E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

KRİZE KARŞI ÇARPICI ÖNERİ: Yeni Bir Kamu Bankası Şart!

Krizin en şiddetli aylarında ülkemizde en fazla tartışmanın bankacılık sektörü üzerinde yoğunlaştı ve flaş bir öneri geldi

7.09.2009 - 07:24
KRİZE KARŞI ÇARPICI ÖNERİ:

İbrahim Kahveci/Yenişafak

Küresel krizin Türk ekonomisine etkisiyle ilgili tartışmaların büyüğü bankalar üzerinde yoğunlaşıyor. Krizin etkisini göstermeye başladığı 2008 Ekim ayından itibaren kredi musluklarını kapatan bankaların, ekonomik daralmadaki payı azımsanmayacak boyutta

 

Bırakın özel bankaları, kamu bankalarının devlet yatırımları için bile finansman imkanlarını seferber etmemesi yeni bir tehlikenin habercisi gibi. Uzmanlar, “Türkiye bu şartlarda krizden çıksa bile işsizliğin daha da artabileceği” uyarısında bulunuyor

Küresel krize karşı Türkiye olarak etkili bir ekonomi politikası ortaya koyabildik mi? Sorunun cevabını, maalesef 'evet' olarak vermek oldukça güç. Her ne kadar krizden ilk çıkacak güçlü ülkeler arasında gösteriliyor olsak da, zor aylar bize ders niteliğinde gerçekleri de göstermiştir.

Krizin en şiddetli aylarında ülkemizde en fazla tartışmanın bankacılık sektörü üzerinde yoğunlaştığına şahitlik ediyoruz. Krize karşı temkinli duruş olarak davranış gösterdiklerini ileri süren bankacılık sektörü, reel sektör kredilerini bir anda kesmekle eleştirilmeye devam ediliyor. Türkiye ekonomisi 2009'un ilk çeyreğinde yüzde -13,8 küçülürken bankacılık sektörünün yüzde 35'lere ulaşan kârlılık oranını ne ifade edebilir?

KAPIDAN İÇERİ ALINMAYACAK

Gemisini kurtaran kaptanlar denize dökülen reel sektörün sorunlarından kendilerini nedense pek sorumlu hissetmemektedirler. Oysa kriz ortamları veya zor şartlar tam tersi dayanışma ve hep beraber ayakta kalma zamanları olarak ifade edilirdi. Bu sebeple olacak ki zor günlerde kendilerini yapayalnız bulan reel sektörden bugün kapılarına gelmeye başlayan bankalara karşı “kapıdan içeri almama” isyan sesleri yükselmektedir.

ESKİ GÜNLERE DÖNÜLÜYOR

Bankacılık sektörünün kasası nakitle dolmuştur. Şimdi bankalar kredi verememekten şikayet eder noktaya gelmeye başlamışlardır. Ama -eski alışkanlık olsa gerek- mevduat faizi ile kredi faizi makasını daraltmamakta direniyorlar. Ekonomik büyümeyi özel sektör ve piyasa şartlarına bırakan bir hükümet açısından ise sorun oldukça düşündürücü boyutlarda. Bir tarafta ayakta kalma mücadelesindeki reel sektör, diğer tarafta sadece kendini düşünen bir bankacılık sektörü yer almıştır. İç içe olması gereken iki ana sektörün bu derece karşı karşıya gelmesine karşılık soruna bir çözüm üretilememesi ekonomide beklenmeyen küçülme oranlarını ortaya çıkarmıştır.

Bankacılık sektörünün temkinli davranış modelinin bir şekilde aşılması gerekirken özellikle kamu bankacılığı gibi bir gücü olan Türkiye'nin bu güçlü tarafı da maalesef yeterince çalışamamıştır.

TARTIŞILMASI GEREKEN KONU

Hatta krizde, reel sektöre topladığı mevduattan kredi verme oranı en düşük olan bankaların kamu bankaları olduğu, en fazla tartışılması gereken konu olarak kamuoyunun önünde durmaktadır. Kriz ortamında kamu bankaları olmaları nedeniyle 'güven' unsuru açısından mevduat avantajı elde etmelerine karşılık kamu bankalarının özel sektör kredi oranlarına bir türlü yaklaşamamaları hükümet açısından oldukça düşündürücü ekonomik sonuçlar ortaya çıkarmıştır.

KİLİDİ AÇACAK ANAHTAR KREDİ

Oysa ekonomi kilitlenmiş ve kilidi açacak kredi adımı dört gözle bekleniyordu. Ekim-Kasım 2008'de hazine faizi yüzde 25'lerde iken kredi faizleri yüzde 40'lara dayanmıştı. Yüksek faiz oranlarında verilmeyen kredilerin kâr oranı, bugünkü düşük faizli kredilerin kârının üzerindeydi. Bu arada, devreye sokulacak kamu bankasının TMSF'nin kontrolünde bulunan Emlak Bankası olabileceği ileri sürüldü. Mevduatı yüzde yüz devlet garantisi altına alınacak yeni banka üzerinden GAP, duble yollar, TOKİ inşaatları gibi devlet yatırımlarının ucuz krediyle finanse edilmesinin ekonomiyi canlandıracağına dikkat çekti.

