ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza, CNN TÜRK'e verdiği özel röportajda Türk kamuoyuna seslenerek, Kuzey Irak'taki yerel yönetimin lideri Mesud Barzani'nin verdiği demeçlerin arkasında Washington yönetiminin olmadığını söyledi.
'Manşet' programı için Mithat Bereket'in sorularını yanıtlayan Bryza, "Barzani bizim PKK'ya karşı olduğumuzu biliyor, ancak bağımsız hareket ediyor, biz Barzani'nin yorumlarını ve hareketlerini tasvip etmiyoruz dedi.
Bryza, Kuzey Irak'taki iki Kürt partisinin de PKK tehdidini ortadan kaldırmak için mücadele etmesi gerektiğine işaret etti.
Kuzey Irak'taki bütün siyasi oluşumların temelinde Kürtlerin olduğuna işaret eden Bryza, buna rağmen IKDP ve IKYB'nin PKK ile müttefik olmadığını savundu.
Bryza, Kuzey Irak'ın Irak Anayasası çerçevesinde özerkliğe sahip olabileceğini, ancak bütünlüğünü koruyan bir Irak dışında seçenekleri gündeme getirmenin yararlı olmadığının altını çizdi.
Röportajın tam metni:
MB: TÜRK HALKI KUZEY IRAK'TAKİ PKK VARLIĞINA KARŞI BAZI SOMUT ÖNLEMLER, SOMUT ADIMLAR BEKLİYOR. AMERİKAN YÖNETİMİ NEDEN BU KONUDA YAVAŞ DAVRANIYOR VE SOMUT ADIMLAR ATMAKTAN KAÇINIYOR? PKK'YI SİZİN HÜKÜMETİNİZ DE TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK TANIYORSUNUZ.
Bryza: Bizim hükümetimiz de PKK'yı terör örgütü olarak görüyor ve bir terör örgütü olarak kınıyor. Biz PKK'nın Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yönelttiği terör tehdidini ortadan kaldırmak konusunda kararlıyız. Aslında yapılmakta olan birçok iş var. Bazı konularda harekete geçiliyor, planlama çalışmaları devam ediyor; Türk ve Irak hükümetleri ile bahsettiğiniz somut sonuçları elde etmek üzere danışma toplantıları yapıyoruz. O somut sonuçlara ulaşılması konusunda biz de sizinle hemfikiriz.
MB: EVET AMA TÜRK HÜKÜMETİ NEREDEYSE ÜÇ BUÇUK YILDIR AMERİKAN YÖNETİMİNİ İKNA ETMEYE ÇALIŞIYOR. "SOMUT ADIMLAR ATIN, YA DA BIRAKIN BUNU BİZ YAPALIM. SICAK TAKİBİ DE, SINIRÖTESİ OPERASYONU DA 90LI YILLARDA YAPTIK. " DENİYOR, AMA WASHİNGTON BU YAKLAŞIMA SICAK BAKMIYOR. NEYİ BEKLİYORUZ?
Bryza: Aslında 90'larla beraber de önemli işler yaptık. 1999'da Abdullah Öcalan'ın yakalanması Türkiye ve Amerika'nın ortak başarısıydı. Sınırötesi operasyon gibi askeri nitelikli bir hareket hakkında yorum yapmak bir dışişleri mensubu olarak benim görevim değil. Bu noktada söyleyebileceğim tek şey, koordine edilmemiş bir askeri operasyonun Kuzey Irak'ta istikrara ciddi şekilde zarar vereceği. Ama şunu de ekleyeyim: NATO üyesi müttefikimiz Türkiye ve Irak hükümetiyle bu konuyu çözmek için beraber çalışmamız ve somut sonuçlara ulaşmamız kesinlikle gerekiyor.
MB: SİZİN DE BİRAZ ÖNCE SÖYLEDİĞİNİZ GİBİ ABDULLAH ÖCALAN'I TÜRKİYE'YE BİR ANLAMDA SİZ TESLİM ETTİNİZ. AYNI ŞEYİ NEDEN KUZEY IRAK'TAKİ PKK LİDERLERİ İÇİN DE YAPMIYORSUNUZ? TÜRK HALKININ ÇOĞUNLUĞU KENDİLERİNE BU SORUYU SORUYOR VE CEVABINI BULAMIYOR. NEDEN KUZEY IRAK'TAKİ BİRKAÇ PKK LİDERİNİ YAKALAYIP TÜRKİYE'YE TESLİM ETMİYORSUNUZ? BU TÜRKİYE'DEKİ AMERİKAN KARŞITLIĞINI TAMAMEN DEĞİŞTİREBİLİR. ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA TÜRKİYE'DE GENEL SEÇİMLER İÇİN KAMPANYALAR YÜRÜTÜLECEK, EMİNİM Kİ BU KONU ORADA DA GÜNDEME GELECEK. KUZEY IRAK'TAKİ PKK VARLIĞINA KARŞI ATILACAK BİR ADIM, KAMPANYALARDAKİ "AMERİKAN KARŞITLIĞI" TEMASINI "AMERİKAN DOSTLUĞU"NA ÇEVİREBİLİR.
Bryza: Öncelikle, PKK'ya karşı önlem almak istememizin sebebi terör tehlikesini ortadan kaldırmak ve Türkiye'nin müttefikimiz olması. Burada bizi ilgilendiren konu Amerikan karşıtlığı değil. Ancak söylediğinizin de farkındayız: sözlerimizin gereklerini yerine getirmemiz durumunda, Amerika'nın Türkiye'deki imajını ciddi şekilde düzelteceğimizi biliyoruz. Kuzey Irak'taki bu terör tehdidini ortadan kaldırmak için Türkiye ve Irak hükümetiyle beraber çalışmak konusunda verdiğimiz sözün arkasındayız. Daha önce de söylediğim gibi, bu tip operasyonları planlamak, geliştirmek ve gerçekleştirmek çok çaba gerektiriyor. Dürüst olmak gerekirse, doğru yerde, doğru zamanda, doğru insanları bulabilmek için biraz da şansa ihtiyaç var. Abdullah Öcalan'ın yakalanması için çok çaba harcadık ve nerede olduğunu öğrenip operasyonu gerçekleştirmemizde de şans bize yardımcı oldu. Sadece, Kuzey Irak'ta da şimdi aynı noktaya gelmek için çalıştığımızı söyleyebilirim.
MB: DOĞRU MU ANLIYORUM? BURADAN KUZEY IRAK'TAKİ PKK LİDERLERİNİN YAKIN GELECEKTE TÜRKİYE'YE TESLİM EDİLECEĞİ SONUCUNU MU ÇIKARMAK GEREKİYOR?
