burada siyasi istikrar, güven, öngörülebilirlik, finansmana erişim, düşük risk primi gibi kriterlerin önemine değinen Şimşek, "O nedenle bütçe önemli. Aslında gerçekten biz sizi düşünüyoruz. İşin zorunu yapıyoruz. Kolaycı çözüm yok. Türkiye'nin meseleleri var arkadaşlar. Bizim yapısal sorunlarımız var. Bunların kolaycı çözümü yok. Olsaydı zaten bulurduk. Temel sorunlarımızı yapısal reform, köklü çözümlerle çözebiliriz" ifadelerini kullandı.
Şimşek, Türkiye'nin bütün sıkıntılara rağmen, fena bir dönem geçirmediğini, Avrupa ile Türkiye arasındaki kişi başına düşen gelir farklılığının azaldığını, bu fark kapatıldıkça her alanda benzer rakamların görülebileceğini söyledi.
"Destekleri, teşvikleri güçlü şekilde devam ettireceğiz"
Şimşek, sektörün hızla değiştiğini ve sektörde baş döndürücü gelişmeler yaşandığını kaydederek, otomobillerin yazılımında, üretiminde yaşanan değişimlerden bahsetti.
Türkiye'nin otomotiv sektöründe hızlı bir şekilde basamak atladığını, ülke ekonomisinin dinamik olduğunu ve sektörün bundan güç aldığını belirten Şimşek, şu ifadeleri kullandı:
"Reform programını güçlü bir şekilde hayata geçirirsek, enflasyon kalıcı şekilde yüzde 5'lerin altına düşerse ki bu önemli bir hedeftir, o zaman vadeler daha da uzar, krediye erişim gelişir, çok daha hızlı bir şekilde büyüme yaşanır. Bugünün 1 milyonu çok rahat bir şekilde sürdürülür ve katlanır. Bu reformlar kişi başına milli geliri artıracak, Türkiye'de sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayacak türdendir. O nedenle bugün geldiğimiz noktayı küçümsememeliyiz. İyimser de olmak lazım. Çünkü önümüzde hakikaten önemli fırsatlar var. Reformlarla birlikte Türkiye'yi çok daha kalıcı bir büyüme patikasına oturtma imkanlarımız var. Devlet desteklerini, teşviklerini güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. İnşallah Türkiye bu yapısal reformlarla cari açık problemini de kalıcı bir şekilde çözer. O zaman da bizim bahanemiz kalmaz."
"Yaşlı araçlara teşvik tekrar gündeme getirilebilir"
Şimşek, Türkiye'nin otomotivin farklı alanlarında çok mesafe kat ettiğini ancak bir markası olmadığını ifade ederek, bu noktada da bir çaba olduğunu, bu çabanın başarılı olmasını ümit ettiğini bildirdi.
"İkinci elde KDV ile ilgili gündeme getirilen birkaç husus vardı. Bana makul gibi geldi. Doğrusu o konu daha önce bana hiç gelmedi artık Maliye Bakanı da değilim" diyen Şimşek, ancak bunun konuşulması gerektiğini vurguladı.
Şimşek, ağır hasarlı araçların tekrar trafiğe dönmesinin engellenmesi gerektiğinin altını çizerek, "Üçüncüsü bu yaşlı araçlar meselesi. Bu konuda daha önce teşvikler getirdik. Tekrar bu konular masaya yatırılabilir" dedi.
İkinci el tescilde noter ücretini sınırladıklarını anımsatan Şimşek, burada rakamı ilk olarak 40 lira şeklinde belirlediklerini anımsattı.
Şimşek, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ARI Teknokent ve borsa İstanbul iş birliğiyle düzenlenen "Katılım Bankacılığı ve Girişimcilik Ekosistemi Çalıştayı"nın gong törenine de katıldı.
Törenin ardından konuşan Şimşek, çalıştayın önemli iki konuyu ele aldığını dile getirerek, "Girişimcilik ekosistemi başlı başına bugün hem dünya hem Türkiye için hayati bir konu. Katılım bankaları da bu işin aslında önemli bir bileşeni olma potansiyeline sahip, bugün o fonksiyonu yerine getiriyor mu ondan emin değilim." değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, Türkiye'nin geçmişte bir çok konuya, dünyaya göre gecikmeli başladığını, fakat girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, oluşturulması ve iyileştirilmesi noktasında son yıllarda büyük mesafeler katedildiğini aktardı.
Melek yatırımcılığın girişimcilik ekosisteminin önemli bir bileşeni olduğuna ve katılım bankaları ile melek girişimcilik arasındaki uyuma dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:
"Uyuma rağmen katılım bankaları melek yatırımcılık sisteminde yok. Bu yüzden katılım bankalarımıza, ciddi bir şekilde bu girişim fonları oluşturmayı, melek yatırımcıları desteklemeyi ya da kendilerinin melek yatırımcı olarak bu işin içinde olmasını ciddi şekilde tavsiye ediyorum. Biz şu an sadece girişimcileri desteklemiyoruz. Devlet olarak fonların fonuna kaynak aktararak, aslında biz girişimcileri destekleyen girişimcileri, fonları destekliyoruz. Biz girişimcilik ekosisteminin gelişmesinin ne kadar hayati bir önem taşıdığının farkındayız.
