Koray Aydın Tekrar ısınmaya Başladı Milliyetçi Camiayı İftarda Buluşturdu

İftar  yemeğinin ardından kürsüye çıkan Koray Aydın, Türkiye’nin siyasi gündemini ve son gelişmeleri değerlendirerek çarpıcı mesajlar verdi. Koray Aydın, konuşmasında son dönemde yolsuzluklarla çalkalanan AKP iktidarını yerden yere vurdu.  Konuşmasına Ramazan ayının bahşettiği üç önemli haslet olan ’Sevgi, kardeşlik ve dayanışma’duygularına vurgu yaparak başlayan MHP’li eski bakan Koray Aydın, Peygamber Efendimizin (S.A.V) ’Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız’sözlerine atıfta bulunarak, “Bugün Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu en önemli şey sevgidir. Çünkü bir hareketi, bir toplumu, bir düşünceyi yok eden tek şey sevgisizliktir. Sevginin olduğu yerde kardeşlik ve dayanışma gelişir, hayat anlam kazanır, gelecek şekillenir” sözleriyle konuklarını selamladı.

Bir büyük inşa hareketine ihtiyaç var
İftar münasebetiyle dostlarını ağırlayan Koray Aydın, Türkiye’nin siyasi gündemine ve son gelişmelere değindiği konuşmasında, Türkiye’nin çok hızlı bir dönüşüm yaşadığını belirterek bu değişimi anlamak ve siyaseti de buna göre yeniden yapılandırmak gerektiğini söyledi. Dönüşen Türkiye tablosunda milliyetçilere büyük sorumluluk düştüğünü kaydetti. Aydın, şöyle devam etti: “Bugün, Türk siyasetinde gelişen yeni kadro hareketine karşı, bizim de içinde bulunduğumuz hareket karşılık vermekte ancak, bizlerin beklentilerini tam olarak karşılamaktan uzak görünmektedir. İşte bu nedenle yeniden yapılanmanın zaruri olduğunu görmekteyiz. Yeniden yapılanmayı, A’dan Z’ye değişim olarak algılıyoruz. Bunun için, dünyayı kavrayan, dünyanın gidişatına uygun pozisyon alan, söylemlerini belirlemiş, karnından değil direk konuşan insanlara ihtiyaç var. Şayet bu gerçekleşmezse, akıp giden zaman pek çok şeyi de beraberinde götürür. Belki önümüzdeki dönemde, bugünkünden çok daha vahim olayları konuşmak zorunda bırakır bizleri. Bu nedenle, büyük bir yeniden inşa hareketine ihtiyaç vardır. Bu hareket için aklı ve yüreği olan insanlara ihtiyaç vardır. Bilgi birikimini, donanımını, engin siyasi tecrübesini süzgeçten geçirerek hedefe yönlendirecek, toplumda ruh ve heyecan dalgalanmasını yaratabilecek bir kadroya ihtiyaç vardır. Bu toplum, bu dalgalanmaya hazır. Bunun için kararlılığın ortaya çıkması gerekiyor.”

Ülke kötü yönetilmeyi haketmiyor
Türkiye’nin son yedi yıldan bu yana AKP iktidarı tarafından yönetildiğini, bu iktidarı ise Başbakanlık koltuğundaki Recep Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiğini söyleyen Bayındırlık ve İskan Eski Bakanı Koray Aydın, “Türkiye bu yönetimi haketmiyor” diye konuştu.  Aydın, “Bu idarenin başında olması gerekenler bedel ödeyenler, can ve kan verenler, ülkesi için kendisini feda edenler ve risk alanlardır. Türkiye’yi yönetmesi gerekenler bu salonda oturanlardır” dedi. Türk milliyetçilerinin derlenme ve toparlanma zamanının geldiğini söyleyen Koray Aydın, bu toparlanmanın yiğitçe, cesurca ve korkmadan gerçekleştirileceğini belirtti.