Bryza: Umarım böyle olur. Ne olacağını öngörmem mümkün değil.
MB: BUNUN ÜZERİNDE Mİ ÇALIŞIYORSUNUZ?
Bryza: Türkiye'de yankı bulacak somut sonuçlar üzerinde çalışıyoruz.
Yapılacaklar, Türkiye'de çok ciddi bir etki ve köklü bir değişim yaratacak. Bu, PKK'nın terör tehdidinin ortadan kaldırılması için çok büyük bir adım olacak. Ama bu konuda daha fazla bilgi vermeyeyim. İstediğimiz sonuçlara ulaşmamızı zorlaştırmak istemiyorum.
MB: BİZE EN AZINDAN BİR İPUCU VERİN. TÜRK HALKININ ŞU SIRALARDA BUNA İHTİYACI VAR.
Bryza: Size söylediklerim önemli bir ipucu. Yakın zamanda, somut, elle tutulur sonuçlar göreceğiz. Birkaç hafta önce Türk medyasından bazı dostlarla burada benzer bir görüşmemiz oldu. O görüşmede de somut adımlardan bahsettik ve sonuçta olumlu bir gelişme oldu: Avrupa'daki operasyonlar gerçekleştirildi. Size gerçekten daha fazla detay vermemem gerekiyor, ama umarım bazı çalışmalar yaptığımız konusunda bize güveniyorsunuzdur.
MB: SÖYLEDİKLERİNİZE İNANIYORUM, TÜRK HALKI SİZE GÜVENMEK İSTİYOR GERÇEKTEN; AMA AVRUPA'DA, FRANSA VE BELÇİKA'DA, BAHSETTİĞİNİZ OPERASYONLARDA GÖZALTINA ALINAN 16 KİŞİDEN 14'Ü SERBEST BIRAKILDI. YANİ ASLINDA ORADAN SOMUT BİR SONUÇ ÇIKMADI. BİZ KUZEY IRAK'TAKİ GERİLLALAR KONUSUNDA BİRŞEYLER YAPILMASINDAN BAHSEDİYORUZ, ÇÜNKÜ ZARARI VEREN YER ORASI. ÖNCELİKLE O BÖLGEYLE UĞRAŞILMASI GEREKİYOR.
Bryza: Avrupa'daki operasyonlara ciddi bir işbirliğinin örnekleriydi. Türk medyası da bunlara yer verirken, Fransızlar'ın kilit isimleri gözaltına aldığını vurguladı.
MB: AMA O İSİMLER SERBEST BIRAKILDI
Bryza: Evet, onların serbest bırakılması bizi de hayal kırıklığına uğrattı ama Fransa'nın yasal sistemi konusunda yorum yapabilecek konumda değilim. Hukukun üstünlüğünün her ülkede belli sonuçları var.
MB: O ZAMAN SORUYU ŞU ŞEKİLDE SORAYIM. MESELA AMERİKAN ORDUSU PKK'YI KUZEY IRAK SINIRLARININ DIŞINA İTMEYE ÇALIŞSA VEYA PKK'NIN KAYNAKLARINI KESSE, KUZEY IRAK'TA SİZCE NE OLUR? KUZEY IRAK'TA SİZİ FRENLEYEN NE?
Bryza: Bakın biz bu ihtimalden çekiniyor değiliz. aslına bakarsanız, doğrudan bir askeri operasyon düzenleyip PKK sorununu ortadan kaldırabilsek çok memnun oluruz. Sorun, bunun gerçekte bu kadar da kolay olmaması. Sizin kendi silahlı kuvvetleriniz de bunu kabul ediyor. Türkiye Avrupa'daki en yetenekli orduya sahip, Irak'la sınır komşusu, Kuzey Irak'ta daha önce askeri güç bulundurmuş bir ülke ama siz bile daha önce bu kadar kapsamlı bir askeri operasyona girişmediniz. Çünkü bu gerçekten çok zor.
MB: AMA SİZE HATIRLATAYIM. TÜRK ORDUSU, 1992'DEN BERİ PEK ÇOK SINIRÖTESİ OPERASYON DÜZENLEDİ VE KUZEY IRAK'TAKİ PKK KAMPLARINI KONTROL ALTINDA TUTABİLDİĞİ BİR NOKTAYA ULAŞTI. İŞLER IRAK SAVAŞI'NDAN SONRA KÖTÜ GİTMEYE BAŞLADI, ÇÜNKÜ O NOKTADAN SONRA PKK'LI TERÖRİSTLER IRAK ORDUSU'NA AİT SİLAHLARA, PATLAYICILARA ULAŞIR HALE GELDİLER. ŞU AN DA BU SİLAHLARI KULLANIYORLAR. BİR ANLAMDA SAVAŞ SIRASINDA OLUŞAN BOŞLUKTAN FAYDALANDILAR. TEKRAR AYNI NOKTAYA DÖNMEK İSTİYORUM : NEDEN SOMUT BİRŞEY YAPILAMIYOR? BUNUN KUZEY IRAK'I, KÜRT BÖLGESİNİ İSTİKRARSIZLAŞTIRMASINDAN MI KORKUYORSUNUZ?
Bryza: Kamplardan bahsettiniz. 5 Mart'ta Cenevre'de Türk Hükümeti, Irak hükümeti ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin katılımıyla, Mahmur kampının kapatılmasının tartışıldığı bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya biz de katıldık. Biz PKK'nın eline geçmiş olan bu kampın kapatılması gerektiğine inanıyoruz. Diğer kamplarla da ilgilenip, bahsettiğimiz somut sonuçlara ulaşmak istiyoruz. Ama Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın bir yetkilisi olarak gerçekten size ne olacağını veya yapılacakların ne zaman yapılacağını maalesef size söyleyemiyorum. Tek söyleyebileceğim şu: Başkan Bush'tan başlayarak hepimiz, tüm Washington yönetimi, size - yani Türk toplumuna ve Başbakan'ınıza - bir söz verdik. Bu sorunu ortadan kaldırmak için sizinle beraber çalışacağız. Türkler'e "sabırlı olun" çağrısı yapmıyorum, Türkiye yeterince sabırlı davrandı. O somut sonuçları bir an önce elde etmemiz gerektiğinin farkındayız.