 

İşsizlik oranı finansmanla azaltılabilir

Devletin kamu finansman ihtiyacının giderilmesinde kamu bankacılığının işlevsel hale getirilmesi özellikle üretim ve istihdam açısından büyük önem arzediyor. Finans kesimine yönelik analizler, yatırımların durması halinde işsizliğin daha artabileceğine vurgu yapıyor...

 

KAYNAK

Türkiye ekonomideki kilidi açmak için tedbirlerini bir bir uygulamaya alıyor. Yapılan çalışmaların son günlerdeki en önemlisi kuşkusuz varlık barışıdır. Varlık barışı ile yurtdışında tutulan Türklere ait sermayenin yurda geri dönmesi hedeflenmektedir. Varlık barışını destekleyen büyük bir adımda Amerikan gelir idaresinin İsviçre hesaplarını açıklamaya zorlaması olmuştur. Türkiye'de bu kapsamda yurtdışı vergi cennetlerinde yer alan muhtemel 20 bin Türk vatandaşının hesaplarını isteme aşamasına gelmiştir.

Varlık barışının etkin ve güvenilir sonuçlar vermesi için yurtdışında yer alan sermeye yeni bir güvence olarak kamu mevduat güvencesi 50 milyar lira yerine sınırsız tanınabilir. Ama bu sınırsız mevduat güvencesi ekonomi sahnesinde yer alan mevcut bankalar üzerinden değil yeni bir kamu bankası üzerinden sağlanabilir. Bu sayede yeni kamu bankasının sermaye kaynağı yurtiçi mevduata ve piyasaya dokunmadan sağlanabilir.

Yeni kamu bankasının kamu güvencesi ile büyük kamu yatırımlarına proje finansman kredisi için dış borçlanma yolu açılabilir. Bu sayede dışardan bulunan ucuz kredileri kasasında bekleten yurtiçi bankaların tekeli kırılabilir.

Yeni kamu bankasının sermaye ihtiyacı halen kamu bankası kisvesi altında olan ama ekonomik kilidi açmada özel sektörün bile kredi oranını yakalayamayan bankaların satışından elde edilecek yeni kaynaklarla telafi edilebilir.

 

HARCAMA

Yeni kamu bankası vasıtası ile kaynakların dağılımında ekonomiye aktif müdahale yolu elde edilebilir. Kaynakların sadece kamu yatırımlarının finansmanında kullanılması ile özel sektörle olan yatırım-harcama dengesi sağlanabilir.

Yeni kamu bankası kaynaklarını sadece merkezi hükümetin değil büyük altyapı yatırım hamlesi içerisindeki belediyelere de yönelik kullanma imkânı verilebilir. Bu sayede belediyelerin gelir ve yaşam refahını artırıcı büyük projelere girme imkânı sağlanabilir.

Yeni kamu bankası vasıtası ile piyasa yapıcılığında devletin borçlanma piyasasına da müdahale edilebilir. Özellikle hazine ihalelerinin sadece itfa dönemlerine sıkıştırılmamasının yolu açılabilir. Doğrudan halkın ihalelere katılmasına öncülük edilmesi ile hazinenin borçlanma faizleri aşağıya çekilebilir. Bilindiği gibi hazine borçlanmasında faizlerin bir puanlık oynaması dahi devlete toplamda 4 milyar lira civarında maliyet düşüşü sağlamaktadır.

 

Merkez'e ayak uyduramadılar

 

Krize karşı ilk aylarda tutumu temkinli olmasına karşılık Merkez Bankası'nın sonraki cesur adımları faizleri hızla aşağıya çekmiştir. Likidite konusunda da cesur adımlar atan Merkez Bankası dünyadaki diğer ülkelerin yaptığı gibi kredi kilidini, para akışını normale döndürmeyi amaçlıyordu.

'MUSLUKLARI AÇTIK, BUYRUN'

Ne var ki ortada yine bir sorun duruyordu. Faaliyet alanları aracılık olan bankalar Merkez Bankası'nın bu cesur adımlarına ayak uyduramıyordu. Merkez Bankası Başkanı'nın “biz muslukları açtık, bankalar kullanmıyor” sözü hiç unutulmaması gereken bir kriz tecrübemiz olmalıydı. Özel sektör bankacılığının zaten çok yüksek olan kredi oranlarına karşılık neden kamu bankaları devreye girmemişti?

BİZE DE BİR PUTİN Mİ LAZIM?

Rusya Başbakanı Putin o günlerde devlet bankasına kredileri kesmeme emri verirken, bizde kamu bankaları ekonominin kilidinin açılmasına yönelik cesur adım atamamıştı.

Küresel kriz karşısında 1929 gibi önemli bir tecrübeye sahip olan gelişmiş ülkeler “sıfır faiz” modeline yönelerek kamu yatırımlarına ağırlık vermeye başlamıştı. Bu uğurda rekor seviyelere yükselmeye başlayan bütçe açıkları adeta görmezden geliniyordu. Türkiye'de daha bir yıl önce devreye alınan GAP-KOP ve DOP gibi büyük projelere 15 milyar lira gibi büyük bir kaynak aktarılmıştı. Ama kamu yatırımları bu projeler ile sınırlı tutulamazdı.

