GÜL, BENİM CUMHURBAŞKANIM!... 

AKP istediği kişiyi Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanını seçti.

60’ ncı Hükümeti de  kurdu.

Yani  Bir siyasi parti için bundan daha güzel bir ortam olur mu?

Bravo AKP’ ye.

***

Abdullah Gül’ ün 11’ nci Cumhurbaşkanı olmasından sonra bazılarının “ 0, benim Cumhurbaşkanım değil” değerlendirmelerine üzülüyorum.

Bunu söyleyenlerin gerekçelerine de katılmıyorum.

Bunları  söyleyenlere açık seçik sormak gerekir.

• AKP’ nin aldığı %47 oy geçersiz mi?
• AKP’ ye oyları uzaydan mı geldi?
• Mevcut Anayasa yürürlükten mi kalktı?
• Cumhurbaşkanlığı seçimleri mevcut Anayasa hükümlerine göre yapılmadı mı?
• Demokrasilerde herkesin tek tek kendi Cumhurbaşkanını seçme diye bir hakkı  var mı?
• Demokrasilerde seçilenler  tutum ve davranışlarını karşısındakilere göre  ayarlamak zorundadır diye bir gelenek var mı?
• Genelkurmay Başkanı ve bazı komutanların Cumhurbaşkanı Gül’e koydukları şekli tepkinin yasal dayanağı nedir?
• Koyulan  bu tepkiler devam ederse kazanan veya  kaybeden kim olur?
• Elinizde Gül’ ü seçtirmemek gibi bir yetki vardıysa onu bugüne  kadar niye kullanmadınız?
• Gelinen bu noktada halk Gül’ e daha fazla sarılmaz mı?
• Halk her zaman mağdur ve mazlumun yanında olmadı mı?

Nitekim 30 Ağustos Zafer Bayramı Törenlerine katılan halk alkışlarla Cumhurbaşkanı Gül’e sahip çıkmıştır.

Bugün bir Cumhurbaşkanı seçimi yapılsa halk bu olaylardan sonra en az %60 oyla Gül’ ü seçer.

Bu konuda benim son sözüm, Gül seçildiğine göre benim Cumhurbaşkanım Gül’dür.

***

Gül’ ün de dikkat etmesi gereken bazı hususlar elbette vardır.

Bunlardan en önemlisi bir gece yarısı kararnamesiyle Genelkurmay Başkanını almaya kalkışanlarla aynı safta olmamasıdır.

Eğer böyle bir şey planlıyorlarsa ondan vazgeçsinler.

2008 Ağustos’ ta Org. Büyükanıt’ ın görev sırası doluyor, o konuyu o zaman değerlendirsinler.

Kimin nasıl Genelkurmay Başkanı atanacağı usulleri Anayasamızda net olarak yazılmıştır. Anayasadaki yazılı ifadelerin dışında bugüne kadar yapılan atamalarda bazı gelenekler de oluşmuştur onları da yok saymamakta fayda var.

TSK. canını dişine takmış terör belasıyla mücadele ederken bir de onları iç siyasetin pisliklerine çekmek hiçbir kimseye fayda getirmez.

TSK ülkenin bölünmez bütünlüğünün en büyük güvencesidir.

***

Duruma bir de en ters köşeden bakarsak; Yaşar Büyükanıt Paşa ve arkadaşları isteselerdi 27 Nisan E- Posta Yollu Muhtıra yerine tanklı, toplu, jetli bir darbe yapsalardı, bu gün Gül 11’ nci Cumhurbaşkanı olabilir miydi?

Darbeye kesinlikle karşıyım. Ama yapsalardı kim ne yapabilir di, geçmişte yapılanlar karşısında kimler ne yaptı?

Gelişmiş demokrasilerde hiçbir kimsenin aklına darbe yapmak gelmez gelse de halkı karşısında bulur.

Türkiye’ de de halk artık uyanmaktadır.

***

Gül’ e bazı Ata sözlerimizi hatırlatmak istiyorum.

“ Keskin sirkenin zararı kendinedir”

“ Acele eden ecele gider”

“ Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma”

“Evdeki hesap çarşıya uymaz”

“ Sabrın sonu selamettir”