Önceki gece SuAda’da Anadolu Efes Spor Kulübü’nün hem sezon açılış hem de 35. yıldönümü partisi yapıldı. Hatırlanacağı gibi yeni yönetmelikle spor kulüplerinin isimlerinde alkol ve tütün reklamının yapılamayacak olması nedeniyle Efes Pilsen kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış ancak sağduyulu yönetim Anadolu Efes isminde karar kılarak yola devam etmeyi kararlaştırmıştı.
Ben de, bir yandan yeniden doğuş anlamı arz eden gecenin atmosferini yaşama, bir yandan da yeni sezon başlarken takımdaki havayı koklama şansı buldum. Yıllardır Efes ile ilgili en çok eleştirilen konulardan biri olan kulübün yerel köklerden uzak olma, aidiyetlik yaratamama sorunsalından en azından bu organizasyon için fazla uzaklaşamadığını gördük. Belki taraftar kartıyla gelen ve neredeyse her maç takımı destekleyen az sayıdaki genç taraftar grubundan bazıları gecedeydi ancak yine de tabandan uzak, yüzünü daha çok elitlere dönmüş organizasyon havasına sahipti. Konu, akşamın Yiğiter Uluğ deyimiyle ‘Eksi bakiye’ tarafıydı.
‘Vujaçiç iyi anlaşıyor’
Takımın yeni açtığı sayfada önemli göreve sahip isimlerinden Çetin Yılmaz ile konuştuğumda ise artı bakiye tadında doneler geldi. İlk konu sorunlu bir oyuncu olarak bilinen Vujaçiç’in takım içindeki iletişimiydi. Vujaçiç’in çok profesyonel olduğunu, takımdaki diğer isimlerle çok iyi anlaştığını belirtti Çetin Yılmaz. İletişiminin çok kuvvetli olduğunu ve bencillikten çok uzak olduğunu vurguladı. Uyumlu bir yıldızın takımda olmasının çok önemli olduğundan bahsetti. Baraç’tan konu açılınca onun da çok sakin ve uyumlu bir karaktere sahip olduğunu ekledi. Akabinde büyük salona geçtiğimizde orada önce Federasyon Başkanı Turgay Demirel, Anadolu Efes Başkanı Tuncay Özilhan derken Oktay Mahmuti ve Ergin Ataman gibi yüzleri de görme şansım oldu. Sonrasında takım sahneye çağrıldı. Kerem Tunçeri, Sinan Güler gibi isimlerin dışında yeni merak edilen transferler Batista, Savanovic, Baraç, Vujaçiç herkese takdim edildi.
Tedavisi nedeniyle Belçika’da bulunan Kerem Gönlüm’ün isminin okunmaması bir aksilikti. Vujaçiç ise beresi ile kışı çoktan getirmiş gibiydi (kırmızı halı modası). Bazı gözler de Şarapova’yı arıyordu. Oyuncular partiye katıldıktan sonra Sinan Güler’le konuşurken takımın müthiş bir arkadaşlık ile çalışmaya başladığını söyledi. Vujaçiç ve diğer tüm yabancıların çok çabuk uyum sağladığını, şimdiden bir takım olmaya başladıklarını iletti. Sinan Güler de ameliyatından sonra daha sağlıklı gözüküyordu.
Adı değişir, şanı değişmez
Ve gecenin devamında efsane Petar Naumoski’yi görme ve konuşma şansım oldu. İsim değişikliği hakkındaki cümlesi belki de geceyi özetliyordu: “Siz bu kulübe Anadolu Efes diye seslenebilirsiniz artık, ancak bu takım Avrupa’da yıllar sonra dahi zihinlerdeki iziyle Efes Pilsen olarak bilinecek ve bunu kaybetmeyecek.”
Umarım Anadolu Efes, Tuncay Özilhan’ın bahsettiği yeni sayfada yeni yönetim anlayışını son 10 yılda yapılan hatalardan uzak tutabilir. Her başlangıç yeni umuttur. Efes hangi dış görünüşe sahip olursa olsun, Türk basketbolunun geleceğine ışık tutmaya devam edebilir.
RADİKAL
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...