Ekren, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nın "Küresel Ekonomide Türk Girişimcilerinin Rolü ve Lobi faaliyetleri" konulu interaktif oturumunda, küresel krizin ne kadar süreceği konusunda, yapılan tek şeyin, en son yayımlanan veri ve bilgilere bakarak bir tahminde bulunmak olduğunu söyledi.
Küresel krizin ABD kökenli olduğunu, mortgage olarak adlandırılan konut kredilerinde kalitesi düşük olan altyapıdan çıktığını anımsatan Ekren, ilk başlarda krizin yumuşak geçişle atlatılacağı şeklinde görüş bulunduğunu anlattı.
Ekren, "2008'in sonundan sonra gelişmeler gösterdi ki, bu kriz hiç de öyle yumuşak atlatılacak kriz değil. Kriz oldukça maliyetli bir süreci de beraberinde getirdi" dedi.
Ekren, krizin bitişinin bütün dünyanın çok yoğun bir şekilde aldığı tedbirlerin ekonomiyi etkilemesi için geçmesi gereken süreye bağlı olduğunun altını çizdi.
Ekren, "Bu süre, ülkelerin gelişmişlik düzeyine, finans sektörünün
Bu süreçte bütün ekonomik birimlerin bir data bağımlısı haline geldiğini dile getiren Ekren, "İyi verilerde mutlu oluyoruz, kötü verilerde ise kötü kabusu hatırlayıp tekrar bir krizle karşılaşacak mıyız kanaati etkili oluyor. Ama genel beklenti, Londra'da liderler zirvesinde görüşüldüğü şekliyle, bu yılın sonuna doğru genel bir toparlanmamın mümkün olabileceği şeklinde..." dedi.
"Krizin derinleşeceğini öngörerek tedbir paketini uygulamaya koyduk"
Bakan Ekren, "2008'in ikinci yarısından sonra krizin derinleşeceğini görerek ve tahmin ederek imkan ve kaynaklar ölçüsünde, neredeyse dünya ile bire bir örtüşen tedbir paketini uygulamaya koyduk" dedi.
Türkiye'de açıklanan tedbir paketlerini anlatan Ekren, dünyada uygulanan kriz paketlerinin üç özelliği olduğunu, bunlardan birinin kamu altyapı yatırımlarını ve talebi artırıcı özelliği, ikincisinin merkez bankalarının faiz oranlarını düşürmeleri ve piyasaya likidite vermeleri özelliği, sonuncusunun ise finansal kuruluşları kurtarmaya yönelik olduğunu söyledi.
Ekren, Türkiye'de sonuncu kısım söz konusu olmadığı için bütün ekonomik paketlerin diğer iki ana kurguya sahip olduğunu hatırlattı.
Paketlerin etkili olup olmadığı konusunda ilk sinyali, satış miktarlarının vereceğini belirten Ekren, "Mart ayında satış miktarları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,1 arttı. Üretim miktarı da yüzde 3,5 arttı. Gelecek ay beklenen değişim oranı üretimde yüzde 4,2, yurtiçi satışlarda da yüzde 3,9 olacak. Paketlerin ihtiyaçlara uygun şekilde özel sektörden gelen talepleri mali disiplini bozmadan imkan ve kaynakların dengesini tahrip etmeden atılacak adımları birlikte atıyoruz" diye konuştu.
Nazım Ekren, açıklanacak son pakete ilişkin olarak ise şu bilgileri verdi:
"Şu anda üzerinde çalıştığımız çok kısa sürede bitireceğimiz en önemli tedbir olarak düşüneceğimiz husus, Kredi Garanti Fonu. KOBİ'lerin, özel sektörün ihtiyacı olan, krizden dolayı teminat sorunu içine düşmüş olan, devlete borcu olmayan şirketlere yönelik yeni kredi olanakları sağlayacak bir kredi mekanizmasını da çok kısa süre içinde devreye sokacağız.
Bundan sonraki gelişmelerde artık mikro tedbirlerin yanında, resmin bütününü ortaya koyacak, özellikle önümüzdeki hafta içinde AB'ye göndereceğimiz katılım öncesi ekonomik program 3 yıllık, ondan hemen sonra 2010-2011 ve 2012'yi kapsayacak bir orta vadeli programı açıklayıp, bu yıl yükselecek bütçe açığını, artacak borç stokunu, önümüzdeki 3-4 yıl içinde resmi tamamlayacak tekrar istikrarın ve güvenin oluştuğunu gösterecek bir makro tedbirler setiyle paylaşmış olacağız."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...