E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

HÜKÜMETİN SANSÜRDE ISRARINI FEHMİ KORU BİLE ANLAYAMADI! 

Danıştay'ın iptal etmesine rağmen Ak Parti Hükümetinin sansürde ısrarına hem olayların arka planını iyi okuyan hem de Ak Parti'nin kodlarını çok iyi bilen Fehmi Koru bile anlam veremedi.

3.11.2007 - 03:03
HÜKÜMETİN SANSÜRDE ISRARINI FEHMİ KORU BİLE ANLAYAMADI!

Gerçekten garip bir durum var. Hakkâri'de 12 erin şehit olduğu haberine, birkaç gün sonra aynı saldırıda sekiz erin de kaçırıldığı ayrıntısı eklenmişti ya, tam o gün, hükümet, yasasının 25. maddesini işleterek konuyla ilgili haberlere sansür uygulanması için RTÜK'e başvurdu. Danıştay'ın iki kez uygun görmediği için iptal ettiği bu uygulamada ısrarcı hükümet; ikinci retten sonra da kararını gözden geçirmesi için Danıştay'a yeniden başvurması bunu gösteriyor...

RTÜK'ün haberleri sansür yetkisi bulunmuyor. Yayınlara getirilebilecek sınırlamalar 'milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı haller' ve 'kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olması' şartlarına bağlanmış durumda. Hükümet ise, “Toplumsal psikolojinin olumsuz etkilenmemesi, çocukların ruh sağlığının korunması” gibi basit gerekçelerle istiyor bazı haberlerin yasaklanmasını...

Sözün kısası, sansüre karşı çıkmakla Danıştay hukukî bir davranış içerisinde; yasaklama isteyen hükümet ise yanlışta...

İlk gariplik de bu noktada işte. Ak Parti, iktidara geldiği 2002 yılından başlayarak pek çok yasayı demokrasiye uygun hale getirdi; bu yasaların içerisinde Basın Yasası da var. Nice yıllardan sonra 'sansür edilemez' bir medyaya o yasa sayesinde kavuştuk. 'Millî güvenlik' gibi bir gerekçeyle de olsa, aynı Ak Parti'nin yayınlara sınırlama getirmek istemesi gerçekten garip kaçıyor.

Bu arzu ve ısrarın arkasında, Güneydoğu'da yeniden azan terörle mücadele eden Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin (TSK) ricasının bulunması ihtimali hükümetin girişimini mazur göstermeye yetmiyor. 'Sansür' edilmek istenen 'kaçırılan askerler' konusunun 'millî güvenlik' ile doğrudan bir ilgisi olsa neyse... TSK da sonuçta yasaların kendisine tanıdığı yetki alanında görevini yerine getiren bir devlet kurumu. Medya ise, devlet kurumu değil elbette, ancak anayasal koruma altına alınmış, halkın haber alma hakkını yerine getirmeye çalışan bir kamu hizmeti yapıyor o da...

Hiçbir mazeret, medyanın 'kaçırılan askerler' haberleri üzerine konmak istenen 'sansürü' meşru gösteremez. Ayrıca anayasamız da 'basın özgürlüğü' konusunda titizlik gösterilmesini bekliyor; 'resmi makamların müdahalesini' yasaklayan, 'yayımı engellemek amacıyla' sınırlama getirilemeyeceğini, yayımın hiçbir gerekçeyle 'önceden' durdurulamayacağını belirten bir özgürlükçü ruhu yansıtıyor anayasa...

Anayasa ve yasaların açık ifadeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin konuya ilişkin kararları ortadayken Danıştay ne yapsın?

Esas gariplik ise bu noktadan sonra başlıyor. Kaçırılan sekiz askerle ilgili haberlere sınırlama getirmek isteyen hükümet, yargının karşı çıkması yüzünden, istediği sonucu alamadı; ancak medya kuruluşları sanki böyle bir yasak varmış gibi davranmaya devam ediyor. Rutin olanlar dışında bölgeden elle tutulur bir haber verilmiyor hiçbir bültende; günlerden beri kaçırılan erlerle ilgili yeni bir gelişme öğrenilemiyor. Anne-babalarla görüşen, ya da erlerimizi kurtarmak için sarf edilen çabalarla ilgilenen kanal da pek yok.

Danıştay karşı çıktığı için haberler üzerinde yayın yasağı bulunmuyor, ama televizyonlar sanki böyle bir yasak varmış gibi davranmaya devam ediyor... Sizce de garip değil mi bu durum?

Bugüne kadar sürdürdüğü politikalara ters, yürürlükteki anayasa ve yasalara aykırı, iki kez yargıdan dönmüş bir konuda hükümetin bu denli ısrarcı olmasıyla, yargı kararı olmadığı halde kendiliğinden 'sansür' uygulaması yapan 'medya' organlarının davranışı arasında bir paralellik var mıdır acaba? Varsa nasıl bir paralelliktir bu?

Bugünler geçsin, bu sorunun da cevabı alınır nasıl olsa.

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
 
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
OPERASYONA KAR YAĞDI!
Kış mevsimi, siyasi iradenin oluşmasını daha fazla beklemedi.
ASKER DE MASADA
Terör örgütü PKK’ya karşı yapılacaklar için dün Türkiye’ye gelen ABD ...
 
BİRİNİN AÇIKLAMASI DİĞERİNİ TUTMUYOR... HANGİ SÖZE İNANALIM?
Rice, "Barzani, PKK'ya yataklık yapma niyeti olmadığı konusunda bana güvence ...
VENEZÜELLA "DİKTATÖRLÜĞE HAYIR" İÇİN YÜRÜDÜ
Venezüella'da binlerce kişi başkent Caracas sokaklarına Chavez'in istifa ...
HERKES “AYNI UÇAĞIN” İÇİNDE!
Başbakan’ın uçağına binecek generallerin sembolize ettiği çok şey var. ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
NBA
big ben
1. Lig
Beycan ÜÇKARDEŞ
Chloe Loughnan
Ahmet Kaya
Milwaukee Bucks
Emporio Armani
Everton