MB: BU KONUDA SON BİR SORU DAHA SORMAK İSTİYORUM. AMERİKAN ORDUSUNUN HAYATİ ÇIKARI SÖZKONUSU OLDUĞUNDA ELLE TUTULUR ŞEYLER YAPABİLDİĞİNİ GEÇMİŞ AYLARDA GÖRDÜK. AMERİKAN ASKERLERİ ERBİL'DE BİR İRAN BÜROSUNU BASTILAR VE 5 İRANLI YETKİLİYİ GÖZALTINA ALDILAR. BÖLGEDEKİ KÜRT LİDERLER DE BUNA FAZLA BİR TEPKİ GÖSTERMEDİ. DEMEK Kİ AMERİKA BU OPERASYONLARI YAPABİLİYOR. BUNA BENZER ADIMLARI NEDEN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK TANIMLADIĞINIZ VE KINADIĞINIZ BİR ÖRGÜTE KARŞI DA DÜZENLEMİYORSUNUZ?
Bryza: Bu son derece haklı bir soru. Umuyorum ki yakın bir zamanda size vereceğim cevap "evet onu da yaptık" demek olacak. Umarım önümüzdeki aylarda, bu soruyu sorduğunuz zaman, "bakın Mithat Bey, size söylediğim operasyonları gerçekleştirdik" diyebileceğim.
MB: EVET, İNŞALLAH O NOKTAYA GELİRİZ.
Bryza: Umarım geliriz. Sorunuzun İranlılar ile ilgili bölümünün cevabında da yine daha önce bahsettiğim bir noktaya geliyorum. Bu tip operasyonlar gerçekten zor ve aranan isimleri doğru zamanda, doğru şartlarda bulmak için biraz da şans gerekiyor. Gözaltına alınan İranlılar da şans faktörü bizim yanımızdaydı. İstihbarat zinciri nasıl işledi bilmiyorum ama onların o bölgede olduğunu bir şekilde öğrendik. Aynı Abdullah Öcalan'ın Nairobi'de olduğunu öğrendiğimiz gibi. Umarım buna benzer işleri şimdi Kuzey Irak'ta yaparız, bu konudaki çalışmalarımız sürüyor.
MB: PEKİ, O ZAMAN BEN DE KUZEY IRAK'TAKİ PKK LİDER KADROSUNUN TÜRKİYE'YE TESLİM EDİLECEĞİ MESAJINI ALDIM.
Bryza: Amerika'nın askeri ve istihbarat operasyonlarında temel bir kural vardır: Operasyonların detayları konusunda hiçbir zaman konuşmayız. Benden alabileceğiniz bu kadar.
MB: PEKİ, TEŞEKKÜR EDERİM. BAŞKA BİR SORUYA GEÇELİM. TÜRK ORDUSUNUN MART VEYA NİSAN KUZEY IRAK'TA SINIRÖTESİ OPERASYON YAPABİLECEĞİ KONUSUNDA BİR BİLGİ YA DA BİR MUTABAKAT VAR MI?
Bryza: Türk ordusunun bugün yarın böyle bir operasyon düzenleyebileceği yolunda benim elime ulaşan bir bilgi yok. Ama ben de Türk medyasını takip ediyorum. Verilen demeçlerin, Türk siyasi çevrelerinin gündemindeki tartışmaların farkındayım. Bunlar somut adımlar atma konusunda yoğunlaşmamıza yardımcı oluyor.
MB: ANCAK ELİNİZE OLUŞAN KESİN BİR BİLGİ YOK, ÖYLE Mİ?
Bryza: "Yakında olacak" dediğimiz birşey yok, sadece bunun sürekli gündemde olan bir soru olduğunun farkındayız. Sadece siyasi elitler arasında değil, Türk toplumun bütün kesimlerinde ciddi bir beklenti var.
MB: YARIN HABERLERDE TÜRK ORDUSUNUN KANDİL DAĞINA SINIRÖTESİ OPERASYON YAPTIĞINI, ORADAKİ PKK VARLIĞINA KARŞI OPERASYON DÜZENLEDİĞİNİ GÖRSENİZ, NASIL TEPKİ VERİRSİNİZ? AMERİKAN HÜKÜMETİNİN TAVRI NE OLUR?
Bryza: Siz dünya çapında bir gazetecisiniz, Amerikalı yetkililerin varsayımlara dayalı sorulara cevap vermediğini bilirsiniz.
MB: BEN TEPKİLERİN NE YÖNDE OLACAĞINI, GENEL HAVANIN NE OLACAĞINI MERAK EDİYORUM.
Bryza: Cevabımı daha önce bazı askeri yetkililerimizin söylediğiyle sınırlayayım. Daha önce General Ralston'ın da söylediği gibi, böyle bir operasyon, bizim bu sorunu çözmek için Türk ve Irak hükümetleriyle birlikte yaptığımız çalışmaları kolaylaştırmaz. Biz, Türk hükümeti ve Irak hükümeti, hep beraber çalışmak zorundayız. Sonuçta bahsettiğiniz bölge, Bağdat'taki Irak hükümetinin egemenlik alanı.
MB: KUSURA BAKMAYIN AMA SANKİ AMERİKA, IRAK'TA VEYA DÜNYANIN HERHANGİ BİR YERİNDE BİRŞEY YAPMAK İSTEDİĞİNDE GİDİYOR VE BUNU TEK BAŞINDA YAPIYOR. ANCAK BELLİ BİR DURUMDA AMERİKA HAREKETE GEÇMEK İSTEMEDİĞİNDE, O ZAMAN "SORUMLULUK IRAK HÜKÜMETİNDE" DENİYOR. IRAK ŞU ANDA AMERİKAN KONTROLÜ ALTINDA. EN AZINDAN TÜRK HALKI IRAK'TAKİ DURUMU BÖYLE ALGILIYOR. "NEDEN SOMUT BİRŞEY YAPMIYORSUNUZ?" SORUSU BU YÜZDEN SORULUYOR.
Bryza: Evet. Türk halkının algısı böyle, ancak bu durumda o algı pek doğru değil. Keşke Irak'ı gerçekten biz kontrol ediyor olsaydık.
MB: IRAK DEDİĞİMDE TABİİ Kİ IRAK HÜKÜMETİNDEN BAHSEDİYORUM. IRAK HÜKÜMETİ ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURABİLİRSİNİZ.
