Çin'le Ticaret Açığı 12.2 Milyar Dolar... 

TÜSİAD International’ın, Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek için Çin’in Shaanxi bölgesi heyetiyle düzenlenen protokol imza töreninde konuşan Kibar, kurum olarak önümüzdeki dönemde Çin’e yönelik birçok faaliyet planladıklarını bildirdi. Kibar, Çin’in, 1980 yılından beri yılda ortalama yüzde 9 büyüme oranıyla dünya milli gelirler toplamındaki payını 10 kat arttırarak, yüzde 5 oranına ulaştığını belirtti. Türkiye ile Çin’in, ekonomik gelişim açısından paralellik gösterdiğini kaydeden Kibar, “İki ülkenin yükselen ekonomiler olarak aynı kategoride yer aldığını özellikle belirtmek isterim. Bu hem mevcut sorunları anlamamıza, hem de işbirliği potansiyellerini ortaya çıkarmamıza yardımcı olacaktır” diye konuştu.

“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARET DENGESİ, TÜRKİYE ALEYHİNE İLERLİYOR”
Kibar, Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkilere bakıldığında, ticaret dengesinin giderek artan oranlarda Türkiye aleyhine bozulduğunu ifade etti.
Kibar, şöyle konuştu: “Türkiye’nin, Çin’den ithalatı devamlı surette yükselerek, 200’de yıllık yüzde 37 artışla 13 milyar dolara ulaşırken, ihracatımız yıllara göre dalgalı bir seyir izleyerek, aynı dönemde yıllık yüzde 20 artışla 827 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Çin’in ithalatımız içindeki payı, 2004’te yüzde 4.6 iken, 2007’de bu oranın yüzde 7.8’e ulaştığı, bu ülkeye olan ihracatımızın toplam ihracatımız içindeki payının ise, 2004 yılında yüzde 0.6 iken, 2007’de ancak yüzde 1’e çıkabildiği görülmektedir.”
İhracatın ithalatı karşılama oranının 2001 yılında yüzde 21.5 olduğunu kaydeden Kibar, 2007 yılında ise oranın yüzde 6’ya geldiğini ifade etti. Kibar, 2007’de Çin’den kaynaklanan dış ticaret açığının, Türkiye’nin toplam dış ticaret açığının yüzde 19’una denk geldiğinin altını çizerek, Türkiye’den, Çin’e yapılan ihracatın sadece miktarının değil, niteliğinin de tatmin edici olmadığını dile getirdi.

“TÜRKİYE’YE DAHA ÜST DÜZEYDE YATIRIM YAPMASINI BEKLİYORUZ”
İstanbul Valisi Muammer Güler de 2000’li yıllarla birlikte Türkiye ile Çin’in, dünyanın yükselen yıldızı olduğunu bildirdi. Türkiye ile Çin arasında derin bir tarih ve kültür bağı olduğunu söyleyen Güler, “Türkiye’nin, dünya ekonomisi deneyimi, uluslararası ticaret birikimi, dışa açılma seviyesi ve uyguladığı ekonomik programının ardından ekonomisinde yakaladığı istikrar ile önemini daha da arttırmıştır” diye konuştu. Yabancı yatırımcıların değerlendirmelerini aktaran Güler, küresel dalgalanmalara rağmen Türkiye’nin özellikle 2008’in ikinci yarısından itibaren yabancı yatırımcılar açısından doğrudan sermaye çekebilen bir ülke olmaya devam edeceğini kaydetti.

TİCARET RAKAMLARI TEK YÖNLÜ
Güler, Türkiye’nin Çin’le olan ilişkilerin gelişmesine önem verdiğini bildirerek, “Ancak, ticaret rakamları tek yönlü bir gelişmeyi gösteriyor. Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti ticaret ilişkileri henüz istenilen bir seviyeyi yakalamış değil. Aradaki denge de sürekli ülkemiz aleyhine bir durum gösteriyor. Ancak bu tür ilişkiler sayesinde iki ülke arasındaki ilişkilerin sürekli ve sağlıklı olabilmesi için sizlerin de gerekli gayreti göstereceğini yönündedir” dedi. Türk mallarının yanı sıra turizm açısından da Türkiye’nin tanıtımına destek olunmasını isteyen Güler, 2007’de İstanbul’a gelen 6 milyon 558 bin turistten sadece 59 binlik bölümünün Çinli turistlere ait olduğunun altını çizdi. Güler, 2008’in ilk üç ayında ise, Çin’den gelen turist sayısının, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 15 arttığını belirterek “Ülkemiz, son yıllarda, yabancı sermaye açısından önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir. Bu bağlamda belirli bir sermaye birikimine ulaşan Çinli yatırımcıların, ülkemizde daha üst düzeyde yatırımlar yapmasını beklemekteyiz” şeklinde konuştu.
Shaanxi Valisi ve Halk Kongresi Başkanı Zhao Leji de, Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik işbirliğini geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi. Leji ayrıca, iki ülke arasında kültür bayramı, sinema günü gibi kültürel etkinliklerin de yapılmasını istediklerini kaydetti.