Hepimiz görmek istediğimizi görürüz. Çünkü bizi mutlu edecek odur. Ya da hayatımızı düzene sokmak isterken, görmek istediğimiz gibi kendimizi şekillendirmek o an için bizi mutlu eder. Keyfimiz yerine gelir, "Artık sıkıntımız yok, bu yolda devam edelim. İşte yol haritamız" deriz. Ve böylece kendi gerçeğimizi yaratırız. Oysa tek bir gerçek vardır. O da bazen bizim planladığımız ya da görmek istediğimiz gibi olmadığı için bizimle yolu çakışmaz. O nedenle bazılarımız yanılır, bazılarımız da günün sonunda haklı çıkarız. Ya da güzel bir düşten uyanır gibi sarsılır ve gerçekle yüzleşiriz...
En çok da siyasetteki gerçek kafa kurcalayıcıdır Ankara'da olanlar için. Ya da Ankara'yı ve siyaseti izleyenler için. Baksanıza daha düne kadar Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aralarının açık olduğunu sağır sultana bile duyuranlar varken bugün, Erdoğan'a ve AK Parti'ye gelecek olası bir cezanın Abdullah Gül'e yansımalarının olumsuz olabileceğini kulislerde konuşmaya başladık. Nitekim Gül'ün bu kaygıları yavaş yavaş siyaset kulislerine düştü. Yani kulislere göre "AK Parti'nin olası bir ceza alması durumunda Gül'ün Çankaya Köşkü'nde oturması da tartışmaya açılabilir mi" deniyor. Evet, açılması mantığa ters değil. Öyle bir durumda istenirse bu yapılabilir. Gerçeğe ve duruma çok aykırı değil. Ancak daha düne kadar Emine Erdoğan ile Hayrünnisa Gül arasındaki ayrışmayı ve bunun nasıl Erdoğan ve Gül'ü karşı karşıya getirdiğini, hatta kapatma davasında Gül'ün Erdoğan'a nasıl tuzak kurduğu bu kulislerde konuşuluyordu.
Gözünden kaçmış
Yine dün kabinenin önemli bir bakanı "uzlaşma"dan söz ederken, yine bugün bir başka "meçhul" ya da "utangaç" (Adını açıklamadan bilgi sızdırmayı alışkanlık haline getirdiğine göre) bugün AK Parti'nin kapatılacağının kesinleştiğini(!) söyleyebiliyor. Yine o "meçhul" bakan için, "Ara dönem başbakanı olur. Erdoğan'ın yerine oynuyor" diye kulisler kaynatılırken 19 Mayıs'ta Başbakan Erdoğan'ın gözünden rahatsız olması sebebiyle Erdoğan ona, "başbakanlık vekâleti" verebiliyor! Diyeceksiniz ki, "E gözünden rahatsız ya, gözünden kaçmıştır!" Ne diyebiliriz ki?
Bu arada madem gözden kaçmışlara değinmişken, Fikri Sağlar'ın iddialarını gözden kaçırmak olmaz. Böyle durumlarda çok önem verdiğim birisi bana çözemediğim konuları sorgularken "bunun sonuçları en çok kime zarar verir ya da kime fayda getirir" noktasından olaya bakmayı öğretti. Fikri Sağlar'ın iddiaları en çok Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmaya yönelikti. Bu nedenle de TSK, çok önemli ifadelerle bu iftiraya cevap vermiştir. Ve yine böyle bir iftira görevdeki bir Genelkurmay Başkanı için ilk kez yapılmıştır.
Paşaların gündemi
Bu konuda iki şeyi hatırlamakta fayda görüyorum. Genelkurmay Başkanlığı seçimleri ilk kez Hüseyin Kıvrıkoğlu Paşa döneminde tartışmalı hale geldi. Hoş daha önce Çevik Bir döneminde de bu tür dedikodular olmakla birlikte, Kıvrıkoğlu'nun süresinin uzatılması konusu, devletin üst birimlerinde günlerce konuşuldu ve tartışıldı. Nitekim geçen günlerde kendisi de yaptığı bir açıklamada bunu doğruladı. Doğrulamakla da kalmadı, bazı komutanların nasıl ve nerelere neden gelmesi veya gelmemesi gerektiğini söyleyerek adeta TSK içerisindeki dengeleri ve farklılıkları da ilk ağızdan kamuoyuna duyurmuş oldu.