Başbakan’ın aile fotoğrafı
Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Bayındırlık ve Eski Bakanı Koray Aydın’ın eleştiri oklarının hedefinde, AKP Hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vardı. Türkiye’nin son dönemde gündemini meşgul eden Deniz Feneri davasıyla ilgili düşüncelerini aktaran Aydın, AKP’nin ’yolsuzluk’karnesini ve Başbakan Erdoğan’ın verdiği ’Aile Fotoğrafı’nı şu sözlerle eleştirdi: “Türkiye’yi yönetenlerin aile fotoğrafına bir bakalım. Başbakan Erdoğan’ın oğlu bir gemi aldı. Bu gemiyi kendisine satan kişi, Futbol Federasyonu’nun merhum Başkanı Hasan Doğan’dı. Hasan Doğan, Ramsey’in sahibi Remzi Gür’ün eniştesiydi. Remzi Gür ise Başbakan Erdoğan’ın oğlu yurt dışında öğrenim gördüğü sırada, bu fukara çocuğa burs veren kişi. Aile fotoğrafındaki ilişkiler yumağına bakın. Bu fotoğrafta bir kişi daha var. Cihan Kamer. Kendisi Atasay Kuyumculuk’un patronu. Erdoğan’ın mal beyanını açıkladığı sıralarda, oğlunun sünnetinden kalan altınları bozdurttuğuna şehadet eden kişi. İstanbul’da yapılacak ikiz kuleleri satın alan Kuveytli şirketin Türk ortağı. Bu ikili ortaklığını daha da ileri götürüp, dünyaya açıldı bu arada. Örneğin İstanbul’daki Toskana Vadisi projesini birlikte yürütüyorlar. Aile fotoğrafından bir başka kareye geçelim. Türkiye’nin ikinci büyük medya kuruluşunun satıldığı döneme. Satılmadı adeta pazarlandı. Şimdi sormazlar mı size? Bunu yapanlar hala nasıl iktidarlarını sürdürebiliyorlar diye? Eskiden en ufak bir şey yaşandığında yer yerinden oynarken, hangi tılsımlı güç bunların bu makamlarda oturmasına müsaade ediyor diye? Nedir bu tılsımlı güç biliyor musunuz? Bunlar meydanı boş buldukları için yürümeye devam ediyorlar. Şimdi, Başbakan’ın beraber yürüdüğü yeni arkadaşlarına bir göz atalım. Deniz Feneri davasıyla, Almanya ciddi bir devlet olduğunu gösterdi. Başlattığı soruşturmayı sonuçlandırdı ve davalıları kendi kabulleriyle mahkum etti. Alman hakim, bu kişilerin emir aldıkları yerlerin Türkiye’de olduğunu söyledi ve isim isim verdi, yol gösterdi. Bunlar, Kanal 7 yöneticileri Zeki Karaman, Mustafa Çelik, İsmail Karan ile RTÜK Başkanı Zahid Akman’dı. Zeki Karaman ve Zahid Akman, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Sabahattin Önkibar’ın da yazdığı gibi, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden arkadaşları. Bakın iş nereye dayanıyor? Başbakanla beraber o yollarda kimler yürüyor, nerelere gidiyor?

Gün gelir devran döner
Kurulan şu düzene bakın. Bütün bu ilişkiler ağının, yolların kavşağında bir kişi duruyor. O, Türkiye’yi yöneten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Bütün yolların buluştuğu yerin merkezindeki kişi kendisi. Bu yeni bir sistem değil. Bu sistem, Refah Partisi döneminde Süleyman Mercümek yolsuzluğuyla başladı. Bu, milli görüşten başlayan ve bugüne gelen bir zincir. Sistemin bugünkü merkezi Kanal 7. Bu sistem, inançlı insanların verdiği paraları yiyerek, kirli işlerine alet ederek dönenlerin sistemi. Allah hepsinin belalarını versin. Başbakan Erdoğan da kalkmış basın toplantısında, ’bu meseleler benim ülkemin meselesi değil’diyor. Bunlar Habeşistan’ın meselesi mi? Bu insanlar senin yol arkadaşların değil mi? Hedef saptırarak neyi değiştirebileceğini sanıyorsun? Neye güveniyorsun? Türkiye’de muhalefet olmamasına mı güveniyorsun? Gün gelir, devran döner, sana da haddini bildiren çıkar elbette.”

İktidarın hedefi ülkücü kadrolar
Türkiye’deki iktidar temsilcilerinin, Türk milletinin inançlarıyla alay ettiğini söyleyen Koray Aydın, “Bunlar, inanç sahibi toplumun temsilcisi olamaz, olmamalı” diye konuştu. Türkiye’nin bu kadroların tasfiyesine ihtiyaç duyduğunu, bunu da ancak ve ancak ülkücü kadroların yapabileceğini belirten Aydın, Türk milliyetçilerinin, meydanı bu kadrolara bıraktığı için kendilerini sorgulamaları gerektiğini ifade etti. 

