'Türkiye'de Büyük Bir Su Kıtlığı Bekleniyor'  

Zengin kuzey ülkeleri karbon salınımıyla çevreye en fazla zarar verirken, fakir güney ülkelerinin en fazla zarar gördüğünü ve bunun da barışı olumsuz etkilediğini ifade eden Kadıoğlu, karbon miktarının mutlaka düşürülmesi gerektiğini kaydetti.

Kadıoğlu, İç Anadolu Bölgesi'nde sıcaklıkların 5-6 derece arttığını ve kuraklığın başladığını, Akdeniz'de kışın yağan yağışın da artık görülmediğini söyledi.

Mikdat Kadıoğlu, ''Türkiye'de büyük bir su kıtlığı bekleniyor. Çölleşme var. Birçok göl kurudu'' dedi.

AB'nin, Kyoto Protokolü'nü önemsemesinin nedeninin de küresel iklim değişikliği nedeniyle Kuzey Afrika ve Türkiye'den göç beklentisi olduğuna işaret eden Kadıoğlu, çözüm olarak, Türkiye'nin kriz yönetimi anlayışından risk yönetimi anlayışına geçmesi ve ''Hele bir olsun, çözümüne bakarız'' anlayışına son verilmesi gerektiğini söyledi.

İSTANBUL'UN SU HAVZALARI

Eski TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci de ''İstanbul'da su havzalarını imara açan ilk yönetimin, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu olduğunu'' iddia etti.

Havza yönetmeliğinin iptaline ilişkin 7 kez dava açmalarına karşın, 8. kez bir kelime değişikliği yapılarak yeniden yönetmeliğin uygulamaya konulduğunu ifade eden Ekinci, ''Türkiye'de plansızlık değil, planlı bir yok etme var. Yaşatma ve geliştirme planında Türkiye son sırada yer alıyor'' dedi.

Karbon salınımının en büyük yutucusu olan ormanların korunması gerekirken, İstanbul'da orman alanının içine Formula 1 pistinin yapıldığını kaydeden Ekinci, o dönem gerekli uyarıların yapılmasına karşın bu pistin tamamlandığını ve en çok salınıma neden olan araçların da burada yarıştığını söyledi.

Ekinci, ''O dönem buna alkış tutanların, bugün kürsüden 'küresel ısınma' konuşması yapmasını artık çekemediğini'' ifade ederek, Kyoto Protokolü'nü ABD ile birlikte imzalamayan Türkiye'yi, 2030'da kuraklık, kıtlık, orman yangınları, sıcak hava dalgaları, tarım ve orman alanlarında böcek zararlılarının artışı, ani seller ve turizmde gerilemenin beklediğini bildirdi.

GÖKYİĞİT: ''DÜNYA SERMAYEDEN YEMEYE BAŞLADI''

TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Nihat Gökyiğit de dünyada büyük bir telaş ve endişe yaşandığını belirterek, insanların doğal varlıklar, toprak, su, hava, yeşil örtü ve biyolojik çeşitliliğin yenilenmesine imkan vermeyerek, onları yok etmeye başladığını söyledi.

''Dünya sermayeden yemeye başladı. Bunu da son 50 yılda yaptı. Buna 'iflas' denir'' şeklinde konuşan Gökyiğit, şöyle devam etti:

''Doğal dengeyi, eko sistemi bozmaya başladık. İklim değişikliği geldi çattı. Küresel sıcaklık, su sıkıntısı, kuraklık, açlık, doğal afetlerde artış, biyolojik çeşitlilikte azalma başladı. Dünyada kullanılabilen tarım alanlarının üçte biri yok oldu. Meraların yarıdan fazlası çölleşti. Bazı büyük nehirler denize ulaşamaz oldu. Yer altı su seviyeleri süratle düşüyor. Sulak alanlar ve göller süratle kurumakta. Doğal afetlerin sayısında 4 kat artış, şiddetinde ise 15 kat artış var. Giderek de artıyor. Çare; nüfus artışını, aşırı tüketim ve israfı önlemek. Bunu mutlaka gerçekleştirmeliyiz.''

GÖKSU: ''İSTANBUL, SU FAKİRİ BİR ŞEHİR''

İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Göksu da İstanbul'un su kaynağının bulunmadığını, yağan yağmurla kışın baraj havzalarında biriktirilen suyun, yazın kullanıma sunulduğunu söyledi. Göksu, ''İstanbul, su fakiri bir şehir'' dedi.

Barajlardaki mevcut su miktarının, geçen yıl aynı dönemde yüzde 52 iken, şu anda yüzde 42.4 olduğunu belirten Göksu, ''Bu sene, geçen seneden daha kötü durumdayız. Eğer İstanbul halkı suyu tasarruflu kullanmaya devam ederse, Melen'den de su geldiği için İstanbul'da su sıkıntısı olmayacak'' dedi.

Konuşmaların ardından, kurultayın düzenlenmesine katkılarından dolayı İstanbul Valisi Muammer Güler, Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, diğer kurum ve kuruluş temsilcileri ile forum konuşmacılarına plaket sunuldu.

Kurultayın sonuç bildirgesi daha sonra hazırlanarak basına açıklanacak.