Bryza: Ama bunu zaten yapıyoruz. Ben "baskı" kadar sert bir kelime kullanmak istemiyorum. Bu konuda aramızdaki görüşmeler son derece yoğun geçiyor ve gereken mesaj en güçlü şekilde veriliyor. Sık sık PKK'ya karşı mücadelede elle tutulur sonuçlar elde etmekten bahsediyoruz. Ancak biz Irak hükümetinin gerçekten egemen olmasını istiyoruz; Irak, egemen bir devlet. Irak'ın kendi kararlarıyla hareket etmesini, gerçek bir hükümet olmasını istiyoruz. Bu bir başka önemli hedefimizin gerçekleşmesinin tek yolu. Türkiye ve Irak hükümetiyle paylaştığımızı bu ortak hedef de Irak'ın bütünlüğünün korunması. Bunun için de Bağdat'taki hükümetin egemenliğini sağlaması gerekiyor. Egemen ve meşru olmak için de belli başlı bazı yükümlülüklerinin yerine getirmek zorunda. Bu yükümlülüklerden biri terör örgütlerinden arınmış bir ülke yaratmak. PKK da bu örgütlerin en önemlilerinden biri.
MB: TÜRK ASKERİNİN, ASKERİ YETKİLİLERİN TÜRKİYE'DE SİYASETTEKİ ROLÜNÜ NASIL GÖRÜYORSUNUZ? TÜRK ORDUSUNUN SİYASİ GEÇMİŞTEKİ AYRICALIKLI YERİNİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURURSAK, ASKERLERİN MESAJLARINI NASIL DEĞERLENDİRİRSİNİZ?
Bryza: Türk ordusunun ve Genelkurmay'ın siyaset içindeki yeri Türk siyasi hayatının bir gerçeği. Bu Kemalizm'in bir parçası ve Türkiye'ye özgü bir demokrasi biçimi. Türk demokrasisi varolduğu için çok şanslıyız. "Bu bir mucize" demeyeceğim; ama Mustafa Kemal'in, büyük bir imparatorluğu yenilgisi ve sonundan, Ortadoğu'ya örnek bir demokrasi yaratabilmesi, bence 20. yüzyılın en büyük zaferlerinden biri. Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan laik bir demokratik devlet varolduğu için çok şanslıyız. Türk demokrasinin kendine özgü bir biçimi var, ordunun belli bir rolü olduğu bir gerçek. Ama bu şekil, belirli bir tarih ve Kemalist gelenekten geliyor. Amerikalı bir devlet yetkilisinin bunun iyi veya kötü olduğunu düşünmesi önemli değil; varolan gerçek bu. Bu Türk demokrasisinin gerçeği.
MB: YANİ TÜRK ORDUSUNUN TÜRK SİYASETİ İÇİNDE ÖNEMLİ BİR VARLIĞI OLDUĞUNU MU SÖYLÜYORSUNUZ?
Bryza: Ben sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Milli Güvenlik Kurulu vasıtasıyla, karar verici organların en önemlilerinden birinin içinde yeraldığını gözlemlediğimi söylüyorum. Askerlerin yanısıra sivillerin de içinde bulunduğu Milli Güvenlik Kurulu, ulusal güvenlik konusunda, yürütme organı tarafından alınabilecek en önemli kararlardan bazılarını alıyor. Bu, bir yorum değil, sadece gerçeğin ortaya konması.
MB: AMA İKİMİZ DE BİLİYORUZ Kİ OLAY BUNUN ÖTESİNDE. TÜRK ORDUSUNUN YAKIN GEÇMİŞTE SİYASETE DAHA FARKLI ETKİLERİNİN DE OLDUĞUNU BİLİYORUZ. KOMUTANLARIN KUZEY IRAK KONUSUNDA, HÜKÜMETİN KUZEY IRAKLI KÜRT LİDERLERLE GÖRÜŞÜP GÖRÜŞMEMESİ KONUSUNDA MESAJLAR VERDİKLERİNİ BİLİYORUZ. BU KONUDA SÜREN BİR TARTIŞMA VAR. BUNU NASIL GÖRÜYORSUNUZ?
Bryza: Evet büyük bir tartışmanın olduğu doğru. Biz bunu şöyle görüyoruz: Türk demokrasisi, size bahsettiğim tarihi sebeplerin etkisiyle böyle şekillendi. Türk demokrasisi sağlıklı, güçlü ve çok sesli. Türk ordusunun siyaset içindeki rolünün ne olması gerektiği konusunda tartışmalar var. Bu tartışmayı Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde de görüyoruz. Amerikan hükümetinin bir yetkilisi olarak ben şunu söyleyebilirim: Amerika olarak Türkiye'yi bizim için stratejik açıdan bugün böylesine önemli kılan, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'de, laik demokrasinin bu kadar güçlü olması. İslam Türk kültürünün bir parçası. Ordu ise, aynı TBMM, cumhurbaşkanı, demokratik seçimlerle işbaşına gelen başbakan gibi, Türk siyasi kültürünün bir parçası.
MB: TÜRK GENELKURMAY BAŞKANI BÜYÜKANIT'IN WASHİNGTON ZİYARETİNE GELİRSEK, BAŞKAN YARDIMCISI DİCK CHENEY VE ULUSAL GÜVENLİK DANIŞMANI STEPHEN HADLEY, NEDEN ABDULLAH GÜL İLE GÖRÜŞTÜKTEN SADECE BİRKAÇ GÜN SONRA GENELKURMAY BAŞKANI BÜYÜKANIT'LA GÖRÜŞTÜ? BUNUN ANLAMI NEYDİ?
Bryza: Çünkü bu yerinde bir görüşme olurdu. Hatırlarsanız Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olduktan sonra Amerika'ya yaptığı ilk gezide o zamanki ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice'la görüşmüştü. Hatta o toplantıya ben de katılmıştım. Başkan yardımcısı ve ulusal güvenlik danışmanının yetkileri Amerikan dış politikasının askeri, sivil, insani tüm boyutlarını kapsıyor. Bu yetkilere sahip kişilerin, üst seviye askeri ve ulusal güvenlik yetkileri olan konuklarla görüşmelerinde uygun olmayan bir durum yok. Biz Orgeneral Büyükanıt'ı burada, Dışişleri Bakanlığı'nda ağırlamadık. Çünkü Condoleezza Rice'ın askeri konular hakkında resmi bir sorumluluğu yok. Bence bu yeteri kadar açık bir mesaj.
MB: ANCAK BAŞKAN YARDIMCISI DİCK CHENEY VE GENELKURMAY BAŞKANI BÜYÜKANIT'IN BULUŞMASI BİR İLKTİ. BU ÖNEMLİ BİR DETAY. BU NEDENLE BU GÖRÜŞME, "AMERİKAN YÖNETİMİ TÜRK ORDUSUNA SİYASİ BİR STATÜ VERİYOR" ŞEKLİNDE YORUMLANDI
Bryza: Başkan Yardımcısı Cheney'nin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'la görüşmesi Türkiye'ye ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne duyduğumuz saygının bir ifadesi olarak yorumlanabilir. Türkiye bizim NATO üyesi bir müttefikimiz; Avrupa'daki en büyük ve kapasitesi en yüksek orduya sahip. Bu görüşme aynı zamanda ortak çıkarlarımızın ve paylaştığımız değerlerin ne kadar geniş kapsamlı olduğunun da bir işareti. Başkan yardımcısının bu görüşmeden birkaç gün önce Dışişleri Bakanı Gül'le görüşmüş olması da aynı anlama geliyor.
MB: ANCAK BU AYNI ZAMANDA TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'NE, TÜRK DIŞİŞLERİ'NE VERİLENDEN FARLI BİR MESAJIN DA VERİLMİŞ OLABİLECEĞİ YORUMLARINA YOLAÇIYOR. FARKLI KURUMLARA FARKLI MESAJLAR MI VERİLİYOR?
Bryza: Bu sorunun cevabı hayır. Kurumlara verilen mesaj aynı. Biraz önce söylediğim gibi, ortak çıkarlarımız ve paylaştığımız değerler var. Türkiye'nin laik demokrasisi bizim için çok önemli. Bunun pek çok boyutları var ama Türkiye'nin stratejik önemi bugün, laik demokrasisinden ve dolayısıyla geniş Ortadoğu'da reform hareketlerine ilham verebilme özelliğinden geliyor. Bence hem Başkan yardımcısı Cheney'nin hem de Dışişleri Bakanı Rice'ın verdiği ortak mesaj bu.
MB: GENELKURMAY BAŞKANI İLE YAPILAN GÖRÜŞMELERLE İLGİLİ BAZI HABERLER BASINA YANSIDI. İRAN VE PKK KONULARININ PAZARLIK KOZU OLARAK, BİRBİRLERİYLE İLİNTİLİ OLARAK ELE ALINDIĞI KONUŞULDU. TÜRKİYE'YE PKK KONUSUNDA VERDİĞİNİZ DESTEĞİ TÜRKİYE'NİN İRAN KONUSUNDA YAPACAKLARINA ENDEKSLEMENİZ SÖZKONUSU OLABİLİR Mİ?
Bryza: Bunun doğru olduğunu hiç zannetmiyorum. Başkan Yardımcısı'nın Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'la yaptığı toplantıya ben katılmadım, ben o sıralarda Türkiye'deydim. Ancak bu bizim NATO müttefikimiz Türkiye'ye karşı davranış biçimimiz değil. Bizim politikamız "teröre karşı sıfır hoşgörü" politikasıdır. Bir terörist her zaman bir teröristtir. Irak'taki PKK'nın terör tehdidini ortadan kaldırmamız gerekiyor; dahası bu konuda bir söz verdik ve bu sözde de ısrarcıyız. Bu Türkiye'nin başka bir konuda atması gereken herhangi bir adıma bağlı değil; bu, şartlı olarak verilmiş bir söz değil. Ama şöyle de bir gerçek var: Türkiye ve Irak hükümetiyle ne kadar yakın işbirliği yaparsak, istediğimiz sonuçlara o kadar kolay ulaşırız. Ancak PKK'yı ortadan kaldırma sözümüzü, asla İran'a karşı Türkiye'nin alacağı tutum gibi bir şarta bağlamayız. Türkiye bizim dostumuz ve müttefikimiz; bir dost ve müttefik ülkeye böyle davranmazsınız.
MB: İRAN'A GELİRSEK, TÜRKİYE'DEN İRAN KONUSUNDA BEKLENTİNİZ NEDİR? SON ZAMANLARDA BASINDA YER ALAN BİR HABER VAR. AMERİKA'NIN, KATAR, UMMAN VE BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ GİBİ BAZI KÖRFEZ ÜLKELERİNDEN, HAVA SAHALARINI KULLANMA İZNİ İSTEDİĞİ SÖYLENİYOR. TÜRKİYE'DEN DE İRAN KONUSUNDA BÖYLE TALEPLERİNİZ OLDU MU? YA DA OLACAK MI?
Bryza: Öncelikle Körfez ülkelerinden hava sahalarını kullanma izni istediğimiz konusunda bir bilgim yok. Başkan Bush ve Bakan Rice, tercih ettiğimiz yöntemin, hatta şimdilik önümüzdeki tek yolun diplomasi olduğunu açıkça ifade etti. Tabii ki Başkan'ın da sık sık belirttiği gibi bütün opsiyonlar masada, ancak şu aşamada üzerinde durduğumuz tek yol diplomasi. Türkiye'de "beklentilerimiz", "taleplerimiz" yok; Türkiye bizim müttefikimiz ve dostumuz. Biz sadece İran'a karşı uluslararası konsensüsü güçlendirmek için beraber çalışabilmeyi umuyoruz; bu konsensüs de Birleşmiş Milletler tarafından ifade ediliyor. Umarız Türkiye, uluslararası camia olarak hepimizin Birleşmiş Milletler çatısı altında yaptıklarımızı destekler.
MB: TÜRK HÜKÜMETİNİN ŞİMDİYE KADAR İRAN KONUSUNDA TAKINDIĞI TAVIRDAN MEMNUN MUSUNUZ? TÜRKİYE'NİN POLİTİKALARI, İRAN'A BASKI UYGULANMASI KONUSUNDA SİZİN POLİTİKALARINIZA DESTEK OLUYOR MU?
Bryza: Evet Türk hükümetinin İran konusunda bizimle yaptığı işbirliğinden memnunuz. Dışişleri Bakanı Gül'ün bu konuda önceki günlerde basına yansıyan bir açıklaması oldu. "Bu konuda biz başı çekmeyi, liderlik görevi üstlenmeyi düşünmüyoruz; ancak uluslararası konsesüse uyarız" dedi. açıkçası, Türkiye'den bunun çok ötesinde birşey isteyebileceğimizi düşünmüyorum. Türkiye, İran'la 17. yüzyılın ortasından bu yana değişmeyen bir sınıra sahip, İran'la özel ilişkileriniz var. Ayrıca Türkiye'nin İran konusunda özel bir bakış açısı, yorumu var; biz de bunlardan faydalanmayı ve gerekli dersleri çıkarmayı düşünüyoruz.