Maskeleri düşürülmeli
AKP iktidarının, oy avcılığı uğruna inançlı kesimin temsilcisi gibi davrandığını da savunan Aydın, “Bunlar laiklik karşıtı değil. Bunlar dönüşmüş, başkalaşmış kişiler. Bunlar utanmasalar gerçek düşüncelerini söylerler. Ama ikiyüzlülükte sınır tanımıyorlar. Bu yüzden onları inançlı tablonun temsilcisi olarak görmeyin. Onları laiklik eksenine sıkıştırarak topluma hoş görünmelerine izin vermeyin. Bunların maskesini düşürmek şart” diye konuştu.

Muhalefet eksikliğini  fırsat biliyorlar
İktidarın içinde bulunduğu aymazlığı Türkiye’deki muhalefet eksikliğine bağladı. Aydın, “Bu tabloda sorgulanması gerekenler var” diyen Aydın, şöyle devam etti: “Bürokraside ve ticarette her alanda, ülkücüleri düşman ilan etmişler. Düne kadar örtülü yaptıklarını şimdi açık açık yapıyorlar. Bürokraside kıyım yapıyorlar. Buradan sesleniyorum. Emekliliği gelen bürokrat arkadaşlarım, sakın yerlerini bırakıp gitmesinler. Çünkü o boşalan yerleri onlar dolduracak. Umutsuz olmayın. Bunun da sonu gelecek. Türkiye’nin bu tablosunda, birilerinin kendisini sorgulaması gerekiyor. Muhalefet partileri, neyin hakkını veremediklerini, nerede ne eksiklik yaptıklarını sorgulamak zorundalar. Şayet bunu yapamazlarsa, bu tablo değişmez.

Salon doldu taştı
Gazi Üniversitesi Kültür Merkezi’ndeki iftara ilgi büyüktü. Aydın davetine katılan konuklarıyla tek tek ilgilendi.

Camiayı iftarda buluşturdu
Koray Aydın’ın Gazi Üniversitesi’nin Kültür Merkezi’nde düzenlediği kalabalık iftar yemeğinin konukları arasında MHP’nin bir dönem vekilliğini yapan isimler ile Ülkü Ocakları’nın eski yöneticileri dikkat çekti. Eski bakanlardan Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu, MHP’nin Ağrı eski milletvekili Nidai Seven, Konya eski Milletvekili Ali Gebeş, Afyon eski Milletvekili Mehmet Telek, Aydın Eski Milletvekili Bekir Ongun, Kırşehir eski Milletvekili Mustafa Haykır, Çankırı eski Milletvekili İrfan Keleş, Kayseri Eski Milletvekili Mustafa Dağcı, İçel Milletvekili Cahit Tekelioğlu, Osman Sevimli, Ülkü Ocakları Eski Başkanı Ulvi Batu, Haluk Pirimoğlu, Ankara Türk Ocakları Başkanı Türkan Hacaloğlu, Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Yücel Hacaloğlu, Avrasya Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Şuayip Özcan, ATP Genel Başkanı Oktay Öztürk, ATP Genel Sekreteri İrfan Topçu, Sanatçı Ensar Kılıç, Ülkü Ocakları Eski Genel Sekreteri Cemil Akbulut, Akkan Suver, Rıza Müftüoğlu, İstanbul eski Milletvekili Ahmet Çakar da iftar yemeğinin konukları arasındaydı.Gazi Üniversitesi Kültür Merkezi’ndeki iftar yemeğinin menüsünde, Ramazan ayına özgü iftariyelikler ile mercimek çorbası, iç pilavlı tas kebabı ve fırında sütlaç vardı. İftar yemeğine katılım beklenenden çok fazla oldu. Aydın, tüm misafirlerini salonun kapısında tek tek uğurladı.

MHP’nin ilk hedefi yüzde 25 olmalı
“Önümüzde mahalli seçimler var. Bu seçimlerde, özellikle MHP’ye büyük imkanlar sunuluyor. Çünkü, bu partinin yüzde 47 oyu varsa, geri kalan yüzde 50’lik oyu iki parti aralarında taksim edecek demektir. Çünkü ortada başka parti kalmamıştır. Bu paylaşım ise MHP için çıtanın en az yüzde 25 olması anlamına gelir. MHP buna göre iddiasını şekillendirecektir. Bu oyu alacak ve sonraki genel seçimler için iktidar basamağı haline getirecektir. Bu olabilir, bunun gereği yapılırsa, komplekslerden arınılırsa, işin üzerine gidilirse olabilir. MHP, o çıtayı yükseltmek, iktidar için bu basamağı kavramak mecburiyetindedir. MHP’nin mahalli seçimlerdeki hedefi yüzde
25 olmalıdır.”