Orgeneral Büyükanıt ne diyor? Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt “Laiklik ve Cumhuriyet dışında model arayanlara izin verilmeyeceğini” söyledi...
İşte bu kadar, söz budur.
Harp Akademileri’nde birçok ülkenin askerlerinin de katıldığı toplantı vardı ve Komutan orada, “Türkiye Cumhuriyeti'ni hiçbir gücün biat ettiremeyeceğini” net biçimde belirtiyordu. Sabah saatleriydi ve Orgeneral Büyükanıt'ın üzerinde askeri elbisesi vardı.
Aynı günün akşam saatleri Harbiye Orduevi.
Sabah toplantıya katılanlar ve “yerli” davetliler ve de pek tabii matbuat orada ağırlanıyor.
Komutan “sivilleri” giymiş, konuklarla konuşuyor sohbet yumuşak.
Öyle kapatma-yasaklama mevzuları yok da muhabbete hakim olan Polat Alemdar!..Yani ünlü “Vadi'nin konsepte uygun” olarak yön bulan yiğidi. (Malumunuz bu abi, günün mana ve önemi gereği cemaate intikal edip Ergenekon’a karşı huruç halindedir...)
Yani şimdi,Komutan ile “Polat Alemdar” muhabbeti de neyin nesi derseniz, ilginç durum şudur.
Diyor ki; “Filmde rol almışım!..”
Allah Allah!?.
“Alemdar Polat var ya, işte onda, ben de varmışım!..”
Komutan'a haber gelmiş: “Bu akşam ki bölümde Genelkurmay Başkanı’na bir suikast hikayesi varmış!..”
Hikâyeye göre, Genelkurmay Başkanımıza eşkıya suikast düzenliyor!..
“Beni Muro kurtarıyormuş!..”
Muro kim?.. PKK itirafçısı... Bu, çok stratejik bir rol. Roldeki karakter, iktidarın PKK politikasını topluma kabul ettirmek için yaratılmış bir kimlik... (Her PKK'lı kötü değildir, altın yürekli sempatık çocuklar da vardır, hani. Bir de; ufak bir bilgi eksikliği “kurtarıcı” Muro değil bir başka tip imiş...)
Peki Komutan bu duruma memnun mudur!!? Yani, yorumunu söylemesem daha iyi!..Yalnız, iktidar stratejisyeni izdüşümü taşıyan senaristlerin, enjekte edilmek istedikleri meramın farkındalığını bilmeleri faydalıdır!..
Orgeneral Büyükanıt, “Alemdar Polat’ta yer almışız!..” diye anlatırken, konuklardan birinin emekliği hatırlatıp ne yapacağını sormasına gülerek verdiği cevap da çok ilginç...
“Baba filmi çeviririm artık!..”
Genel Yayın Müdürümüz Ufuk Büyükçelebi'ye takılıyor; “Beraber çeviririz !..” Büyükçelebi'nin kıyafeti bu çağrışımı yapıyor, üzerinde tam bir Polat Alemdar kreasyonu var!.. Beyaz ceketi, siyah gömleği, gömleğin düğmeleri açık. Konuklardan bir emekli general, “Orduevine kravatsız girmişsiniz” diye, mevzuya bir inceden ‘muhalefet şerhi’ koyuyor ama bizim müdür, bu saldırılara şerbetli, “Benim kravatım yok ama Atatürk'üm var...” gömleğin yakasını daha da aralayıp boynundaki Mustafa Kemal kabartmalı kolyeyi gösteriyor... “Kravatı Abdullah Gül de takıyor, ben takmayı bıraktım, boynum Atatürk’e emanet” diyor. (Baktım Yaşar Paşa, gene bizim müdürün yanağını okşadı...) Dediğim gibi muhabbet iyi idi...
Komutan’a emekli olunca siyaset yapmasi da önerildi. “Yapamam ki...” dedi. (Sanki yaparım diyenler yapıyor mu!?) devam etti...
“Siyaseti ve ticareti beceremem...Ticaretten de korkarım... Benim bir dayım vardı çok sevdiğim, elindeki avucundaki ile ticaret yapmaya kalktı, battı,Eyüp sultan’da. Beni etkiledi bu durum...”
En çok cerrahlık mesleğine hayranlık duyarmış. “Zor iş, hayat kurtarıyorlar. Bir keresinde GATA’yı ziyaret ediyordum, bir çocuk getirdiler, kafasında koca bir uru... Cerrahlar müdahale edip o uru aldılar, büyük beceri.” Ameliyat zor iştir doğru.
Şu sıralar “siyaseten ameliyatlar” söz konusu ve bu ameliyatları yapan “cerrah” beceresi de aslında müthiştir, lafı gelmişken belirtiverelim...
Komutan'ın “büyük sıkıntısı” var!..
Son yasak gereği, öyle ulu orta sigara içemiyor... Sohbet koyu idi ama ama etrafta bir kuytu aramağa başladı!.. “Şöyle bir kenar boşluk olsada bir sigara içse!..”
“Ben bu sigarayı bir askeri okul öğrencisi iken gizli gizli içerdim, bir de şimdi Genelkurmay Başkanı olarak...”
Alemdar Polat'ın ekibinin Komutan’ı kurtarma operasyonu ne kadar gerçekçi oldu izleyemedik... Ama öğrendiğimize göre, Alemdar Bey'in ‘Kötü adam İskender’ (Ne zaman adı geçse karnım acıkıyor!) ile şöyle bir muhabbeti olmuş;
İSKENDER: Mustafa Kemal, bu ülkeyi kurarken nasıl işbirliği yaptıysa, ta ki bağımsızlığı alana kadar ben de onlarla işbirliği yaparım.
POLAT ALEMDAR: Mustafa Kemal 1919'da Samsun’a çıktı, Washington’a değil.
Orgeneral Büyükanıt’ın gölgesi bile Polat'ı cemaatten, Mustafa Kemal’e doğru çekmeye yetmiş!.. Darısı siyaseten ayak sürüyenlere!.. Orada, o gece “birincil” komutanlar, siyasete pek girmediler de.
“Tayip Erdoğan’ın yasaklanıp Gül-Babacan birlikteliğinin iktidarı yürüteceği" teorisine bir emekli korgeneralin ilginç tepkisi vardı.
“Affedersiniz, adama valdeniz güzel mi diye sormazlar mı peki !?.”
Siyaseten muhabbet bu idi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...