CELALETTİN KIRBOZ'UN YAZISI ŞÖYLE:
Bir konuyu anlatanlar arasında en çok zorlananlar herhalde konunun içerisinde süreci bizzat yaşayanlardır. Bugüne kadar çeşitli basın yayın kuruluşlarından Türkiye de savunma sanayinin süreci hakkında görüş ve deneyim talep edildi; hep bunu yaşadım... Ya tam istediğim gibi anlatamadığımı gördüm, ya da istenildiği gibi… O nedenledir ki çok heves etmediğim bir süreç oldu… Ancak Sayın Ahmet kardeşim böyle bir talepte bulununca da yok diyemedim kendisine. Bugüne kadar gerek ekonomik alanda, gerek siyaset alanında aynı şehirde bulunduk ve birbirimizden hiçbir isteğimiz olmadı; şimdi böyle bir kurumu ve onu temsil eden şahsiyeti kırmak olmaz dedim, kabul ettim. Bakalım süreç nereye getirecek bizi…! Bu bir yol macerası o kadar çok problem terslik ve direnç oldu ki bu noktaya kadar; gelinen noktaya ise, bu olumsuzluğa çaba, azim ve güvenin galibiyeti denir ancak.
Hep anlatılır ya; “bizi ambargolar ile sanayi sahibi, otoritesi yaptılar” veya halk dilinde “kötü ev sahibi mal sahibi yapar “aslında bu çok da böyle olmadı; elbette etkisi oldu, belki hızlandırdı süreci ama esas olan kim ne derse, nasıl yorumlarsa yorumlasın otorite hükümet kararlılığı bunu getirdi… Basit olarak şöyle bakarsak da bunu doğrulamış oluruz; madem ambargoydu süreci oluşturan o zaman neden 1974’te Kıbrıs savaşı sonrası olmadı bu? İşte bu da gösteriyor ki siyasi irade bunun arkasında durmalıydı ve durdu… Diğer bir görüş ise bunu başka türlü değerlendiriyor; “bir kısım kişi ve kurumlara devlet desteği sağlandı “Bundan kaçmamak bunun da konuşmak lazım; nedir bu konu olan destek? Ne şekilde sağlandı? kime veya kimlere sağlandı?
2002 sonrasında başlayan hamle bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok sebep içeriyor. Özellikle güney sınırlarımızdaki bitmeyen düşmanca saldırılar, hareketlilik; bizi ekonomik ve manevi olarak çok ciddi şekilde etkilemeye başlamıştı. İhtiyacımız olan yatırım, ekonomik hakimiyet nerede ise tamamen son bulmuştu. Öyle bir düzen kurulmuş ki; sadece savaşarak değil savaşmadan da bize milyonlarca dolar mühimmat sarfiyatı yaptırır duruma gelmişti konu… Bizim olmayan İHA lar ile sahte veya saptırılmış hedefler verilip, milyonlarca dolar vererek yurt dışından aldığımız mühimmat dağlara attırılarak harcatılmaktaydı. Nato ülkesi olarak istediğimiz ülkeden mühimmat alma şansımızda yoktu; çünkü platformlar sadece kendi mühimmatını kullanmakta ve mecbur tutulmaktaydı. Yazılımlar tamamen temin edilen ülkelerin güdümünde idi. Şimdi düşünün size size ait bir platformdan istihbarat geliyor ve doğruluğunu teyit etme şansınız asla yok; ne yapacaksınız mecburen o bölgeye operasyon yapacaksınız…
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...