Başbakan Erdoğan, İstanbulluların oylarıyla belirlediği 4 numaralı şehir hatları vapurlarından ikisi olan ’’Beykoz’’ ve ’’Sarıyer’’ adlı vapurların hizmete alınması dolayısıyla Kabataş İskelesi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Büyükşehir Belediyesinin 2006’da 24 Nisan-24 Haziran tarihleri arasında bir kampanya başlattığını hatırlattı. İstanbul’a kazandırılacak yeni vapurların modellerinin sergilenerek İstanbulluların tercihine bırakıldığını anımsatan Erdoğan, 8 model arasından 1 modelin İstanbulluların beğenisine mazhar olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, 103 gemilik filosuyla, 83 iskeleden günlük bin 300 sefer yaparak, 322 bin yolcu, 25 bin araç taşıyan İDO’nun, sektöründe dünya liderlerinden biri haline geldiğini ifade ederek, dünyanın en çok yolcu taşıyan şirketlerinden biri olarak İDO’yu görmenin kendileri için bir iftihar vesilesi olduğunu söyledi.
Dün Marmaray Projesi çalışmalarında incelemelerde bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
’’Marmaray Projesi İstanbul için olduğu kadar, dünya için de son derece büyük ölçekli bir proje. İnşallah 2013’te Marmaray’a kavuşacağız. Marmaray’ı tüm İstanbulluların değil, dünyanın hizmetine sunacağız. Şu anda Halkalı’dan Gebze’ye yolculuk, Sirkeci’den Haydarpaşa’ya feribotla geçiş dahil olmak üzere normal şartlar altında 185 dakika sürüyor. Marmaray’ın tamamlanmasıyla birlikte bu yolculuk 105 dakika sürecek. Yani İstanbullular bu güzergahta tam 80 dakika kazanacaklar. Gebze ve Halkalı arası 105 dakikaya düşerken, Bostancı ve Bakırköy arası 37 dakika, Söğütlüçeşme ve Yenikapı arası 12 dakika, Üsküdar ve Sirkeci arası sadece 4 dakikada alınabilecek. 1860 yılında bu proje konuşulmaya başlandı, tam 149 yıl boyunca adeta Türkiye’nin, İstanbul’un bir hayali olarak kaldı. Bugün ise 11 tüp, boğaza yerleştirildi. Artık elle tutulur, gözle görülür şekilde proje ete kemiğe büründü, Marmaray diye göründü.’’
Konuşmasında, IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantıları yapılırken gerçekleşen eylemlere de değinen Erdoğan, organizasyona gölge düşürmek isteyenler olduğunu belirterek şöyle konuştu:
’’Bunlar demokratik eylem yaptılar, hayır. Bunlar saldırdılar. Kime? IMF’ye mi Dünya Bankası’na mı? Hayır. Bunlar benim halkıma saldırdılar. Benim vatandaşıma saldırdılar. İstiklal Caddesi’ndeki benim mağdur ve mazlum esnafımın dükkanlarının camlarını indirdiler ama bütün bunları yaparken de sıkılmadan ’demokratik eylem’ yaptıklarını söylüyorlar. 14 ayrı nokta verdik onlara, gidin oralarda bağırın, çağırın, pankartınızı asın, ne diyeceksiniz orada deyin. Sizin gidip de orada vatandaşın camını, çerçevesini indirmeye hakkınız var mı? Bunun adı protesto mu olur, eylem mi olur? Bunun adı fiili saldırıdır, başka bir şey değil.’’
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |