Sağlık Bakanlığı Haziran 2008 verilerine göre, Türkiye’de de 3 bin 200 AIDS hastası bulunduğu bilgisini veren Tümer, yüzde 60’ının, en sık görülen bulaşma yolu olan korumasız yapılan heteroseksüel cinsel temas nedeniyle bu enfeksiyonu kaptığını duyurdu.
Tümer, Türkiye’de AIDS hastalarının nedenlerini sayarken, "İkinci sıklıkta homoseksüel cinsel temas ve üçüncü sıklıkta da damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör gelmektedir. Hastalığın en sık görüldüğü yaşlar ise 20-49 yaş arasıdır." dedi.
1 Aralık Dünya AIDS Günü anımsatmasıyla, HIV enfeksiyonunun tanımlandığı 1981’den itibaren büyük hızla yayıldığını ve yayılmaya devam ettiğine işaret eden Tümer, enfeksiyonunun sadece erişkinleri değil, bebek, çocuk, genç, yaşlı demeden herkesi tehdit edebilen bir hastalık olduğunun altını çizdi.
Tümer, henüz virüsü vücuttan tam atabilecek tedavi ve aşının bulunamadığını belirtirken, enfeksiyonun başarılı tedavilerle ölümcül bir hastalık olmaktan çıktığını anımsattı ve "Yan etkileri fazla ve aylık bin 500-2 bin YTL olan tedavi maliyetine rağmen, hastalıktan ölüm hemen hemen ortadan kalkmış, yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür" bilgisini verdi.
Bu önemli gelişmeye karşın, HIV enfekte kişilerin toplum tarafından dışlanma, işini-çevresini kaybetme korkusuyla kendilerine gizlediğini anlatan Tümer, bu korkunun tedavilerin gecikmesine olduğu uyarısında bulundu.
Tümer, tüm enfeksiyon hastalıkları gibi AIDS’ten korunma önlemlerinin tedaviden daha ekonomik olduğunu vurgulayarak, "Eğitim ile korunmayı öğrenmek, öğretmek ve davranış değişikliğinde bulunulmasını sağlamak hastalığın yayılmasını önlemede en etkili yol olarak kabul edilmektedir" diye konuştu.
18
10
