Kötüyüm Ben, Kötüyüm!
Hadi şöyle düşünün; çeşitli tanımlamalarla sevimli hale getirilmeye çalışılsa da değişmeyen bir gerçek ortada. Yani sevgiliniz, vaktiyle erkekken ameliyatla kadın olmuş birisi, yani dönme. Üstelik siz o erkekten olma kadına göre çok gençsiniz ve hani uyum aranır ya yaş yada yakışma açısından... Hak getire...
Bunu düşünürken yaşadığınız toplumun o kültürel hikayesini de okuyup yazılı olmayan gerçeklerini de göz ardı etmeyin tabii. Ve cevap verin; bu durum karşısında göstereceğiniz muhtemel tavır ne olur?
Her iki açıdan da düşünün; hem kadın! Hem de erkek açısından...
Sanırım istisnaları müstesna tutarak genel kanıyı şöyle özetleyebiliriz: Dipten derinden bir mahcupluk psikolojisi, kişinin meşrebine göre hafif yada ağır bir utanma hali, bu hallerin etkisiyle ilişkiyi saklama yada mümkün olduğunca gözden uzakta yaşama isteği, hele bu müstakbel sevgiliyi aileyle tanıştırmak mı; dünyanın en zor işi, belki yapmak istenecek en son şey...
Tamam, bunları düşündük.
Şimdi bu düşüncelerinize şunları ekleyin; O özellikleri taşıyan sevgiliniz zengin birisi. Aynı zamanda ünlü. O kadar ki, çıktığınız yolda size ciddi katkılar sunabilecek güce sahip.
Genel kanı bakın neye dönüştü; meşrebiniz ne olursa olsun utanma hali göğsünüzü gururla gerip tanıştıracağınız “onur payesi”ne, mahcubiyet, tam tersi büyüklenmeye, ilişkiyi saklama isteği olabildiğince görünür olma isteğine, aileyle tanıştırma korkulu rüyası “beklenen büyük güne...”
Bakın ne olmuş?
Pop Star Alaturka'da yarışan Armağan'la aşk yaşayan Bülent Ersoy, bayramda İzmir Torbalı'ya gidip sevgilisinin anne ve babasının elini öpmüş.
İlişkileri giderek ciddileşiyormuş.
Haberi duyan Torbalılar, Armağan'ın evinin önünü doldurmuş, tabii ki sevgi gösterilerinde bulunmak için. ( Yok canım. O içine onlarca ahlak sözcüğü sıkıştırılan tepkiler de nereden geldi aklınıza. Ne münasebet...)
İşte; evlenmek isteyene Allah bile yardım ederken, benim bu rahatsız yazım tamamen kötü niyetliliğimden. Ne diyor reklamda: “Kötüyüm ben, kötüyüm..”
Ama işte düşünmeden edemiyorum; neden benzer cinsel tercihlere sahip olan yüzlerce insan iğrenme yada aşağılanma hisleri ile karşılanırken isim Bülent Ersoy olunca olay bir anda değişiyor?
Yine benzerleri “motor” diye aşağılanırken, Ersoy’un “motor” açıklaması neden kahkahalarla karşılanıp “hoşluk” olarak niteleniyor?
Sadece bu ikiyüzlülüğü midem kaldırmıyor. Tamam, kapitalizmin görünmez eli her yerde... Ama her şeyin pazarlanabilir olması yine de canımı sıkıyor. Her türlü ahlaki değerin satılabilir ve alınabilir olması, gencecik delikanlıların umutlarını bu şekilde yem etmesi, bu garabetin yine pazarlama uğruna marifetmiş gibi sunulması izan ölçülerimin üstünde.
Yoksa faşist değilim kesinlikle. Olamaz mı; isteyen istediği cinsiyete girer ve yine isteyen istediği ile birlikte olur değil mi. Kime ne?
De...
İşte bu farklılıkların da özgürce yaşanmasına karşı duyulan saygı ikinci bölümdeki eklemeler olmadığı zaman ortadan kalkıyorsa...
Sahi, neden Bülent Ersoy’un tüm sevgilileri “Bir şekilde yırtmaya çalışan genç çocuklar?”
Bir fikriniz var mı?
KAYNAK:HABEROLA.COM
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |