Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan dünkü YİK toplantısında, ekonomiye odaklanılması gerektiğini vurgulayarak, tüm partilere “gün birlik günüdür” çağrısı yaptı.
İçinden geçmekte olduğumuz dönemin kaotik niteliğine vurgu yapan ve dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmelerin baş döndürücü hızının karar alma süreçlerini çok zorlaştırdığını ve değişimi yönetmek için istişare mekanizmalarını çalıştırmak gerektirdiğini sıklıkla ifade ettiğini söyleyen Özilhan, içeride ve dışarıda ülkeyi saran karamsarlık ve endişe havasının henüz dağılmadığını vurguladı.
Tüm partilerimize çağrı...
“Belirsizlik ve ekonomik performans zafiyetinin bizi aşağı doğru çeken bir girdap yaratmaması gerektiğini anlatan Özilhan, son siyasi gelişmelere bakıldığında önemli olanın Türkiye’de demokratik sistemin sağlıklı işleyişinin devam etmesi olduğunu kaydetti.
Özilhan, terör olaylarına bir an önce çözüm bulunması gerektiğini ifade etti ve şöyle dedi:
“Bütün yaşadığımız sorunlar bir tarafa, terör sorunu bir tarafa. Siyasetin temposu evet çok hızlı ama bu durum şehitlerimizin acısını unutturamıyor. Üst üste gelen şehit haberleri yüreklerimizi dağlıyor. Daha fazla beklemeye takadımız kalmadı. Bu tüm partilerimize bir çağrıdır. Gün birlik ve beraberlik günüdür.”
‘Yukarı çıkmanın zamanı’
Ülke olarak dünyada yaşanan büyük değişim ve dönüşüm sürecine ayak uydurmamız ve bu türbulansın sonrasında Türkiye’nin artık yukarı doğru tırmanmaya başlaması gerektiğini ifade eden Tuncay Özilhan, “Modern dünyada Anayasaların özellikleri bellidir. Evrensel normlara uygun olmayan bir çerçeve uzun vadede sıkıntı getirir. Laiklik, demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkelerini tartışma dışı bırakmalıyız” dedi.
Tuncay Özilhan anayasa değişikliği konusunda da, “Masa başında hazırlanan anayasa sosyal mühendislik olur, tarihten biliyoruz ki bu da zamanla ters teper” dedi.
‘Turizmin maliyeti artabilir’
Cansen Başaran Syems, “Yılın ilk aylarında ABD Merkez Bankası FED’in daha önce öngörüldüğü kadar hızla faiz yükseltmeyeceğinin anlaşılmasıyla başlayan hareketlilik, kısa vadeli sermaye akımları sayesinde Türkiye piyasalarında ılımlı bir hava estirdi” dedi.
Symes, şöyle devam etti: “Buna Avrupa ekonomisindeki yavaş ama istikrarlı büyüme ve petrol fiyatlarının düşüklüğü eklenince Türkiye ekonomisi makro düzeyde yeni ve olumlu bir dengeye oturma imkanı buldu. Ancak enflasyonun kalıcı bir şekilde düşük tek haneli rakamlara getirilememiş olması, yetersiz tasarruflarımızın, yatırım ihtiyacını karşılayacak düzeye çıkmaması hala risk olmaya aday. Bu yıl turizmde önemli kayıplar yaşanıyor. Turizmin Türkiye ekonomisinde onlarca sektörü de besleyen bir alan olduğu hatırlandığında dolaylı maliyetin hayli yüksek çıkacağını öngörebiliyoruz.”
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |