
HANİ MARJİNAL BİZDİK?
Önce üç kadın spiker uyuşturucu kullandıkları gerekçesiyle gözaltına alındı.
Öyle çok dikkat çekmedi bu ekran yüzlerinin alınması.

Ama sonra Mehmet Akif Ersoy’un uyuşturucudan fuhşa pek çok suçlamayla tutuklanması ve sonrasındaki ifşaatlar ana gündem oldu.
Nasıl olmasın ki?
Dindar nesil yetiştirmeye adanmış bir iktidar döneminde dindar neslin en parlak ve meşhur çocuğu ile ilgili, o replikte olduğu gibi en seküler takılanlara bile “Hani marjinal bizdik?” dedirtecek cinsten hikayeler fışkırmaya başladı her yerden.
Habertürk parantezinde bir medya bataklığı dizisini izlemeye başladık. Jenerik bu kadar ilgi çekiciyse bölümler ilerledikçe neler görecektik kim bilir?
Ekranlara bakıyoruz, YouTube yorumcularını izliyoruz ve herkesin ne kadar şaşırdığını görüp, bu kez biz şaşırıyoruz.
Öyle ya…
Sanki medya Mehmet Akif Ersoy’a kadar meleklerin kol gezdiği, ahlakın ve liyakatin tek değer olduğu, hiçbir çarpık ilişkinin kapısından giremediği bir yerdi de şimdi herkes “Nasıl oluyor da oluyor” diye hayretler içinde olan biteni yorumlamaya çalışıyor.
Biri çıkıp demiyor ki; Mehmet Akif Ersoy ya da uyuşturucudan alınan o spikerler ya da Ersoy’un ilişki ağındaki diğerleri sadece hep leş olan o medya bataklığında yetişen çiçekten fazlası değil.
Tabii ki ana besinini o bataklıktan alıyorsa yeşeren çiçekten de rezalet kokuları gelecek.
İş takipçi gazetecilerden konumunu uçkurunun tatmin etmek için kullanan yöneticilere, stajyer muhabirleri ağlarına düşen yeni avdan öte bir değerde görmeyen kifayetsiz muhterislerden kalemini satacak yer arayan ilkesizlere, sekreterini sevgilisi yapıp sonra da onu köşe yazarı yapan genel yayın yönetmenlerinden, Ankara temsilciliğini hareme çeviren sözde büyük Ankara temsilcilerine…
Leş bir medya düzeni bu leşten beslenenlerin ekranlarda ve köşelerde kestikleri ahlak pozlarıyla örtüldü yıllardır.
Ama o örtünün ardında sadece emekler değil, vücutlar sömürüldü, umutlar sömürüldü, gelecekler karartıldı.
Düne kadar adını bile duymadığınız birilerinin bir anda gökten zembille inmişçesine ekranlarda arz-ı endam etmesini, köşelere yerleşmesini, çok iyi yazarken, çok iyi gazetecilik yaparken birilerinin jet hızıyla ortadan kaybolmasını, medya koridorlarının ilişki koridoru olduğu için o koridorlarda gezenlerin çoğunun gazeteci bile olmadığını bilmiyor muyuz?
Herkes biliyor.
O yüzden…
Mehmet Akif Ersoy mevzusu ilginç, evet…
Ancak yeni değil, ilk değil, şaşırtıcı değil.
Ve son da olmayacak. Ne buradan bir temiz eller operasyonu çıkacak, ne o bataklık kuruyacak. Çünkü bataklık güllerinin bünyeleri başka bir besin kabul edemeyecek kadar kirlendi.
Geçmiş olsun.
|
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...