Ne alakası var demeyin. Bugünlere, dünlerin inşası ile gelindi. Derken, özellikle Türkiye'deki artık onlara ne yazık ki, "katı laikler" deniyor. Hilmi Özkök'ün AK Parti hükümetine haddini bildirmediğinden hareketle ümitlerini Yaşar Büyükanıt Paşa'ya bağladılar. Dolayısıyla Büyükanıt Paşa da tam onların karşıtları için korkulu rüya haline geldi. Ve ne olduysa ondan sonra oldu. AK Parti yanlıları -o dönemi birlikte hatırlayalım- Yaşar Paşa'nın Genelkurmay Başkanı olamayacağını çünkü AK Parti ve Başbakan'ın elinde paşa ile ilgili çok büyük yolsuzluk dosyalarının bulunduğunu kulislerde yoğun konuşur oldular. Tam da bu noktada Başbakan Erdoğan teamüller dışına çıkarak, 30 Ağustos'u bile beklemeden bakanlar kurulu kararıyla Büyükanıt Paşa'yı bu göreve atadı ve kafalar karıştı. Ancak süreç farklı işledi. Büyükanıt Paşa'dan AK Parti için "darbe" yapmasını bekleyenler süreç içinde hayal kırıklıkları yaşadı.
Dolmabahçe zirvesi
Ancak tam bu günlerde demokratik bir ülkede kimsenin içeriğini asla bilmeyeceği bir "Dolmabahçe Zirvesi" yaşandı! Zirveye ilişkin de Başbakan ve Genelkurmay Başkanı dışında kimse bugüne kadar bir şey bilmedi. Hükümet yanlıları ve diğer taraftakiler, bu zirvede herkesin eteğindeki taşı döktüğüne inandı. Ve herkes görmek istediklerini beklemeye başladı.
Tek bir gerçek vardı ama herkes görmek istediği gerçeği göremeyince hayal kırıklıkları birikti. Günün sonunda Büyükanıt o beklenen şahin duruşu gösterememişti. Ve bugün Paşa'nın görev süresinin sonuna doğru kulislere, "Büyükanıt'ın önüne Erdoğan dosya koyunca böyle oldu" cümleleri taşındı. Oysa zirvenin yapıldığı günlerde, "Büyükanıt, Başbakan'a TSK'nın taleplerini iletti. Göreceksiniz, bundan sonra hayat daha farklı olacak" deniyordu.
Ya şimdiki kulislere ne demeli? "Hükümet, İlker Başbuğ Paşa'yı Genelkurmay Başkanı yapmayacak çünkü onun defosu yok. O nedenle Büyükanıt Paşa'nın süresi uzatılacak. Biliyor musunuz İlker Paşa nasıl şahin göreceksiniz? İlker Paşa gelsin o zaman AK Parti kalır mı bakalım?" Evet evet, acı çok acı ama Ankara kulislerinde bu cümleler dolanıp duruyor. Madem Fikri Sağlar bile bu cümlelerden hareketle Türkiye gündemine oturabiliyor. Evet Ankara kulisleri bu kadar absürd ve abuk bir ton dedikodu ile çalkalanıyor.
Söylemek istediğim şu ki, Başbakan gözünden kaçanları hazır gözünden rahatsız evde dinlenirken iyi görebilmeli. Ben hiçbir şekilde ihtimal vermiyorum -yazımın başında da söylediğim gibi- tek bir gerçek olduğuna inanıyorum ama herkes gerçeği görmek istediği gibi görüyor. Ama unutmamakta fayda var ki; ülkeyi yönetenlerin, ülke adına o gerçeği ve o doğru gerçeği, herkese anlatma yükümlülükleri vardır.
Nuray Başaran/Referans Gazetesi
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...