Nitekim TOKİ gibi inşaat sektöründe yer alan kamu kuruluşları, belediyeler ve Karayolları yatırıma ağırlık vermişti. Fakat, ortaya çıkan kaynak ihtiyacının giderilmesi her geçen gün daha önemli hale geliyordu.

REEL SEKTÖRÜN ELİ KOLU BAĞLI

Kamuya hizmet veren özel sektörün hizmet karşılıkları ödenek ve kredi temin edemeyen kamu tarafından telafi edilmekte zorlanılıyordu. Ekonominin çarkları bu sefer kamu tarafından kilitlenmişti. Hükümetin tedbirine karşılık bırakın yatırımı işletme kredisi temininde zorlanan reel sektörün eli-kolu bağlanmıştı.

Kamu yatırımlarını artıran tedbire karşılık kaynak temininde zorlanan yatırımlar özel sektörü bir başka açmazın içine sürüklüyordu. Ortaya çıkan tablo ekonomide yeni ve köklü bir çözüm modelini zaruri hale getirmiştir. Bu şartlar altında sistemi kilitleyen ve kâr rekorları kıran bankacılık sektörüne de çeki düzen verilmelidir.

 

Yeni bir banka keşke olabilse

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç, kamu projelerinin Ziraat Bankası üzerinden pekala finanse edilebileceğini söyledi. Hükümet orta vadeli bir program ortaya koymadığı için bu tür kamu projelerinin piyasadan tahvillerle finanse edilmeye çalışıldığını anlatan Prof. Ardıç, “Kamu yatırımlarının finansmanı için bir bankanın tahsis edilmesi çok güzel bir hayal ama mevcut bütçe açığının buna izin vereceğini sanmıyorum. Düşüncede güzel ama pratikte pek mümkün gözükmüyor. Keşke olabilse" dedi.

Türk bankacılık sisteminin sağlam olduğu yönündeki söylemleri klişeleşmiş sözler olarak nitelendiren Prof. Dr. Kaya Ardıç, "Bankacılığın temel işlevi, halkın tasarruflarını yatırımcıya kredi olarak aktarmaktır. Türk bankacılık sistemi bu işlevini yerine getiremi-yor. İpotekle bireysel kredi veriyor. Sağlam mı? Evet sağlam ama sağlıklı değil" diye konuştu.

 

Bu yapıda hiç kimse kredi vermek istemez

Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sudi Apak, kamu yatırımlarının finansmanı konusunda en önemli sıkıntının nakit akışının durması olduğunun altını çizerek, bu sıkıntının kamu kesimi için de, özel sektör için de geçerli olduğunu söyledi. Yeni bir sermaye yatırımında bunu dengeleyecek olan bir kamu bankasının olmasına ihtiyaç olduğunu ancak sorumluluk yüklendiği için kredi mekanizmasının kilitlendiğini söyledi. Bankaların yatırım ve sermaye kredisi yerine tüketici kredisi verdiklerini hatırlatan Apak, sırf kamu yatırımlarının finansmanı konusunda kolaylık sağlayacak bir bankanın varlığının Türkiye için önemli bir kazanım olacağını ifade eden Apak, “Banka yöneticilerinin sorumluluk yükünü hafifletecek bir düzenlemeyle birlikte böyle bir yapıya gidilebilir. O yüzden ne teminat mektubu ne nakit hiçbir şey vermiyorlar. Fakat Bankalar Kanunu'na göre yükümlü olan idareciler riskli kredi vermek istemiyor. Reel sektör desteklenmediği için ülke krizden çıksa bile işsizlik daha da artabilir" dedi.

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
FLAŞ KARAR:
Bilgi Edinme Denetleme Kurulu (BEDK), asılsız ihbarda bulunan ‘yalancı ...
Türkiye’nin IMF’ye Borcu Ne Kadar?
Hazine, Ocak-Temmuz döneminde 85,8 milyar lira borç ödemesi yaptı. Türkiye’nin ...
Sabit Hatta Numara Taşıma Başlıyor
Sabit Hatlarda Numara Taşınabilirliği uygulamasının, 10 Eylül 2009 tarihinde ...
 
IMF İlave Kaynak İhtiyacını Karşılıyor
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 500 milyar dolarlık ilave kaynak ihtiyacının ...
OPEC'in Petrol Üretimini Kısması Beklenmiyor
Petrol İhraç eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) petrol üretimini kısmasının ...
"Kırılgan İyileşme Süreci Başladı"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, dün başlayan ve bu akşam ...
 
Türkiye İthalata Yüklendi
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in MHP Hatay Milletvekili Süleyman ...
Veliler Bu Haber Size...
Türkiye'de okula ilk adımını atan öğrenci için en az 394 TL'lik bir harcama ...
Babacan Londra'da Konuştu:
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, G-20 maliye bakanları ve merkez bankası ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Ak Parti
TÜİK
NBA
Almanya
konya
Christoph Daum
Manchester City
FİFA
Juventus