Metabolik sendrom, 50 yaş üzeri sağlığı için son yılların en önemli alarmı. Tıp literatüründe “kardiyometabolik risk sendromu” olarak geçen bu tablo; bel çevresindeki yağlanma, yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, bozulmuş yağ profili ve düşük iyi kolesterol (HDL) değerlerinin bir araya gelmesiyle tanımlanıyor. İlk bakışta masum gibi görünen “biraz göbek”, “biraz yüksek tansiyon” ya da “biraz şeker” aslında tek tek bakıldığında sıradan sayılabilecek değerler.
Ancak bir araya geldiklerinde kalp-damar hastalıklarından felce, tip 2 diyabetten böbrek sorunlarına kadar uzanan ağır bir risk zinciri oluşturuyor. Türkiye’de yapılan çalışmalara göre, 50 yaş üstü bireylerin üçte biri bu sendromun içinde. Çoğu bunu ancak bir sağlık taraması sırasında veya ciddi bir olay yaşadığında öğreniyor. (Kaynak: World Health Organization, 2024)
KİMLER RİSK ALTINDA?
Metabolik sendromun gelişmesinde birden fazla faktör etkili. Bunları bilmek, erken fark etmenin ilk adımı:
1 Genetik yatkınlık: Ailesinde tip 2 diyabet, kalp hastalığı veya hipertansiyon öyküsü olanlar yüksek risk grubunda. Genetik, özellikle 50 yaş sonrası yaşam biçimi ile birleştiğinde tabloyu hızlandırıyor.
2 Hareketsiz yaşam: Günlük rutininde hareketin azlığı, kas kütlesinin azalmasına ve yağ depolanmasına yol açıyor. Masa başı işte geçen yılların birikimi, 50 yaş sonrası “karın çevresinde kalıcı yağlanma” olarak kendini gösteriyor.
3 Yanlış beslenme: Rafine şeker, beyaz un, işlenmiş gıdalar, fast food ve aşırı karbonhidrat tüketimi metabolik sendromun ana tetikleyicilerinden. Özellikle emeklilik sonrası “düzensiz yemek saatleri” ve “atıştırmalık alışkanlığı” tabloyu ağırlaştırıyor.
4 Stres ve uykusuzluk: Kronik stres kortizol hormonunu yükselterek yağ depolanmasını hızlandırıyor. Uyku düzensizliği ise insülin direncini artırıyor. Bu iki faktör, metabolik sendrom zincirinin görünmeyen halkaları. (Kaynak: American Heart Association, 2025)
Metabolik sendromu fark etmenin en basit yolu, evde bir mezura ile bel çevrenizi ölçmek:
- Erkeklerde 102 cm üzeri
- Kadınlarda 88 cm üzeri
Bu sınırlar riskin başladığını gösterir. Unutmayın: Bel çevresi yalnızca kiloyu değil, organların etrafında biriken visseral yağ miktarını da gösterir. Bu yağ tipi, kalp ve damar sağlığı açısından en tehlikelisidir.
Kardiyologlar şöyle diyor:
“Kilonuz normal bile olsa, bel çevreniz genişse risk altındasınız. İnce ama yağlanmış bir karın, kalp krizi ve felç riskini ciddi şekilde artırır.” (Kaynak: Centers for Disease Control and Prevention, 2025)
Neden tehlikeli?
Metabolik sendromun en önemli özelliği, “sessiz” ilerlemesi. Uzun yıllar hiçbir belirti vermeden damarları, organları ve metabolizmayı yavaş yavaş yıpratır.
- Kalp ve Damar Hastalıkları: Metabolik sendrom, kalp krizi riskini iki katına çıkarır.
- Tip 2 Diyabet: İnsülin direncini artırarak diyabet riskini beş kat yükseltir.
- Böbrek Sorunları: Yüksek tansiyon ve yüksek şeker, böbreklerin zamanla yıpranmasına yol açar.
- Karaciğer Yağlanması: Sessiz ilerleyen bu durum, siroz riskini tetikleyebilir.
(Kaynak: European Society of Cardiology, 2024)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...