Türkiye'nin büyük yeraltı zenginlikleri yok. İyi ki de yokmuş. Belki de olsa biz de bu coğrafya gibi sırtımızı oraya dayayabilirdik. Bakıyorum bazı komşularımızın gelirlerinin yüzde 90'ından fazlası petrole, doğalgaza dayanıyor. İyi bir sistem değil, öyle olmadığını şimdi görüyoruz."
Şimşek, Türkiye ekonomisinin, bu kadar zor bir coğrafyada, sıkıntılı dönemlerde, küresel ekonomideki sorunların arasında, Orta Doğu'daki kargaşada büyük bir direnç gösterdiğine dikkati çekerek, "Türkiye'nin en güçlü tarafı genç nüfusu olduğu kadar, aslında girişimcilik ruhudur." dedi.
Zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin Batı ile arayı kapatmaya devam ettiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
"Bu zor şartlarda Türk girişimcilerin başarısı, dinamizmi sayesinde gerçekleşiyor. Ekosistemin bütün bileşenleri bugün burada. Mesela İTÜ'nün Kuluçka Merkezinin, dünyada 18'inci, Avrupa'da ise 8'inci sırada olmasından çok etkilendim. Rektörümüzü ve herkesi tebrik ediyorum. Üniversite çok önemli bir bileşen. Üniversitelerin büyük bir zihniyet devriminden geçmesi gerekiyor, bunu başaran tek tük üniversitelerimiz var.
Batı'da şimdi şirket batırmamış profesörlere üniversitelerde çok yer vermek istenmiyor fakat bizde böyle bir yaklaşım yok, çünkü performansa dayalı bir kültür yok. Bu ekosistemin oluşabilmesi için çok adım attık. Bize getirilen her türlü kaygıyı inceledik ve gereği olan yasal düzenlemeleri yaptık.
En son hükümetimizin yaptığı önemli bir Ar-Ge reform çalışması oldu ve Meclis'ten geçti. Orada aslında, Ar-Ge'nin özellikle ticarileşmesine ve üniversitelerimizin orada daha güçlü bir rol üstlenmesine yönelik önemli hususlar var. Üniversitelerimizin mutlaka, öğrencileri temel eğitimden sonra, girişimciliğe bu sistemin bir parçası olmaya teşvik etmesi lazım."
'KATILIM BANKALARININ PAYININ YÜZDE 15 ÇIKMASI İÇİN ÇABA GEREK'
Şimşek, katılım bankalarının sistem içindeki payının, 2023 yılına kadar yüzde 15'e çıkarılabilmesi için çok ciddi ilave çaba gerektiğine dikkati çekerek, "Hükümet olarak gereken her türlü desteği biz verdik, vereceğiz. Ama katılım bankalarının biraz daha geleneksel bankacılığı kopyalama yerine, bugün bu çalıştayın konusu olan (girişimcilik ekosistemi) konulara daha çok odaklanmasını bekliyoruz, esas gelecek ve esas karlar burada." ifadelerini kullandı.
Geleneksel sistemde rekabetin yüksek ve marjların düşük olduğunu belirten Şimşek, katılım bankalarının girişimci ekosisteminin önemli bir bileşeni haline gelmesi durumunda getirilerin çok daha yüksek olacağını söyledi.
Şimşek, hükümet olarak yaptıkları çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi vererek, en son olarak KOBİ'lerin finansmana erişimin kolaylaşması için taşınır rehni konusunun yasal altyapısının tamamlandığını, yaz döneminde Meclis'ten geçmesini beklediklerini aktardı.
'3 MİLYON SURİYELİ KARDEŞİMİZE KAPIMIZI AÇTIK'
Girişimcileri güçlü şekilde desteklediklerinin altını çizen Şimşek, "Şu an bizim tek sermayemiz insanımız ve girişimcimiz, en güçlü tarafımız da bu. Türkiye açık bir ülke. 3 milyon Suriyeli kardeşimize kapımızı açtık. Batı bunu yük olarak görüyor, biz bunu fırsat olarak görüyoruz. İşte bizim farkımız bu. Türkiye'nin açık olması Türkiye'ye uzun vadede yük değil, güç katacak bir gelişme." görüşünü paylaştı.
Şimşek, geçen hafta Reform İzleme Grubu'nda çok önemli düzenlemelerin tartışıldığını ve nihai şeklinin verildiğini anımsatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Örnek olarak söylüyorum; biz dünyadan kaliteli akıllı öğrencileri Türkiye'ye çekiyoruz. Kendi ülkelerinde ilk sıralara girenlere burs veriyoruz. Şimdi onları Türkiye'de tutmak için bir model geliştireceğiz. Dünyadan gelip de Türkiye'de yatırım yapanlara, belli bir ölçeğin üzerinde ev alanlara oturma izni, çalışma izni vereceğiz çünkü Türkiye'nin sermaye açlığı var.
Bizim sermayesi olanları da aklı olanları da ki akıl da bir sermayedir, Türkiye'ye çekmemiz lazım. Bunun için de bürokratik süreçleri kolaylaştırmamız lazım. Hatta dünyaya oranla daha iyi bir ekosistem sunmamız lazım ve nitekim o ekosistemin bütün unsurları şu anda çalışıyor. İnşallah Meclisimiz yazın çalışır, bütün düzenlemeler hayata geçer, ekosistem daha da güçlenir. Ekosistemin bütün unsurlarını iyi çalıştırmamız lazım."
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...