MB: İRAN VE PKK KONULARIARASINDA, PKK'NIN İRAN KOLU OLAN VE YİNE KUZEY IRAK'TA KONUŞLANMIŞ OLAN P-JAK NEDENİYLE BİR BAĞLANTI VAR. ASSOCİATED PRESS HABER AJANSI'NIN GEÇTİĞİ BİR HABER VARDI. BİR AP MUHABİRİ KUZEY IRAK PJAK KAMPINA GİRİYOR. KAMPIN KOMUTANINDAN "AMERİKAN HÜKÜMETİ, İRAN'A SIZMAMIZ VE İRAN HÜKÜMETİNE KARŞI EYLEMLER DÜZENLEMEMİZ İÇİN BİZE DESTEK OLUYOR, SİLAHLI SAĞLIYOR" ŞEKLİNDE BİR DEMEÇ ALIYOR. SİZCE BU DOĞRU OLABİLİR Mİ?
Bryza: Bunu ilk defa duyuyorum. Bunun doğru olabileceğine inanmıyorum çünkü PJAK'ı PKK'nın kolu olarak görüyoruz. PKK'yı da bir uluslararası bir terör örgütü olarak tanımlıyoruz ve bu yüzden de PKK'nın ortadan kaldırılması için mücadele ediyoruz. Anlattığınız bana doğru olabilirmiş gibi gelmiyor.
MB: IRAK KONUSUNDAKİ BİR DİĞER ÖNEMLİ ALTBAŞLIK DA KERKÜK. SİZCE KERKÜK'TE BU SENE İÇİNDE REFERANDUM OLACAK MI?
Bryza: Bu konuda tahmin yürütmem zor. Önümde kristal bir küre yok. Irak Anayasası'nda yazanı siz de biliyorsunuz: Sene sonuna kadar referandumun yapılması gerekiyor. Ne Bağdat'taki Irak hükümeti, ne Türk hükümeti, ne Amerikan hükümeti ve zannediyorum ki ne de Irak içindeki Kürt bölgesel yönetimi yetkilileri, Kerkük'ün, gerginliklerin alev aldığı, yangına dönüştüğü bir yer olmasını, kaosa sürüklenmesini istiyor. Hepimiz Kerkük sorununun çözümünün adalet duygusuna hizmet etmesini istiyoruz. Temel insan hakları konusunda, mülkiyet hakları konusunda, tüm toplumsal gruplar arasında adalet sağlanması hedefine hepimiz paylaşıyoruz. Umarım Irak hükümeti içindeki siyasi fraksiyonlar bu ortak hedefe ulaşılmasını sağlayacak bir çözüm yolu bulurlar. Ancak benim bunun nasıl veya ne zaman olacağı konusunda fikir yürütmem zor.
MB: ANCAK TABİİ Kİ AMERİKAN YÖNETİMİNİN KERKÜK'TE REFERANDUM OLUP OLMAYACAĞI KONUSUNDA DA IRAK HÜKÜMETİ ÜZERİNDE ETKİSİ OLABİLİR. SONUÇTA BU BÖLGEDEKİ İSTİKRARLA İLGİLİ BİR KONU. GELECEKTE BU TİP BİR ETKİYİ KULLANMANIZ SÖZKONUSU OLABİLİR Mİ?
Bryza: Öncelikle, bu egemen Irak hükümetinin kendi anayasasını hükümlerine uyarak alması gereken bir karar. Ancak aynı zamanda, size de biraz önce bahsettiğim gibi, ortak bir çıkarımızın olduğunu da birbirimize açıkça ifade ediyoruz. Kerkük sorununun istikrara zarar vermeyecek şekilde çözülmesi hepimizin çıkarına. Bağdat'taki hükümetin bu bakış açısını paylaştığını biliyorum. bu hedefe ulaşılması konusundaki görüşmelerimiz devam ediyor.
MB: PEKİ AMERİKA'NIN KERKÜK'TEKİ POLİTİKASI NEDİR? KERKÜK'ÜN BİR KÜRT ŞEHRİ OLDUĞUNU, KÜRTLERİN KONTROL ALTINDA OLMASI GEREKTİĞİNİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ? KERKÜK'TE NE GÖRMEYİ UMUYORSUNUZ, KONUYA YAKLAŞIMINIZ NEDİR?
Bryza: Biz Kerkük'ü bir Irak şehri olarak görüyoruz. Aynı Irak'ın doğal kaynakları tüm Irak halkına ait olduğu gibi, Kerkük şehri de Irak halkına aittir.
MB: O ZAMAN MERKEZİ HÜKÜMETİN KONTROLÜNDE OLMASI GEREKİR, KÜRT BÖLGESEL YÖNETİMİNİN DEĞİL. DOĞRU MU?
Bryza: Kerkük'ün hangi idari bölgede kalacağı kararını, Iraklılar, kendi demokratik sistemleri içinde vermeliler. Ben Türk - Amerikan ilişkileri konusunda çok hassasım, bu nedenle belki de biraz taraflı davranıyorum. Burada meslektaşlarımla tartışırken, genelden daha farklı bir bakış açısını savunuyorum. Ama sonuçta Amerikalı yetkililerin ne tartıştıkları değil, Iraklılar'ın ne karar verdiği önemli. umarım doğru tercihi yaparlar.
MB: TÜRKİYE VE AMERİKA ARASINDAKİ GERÇEK SORUN BENCE ŞU: IRAK KONUSUNDA, ÖZELLİKLE DE KUZEY IRAK KONUSUNDA AYNI DİLİ KONUŞMUYORUZ. ÇIKARLARIMIZI ÖRTÜŞTÜRMEYİ BAŞARAMIYORUZ. SANKİ HEP ÇATIŞAN ÇIKARLAR VAR, ÖZELLİKLE DE KUZEY IRAK KONUSUNDA...
Bryza: Bakış açınız ilginç, ama ben kesinlikle ortak çıkarlarımızı ifade etmekte zorlandığımızı düşünmüyorum. Bence sorun şu: Türkiye'de dost ve müttefiklerimizi, üzerinde çalıştığımız adımların, sizin sabırsızlıkla beklediğiniz sonuçları, acil çözüm ihtiyacını tatmin edecek bir zaman dilimi içerisinde oluşturacağı konusunda ikna etmeyi henüz başaramadık. ama bunun dışında bence sicilimiz temiz. Yapılan konuşmalarda, belgelerde, Irak savaşı başlamadan önce Mart 2003'te Azor adalarında açıklanan bildirgede, Irak'taki tüm terör sığınaklarının yok edilmesinde kararlı olduğumuz ifade ettik. Bu PKK'yı da kapsıyor. Türkiye'deki dost ve müttefiklerimiz bu konuda verdiğimiz sözleri, somut sonuçları görene kadar kabul edemiyorlar - bu da anlaşılabilir bir durum.
MB: AMA BU KONUNUN PKK İLE İLGİLİ KISMI. PEKİ KUZEY IRAK'IN GELECEĞİNİ NASIL GÖRÜYORSUNUZ? KUZEY IRAK'I BAĞIMSIZ BİR KÜRT DEVLETİ OLARAK MI, FEDERAL YAPI İÇERİSİNDE Mİ GÖRÜYORSUNUZ? BAKIŞ AÇILARIMIZ SANKİ BURADA FARKLILAŞIYOR. BURADA BİR ÇIKAR ÇATIŞMASI VAR MI?
Bryza: Hayır kesinlikle yok. Burada bir yanlış anlaşılma var. Başkan Bush'un da konuşmalarında belirttiği gibi bizim hedefimiz bütünlüğü korunmuş bir Irak. Kürt bölgesinin Irak'ın bir parçası olduğu, bölgesel yönetimin de Bağdat'taki merkeze tabi olduğu bir Irak. Bizim hedefimiz budur. Daha federal veya daha merkezi bir devlet tartışmasını ise Iraklılar yapmalı.
MB: PEKİ MESUD BARZANİ ORTAYA ÇIKIP "TÜRK HALKI BAĞIMSIZ BİR KUZEY IRAK'A, BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİNE ALIŞSIN" DEDİĞİNDE, TEPKİLER SADECE ONA DEĞİL SİZE DE YÖNELİYOR. ÇÜNKÜ AMERİKA'NIN BARZANİ'Yİ DESTEKLEDİĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR. BARZANİ'Yİ BU KADAR DESTEKLEMESEYDİNİZ BU ŞEKİLDE KONUŞABİLİR MİYDİ SİZCE?
Bryza: Barzani bağımsız bir siyasetçi ve bütün siyasiler gibi o da, biz onu desteklesek de desteklemesek de aklında geçeni söylüyor. Egemen bir hükümete sahip olmak böyle birşey. Ancak biz Barzani veya başkaları tarafından söylenmiş bu sözlerin bize hiç yardımcı olmadığını düşünüyoruz. Bütünlüğünü koruyan bir Irak'ın dışında birşeylerden bahsetmek hiç yararlı değil. Tabii ki Kuzey Iraklılar'ın ve Kürt bölgesel yönetiminin Irak Anayasası tarafından öngörülen sınırlar içinde otonomi hakkı olacak. Ancak bütünlüğünü koruyan bir Irak'ın dışında birşeylerden bahsetmek gerçekten hiç yararlı değil.
MB: BARZANİ AYRICA PKK İLE MÜCADELEDE ONLARDAN BİRŞEY BEKLENMEMESİ GEREKTİĞİNİ, ANCAK TÜRK ORDUSU SINIRÖTESİ OPERASYON YAPARSA MÜCADELE EDECEKLERİNİ SÖYLEDİ. BU SÖZLER HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Bryza: Bence bu ifadeler de hiç yararlı değil. Bence hepimiz, Irak hükümetinin bir parçası olan bölgesel Kürt yönetimini yetkilileri de dahil olmak üzere, PKK'nın terör tehdidinin ortadan kaldırılması konusunda kararlı olmalıyız. Barzani ve KDP 1990ların ortalarında PKK ile mücadele etti. KDP, KYB ve PKK müttefik değil. Hepsi Kürt olabilir ama müttefik değiller.
MB: AMA ŞİMDİ PKK'YI SAVUNUYORLAR.
Bryza: Bu Mesud Barzani'nin cevaplaması gereken bir soru. Umarım PKK'yı savunmuyorlardır.
MB: SİZCE MESUD BARZANİ'NİN, AMERİKAN HÜKÜMETİNİN ONUN ARKASINDA OLDUĞUNA DUYDUĞU GÜVEN, ONA BU ŞEKİLDE KONUŞMA GÜCÜNÜ VERİYOR OLABİLİR Mİ?
Bryza: Hayır hiç zannetmiyorum. Barzani bizim PKK'nın karşısında olduğumuzu biliyor, ancak bağımsız olarak hareket ediyor. Ama bu tür hareketleri ve yorumları tasvip etmediğimizi bildiğine eminim. Sevgili Türk izleyicileri, Mesud Barzani'yi bu tip demeçler vermesi için cesaretlendirmediğimizi bilmenizi istiyoruz. Kendisini bu konuda desteklemiyoruz. KDP'nin, KYB'nin, Kürt bölgesel yönetiminin, Irak hükümetinin Irak'taki PKK tehdidini ortadan kaldıramk için mücadele etmesi gerektiğine inanıyoruz.
MB: AMİRİNİZ CONDOLEEZZA RİCE'IN KULLANDIĞI "KÜRDİSTAN" İFADESİ KONUSUNDA NE DİYORSUNUZ? NİYETİNİ Mİ BELLİ ETTİ, YOKSA BU BİR DİL SÜRÇMESİ YA DİPLOMATİK BİR GAF MIYDI?
Bryza: Hayır gaf değildi, ancak niyetini belli eden bir söz de değildi. Rice, Irak siyasetinin kendi kelime dağarcığını kullanıyordu. Iraklılar Kürt yönetim bölgesini kendi aralarında bu şekilde ifade ediyorlar. Rice hiçbir şekile daha geniş bir kürt varlığından ya da Türkiye, Suriye veya İran'dan talepleri olacak bir çekirdek devlet yapısından bahsetmedi. Sadece Irak'tan bahsediyordu.
MB: TÜRKİYE'DE YAKLAŞAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE DÖNELİM. BUNUN TÜRKİYE'NİN İÇ MESELESİ OLDUĞUNU SÖYLEYECEKSİNİZ, BİLİYORUM; AMA, SİZCE TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİNİN DÜZELMESİ İÇİN SİZCE NASIL BİR CUMHURBAŞKANI GEREKİYOR?
Bryza: Türk halkının, Türk seçmeninin hissiyatını, Türkiye'nin geleneklerini yansıtan bir cumhurbaşkanının seçileceğine inanıyorum. Burada kastım sadece nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin laik demokrasi geleneğinden değil, aynı zamanda 160 senelik modernleşme reformu tecrübesinden de bahsediyorum. Biz bunu taşıyabilecek bir cumhurbaşkanı görmeyi umuyoruz, ama şahsın kim olduğu önemli değil.
MB: SİZCE BAŞBAKAN ERDOĞAN ÖNÜMÜZDEKİ AY ADAYLIĞINI AÇIKLARSA NE OLUR? BUNUN TÜRKİYE'NİN BÖLGEDEKİ İMAJINA NE GİBİ BİR ETKİSİ OLUR? BU DURUM TÜRKİYE'NİN AMERİKA'DAKİ İMAJINI NASIL DEĞİŞTİRİR?
Bryza: Bence bunun, Amerikalılar'ın Türkiye'ye yönelik algıları değiştirmez. Herkes Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'deki en popüler siyasetçi olduğunun farkında. bu konuda bir niyeti olduğunu kendisi de belirtti; cumhurbaşkanı olma niyetinde olduğunu daha önce ima etti. Eğer adaylığını koyarsa burada kimsenin bu duruma şaşıracağını zannetmiyorum. Ama sonucun ne olacağı konusuna gelirsek, haklısınız bu bizim meselemiz değil, bu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararı.
MB: SİZ TÜRK İÇ POLİTİKASINI DA TAKİP EDİYORSUNUZ. RADİKAL MİLLİYETÇİLİĞİN TÜRKİYE'DEN YÜKSELİŞE GEÇMİŞ OLMASINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? BU SİZİ ENDİŞELENDİRİYOR MU?
Bryza: Dünyanın her yerinde, herhangi bir radikal eğilimin, dolayısıyla radikal milliyetçiliğin, yükselişe geçmesi endişe yaratır. Her siyasi doktrin, aşırıya kaçılması durumunda, insanların kendi ülkelerine ve başka ülkelere yönelik algılarında bozulmalara yol açıyor. Genellemeler yapılıyor, nüanslar gözden kaçırılıyor; sonuçta gereksiz gerginlikler yaşanıyor. bu yüzden, radikal milliyetçiliğin yükselişi dikkatle izlememiz gereken birşey; ancak bu da hayatın bir gerçeği ve Türkiye'de böyle bir eğilimin ortaya çıkmasının bazı nedenleri var. Bu durumun bir sebebi de Türkiye'nin AB üyeliği süreci. Olay sadece Ortadoğu'yla, Irak'la ilgili olarak yaşananlardan ibaret değil; Avrupa ile ilişkiler de milliyetçiği etkiliyor. Umarım zamanla, Avrupa Birliği'nin Aralık ayında aldığı, Türkiye ile müzakerelere yavaşlayarak da olsa devam etme kararı hazmedilir; Türk dostlarımız bunun bir yenilgi değil bir başarı olduğunu anlar. Belki bu bahsettiğimiz radikal milliyetçiliği yumuşatır
MB: SON OLARAK ERMENİ SOYKIRIMI TASARISINA GELİRSEK, BU TASARI KONGREDEN GEÇERSE SİZCE NE OLUR? İLİŞKİLERİN GERÇEKTEN ZARAR GÖRECEĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ? YOKSA İLİŞKİLERDE HİÇBİR BOZULMA OLMAZ MI?
Bryza: Bir önceki cevabına şunu de ekleyeyim öncelikle: Milliyetçiliğin kendisinde yanlış bir şey yok, son derece sağlıklı ve doğal bir olay. Tehlikeli olan milliyetçiliğin kendisi değil, radikal milliyetçilik. Tasarı konusuna gelirsek, şu an kongrenin iki kanadına da, bu tip bir tasarının amaca hizmet etmeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz. Bu tasarının olumsuz bir etkisi olabileceği anlamına geliyor, ki bu durumda Türk - Amerikan ilişkilerine yansıyacak olumsuz bir etkiden bahsediyoruz. Biz herhangi bir Türk siyasetçisinin bizi tehdit ettiği hissine kapılmış değiliz, bir tehdit hissetmiyoruz. Bize sadece bir gerçek ifade ediliyor: Türk halkının, Amerikalı siyasetçilerin böyle ahlaki ve tarihi bir konuda, nasıl olup da böylesine siyasi bir karar alabileceğini anlamakta zorlanır. Yürütme organı, yani Bush yönetimi, böyle trajik ve çok boyutlu olayların niteliğinin belirlenmesi için, derin ve dürüst bir iç hesaplaşma gerektiğini düşünüyor. Bunu yapacak olan da toplumlar, entellektüeller ve tarihçiler. Siyaset böyle bir kararın parçası olmamalı. Hrant Dink'in kendisi de, trajik bir şekilde ölmeden önce bunu savunmuştu.
MB: SİZ KONGRENİN VEYA HERHANGİ BİR YASAMA ORGANINI, HERHANGİ BİR OLAYIN SOYKIRIM OLDUĞUNUA KARARI VEREBİLECEĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ? ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE BU KARARI SADECE ULUSLARARASI HUKUK ORGANLARI VEREBİLİR. YÜRÜTME ORGANI OLARAK NEDEN AMERİKAN KAMUOYUNA BİR AÇIKLAMA YAPIP, "BÖYLE BİR KARARI PARLAMENTOLAR ALAMAZ, BU ULUSLARARASI MAHKEMELERİN GÖREVİDİR" DEMİYORSUNUZ?
Bryza: Bana, Kongre'de istediğimiz en sonucu almak için en iyi taktiğin ne olduğunu soruyorsunuz. Amerika'nın siyasi yapısı içinde bahsettiğiniz türden bir açıklama pek faydalı olmaz. Çünkü yürütme organı olarak bizim Kongre'yle işbirliği içerisinde çalışmamız gerekiyor. Ancak yine de bu fikir benim biraz önce söylediklerimi destekliyor. Bu tip ağır felsefi ve insani konularda karar vermek siyasetçilerin işi olmamalı. Son olarak, bunun bağlayıcı niteliği olmayan bir tasarı olduğunu hatırlatmak istiyorum. Washinton Post'un köşe yazarı Jackson Deal, dünkü yazısında bu konuya değindi: bu bağlayıcı bir tasarı değil, sadece Amerikan Kongresi'Nin bazı üyelerinin fikirlerini yansıtıyor. Bunu gözden kaçırmayalım.
MB: SİZCE BU KARAR BU SEFER GEÇECEK Mİ, YOKSA ÖNÜMÜZDEKİ SENEYE, YANİ SEÇİM SENESİ OLAN 2008'E Mİ KALACAK?
Bryza: İlginç bir soru, daha önce bu soru sorulmamıştı. Bilmiyorum açıkçası. Şu an kendimi bir sporcu gibi hissediyorum. Önemli bir oyunun ortasındayız ve çok güçlü bir ekibimiz var, hedefe doğru ilerliyoruz. umarım istediğimiz sonucu elde ederiz. Ama sonucu hiçbir zaman bilemezsiniz. Savunma çok güçlü olabilir, rüzgar topu başka yöne savurabilir. Ama dediğim gibi önemli bir oyunun ortasındayız ve çok güçlü bir ekibimiz var, hedefe doğru ilerliyoruz.
MB: MATT BRYZA ÇOK TEŞEKKÜRLER.
Röportaj: Mithat Bereket/CNNTÜRK
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...