Toktamış Ateş'in köşe yazısı
CHP’nin hali
Basınımızın kimi köşe yazarlarında, ilginç bir alışkanlık başladı. Durup, durup; CHP'ye çatıyorlar. Elbette basının, ana muhalefet partisini eleştirme hakkı, hatta sorumluluğu var ama kimi zaman bu eleştiriler, insaf sınırlarını zorluyor.
Yapılan eleştiriler, haksız mı? Elbette, haklı eleştiriler de dile getiriliyor. Fakat bu eleştiriler, "yapıcı" olmaktan çok, "yıkıcı" eleştiriler. Hele, gırtlağına kadar cehalet çukurlarına batmış kimi zavallılar, CHP'ye eleştiri yöneltmiyorlar mı, müthiş rahatsız oluyorum.
* * *
Görebildiğim kadarıyla, CHP'deki rahatsızlığın temel nedenlerinden biri, Sayın Önder Sav'ın uyguladığı parti içi politikalar oluyor. Önder Sav'ı hiç tanımam. Ne karşılaştım, ne konuştum. Fakat uygulamalarının, partinin çıkarları doğrultusunda olmadığını, açıkça görebiliyoruz.
Örneğin, Sayın Eşref Erdem'in; bir anlamda partiden kopmasının, nasıl açıklayabiliriz? Aynı zamanda, hısmım ve hemşerim olan sevgili Eşref Erdem, tüm yaşamını CHP'ye hasreden bir siyasetçiydi. Nasıl oluyor da, böyle bir "militan ruh", partiden kopabiliyor? Bunun açıklanması gerek...
* * *
Bugün CHP'nin dış politika ve ekonomik politikasına yön verenler, ya da yön vermesi gerekenler; bu konuda, Türkiye'nin yetiştirdiği en seçkin isimler.
v Örneğin, Washington'da yıllarca büyük elçiliğimizi yapan Sayın Şükrü Elekdağ ve Bonn'da büyük elçiyken, hayran olduğumuz Onur Öymen; neden CHP'nin dış politika vizyonunu, güncel bir yapıya kavuşturamıyorlar acaba?
Acaba, bu değerli diplomatlarımız mı, Sayın Baykal'ın etkisinde kalıp, onun vizyonunu dile getirmek için çırpınıyorlar; yoksa Sayın Baykal mı, bu diplomatların etkisinde kalarak, dış politika hedeflerini belirliyor?
Aynı şey, ekonomik politikalar için de geçerli. Hele SSK Genel Müdürü iken hayran olduğum Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "çıkışlarını" anlamakta, çok zorlanıyorum. Sevgili Esfender Korkmaz'ın neden hiç sesi çıkmıyor?
* * *
Milletvekili adaylarının belirlenmesi sırasında yapılan hataları, anlatmakla tüketemedim.
CHP'nin Kadıköy'deki yükünü, önemli ölçüde sırtlanan bir İnci Beşpınar, neredeyse dışlanırken; Necla Arat ve Nur Serter'e, seçilebilecek yerlerde şans tanınması, tek kelime ile skandaldır.
Bu iki meslektaşım hakkında, şimdiye dek bir şeyler yazmadım, bugün de yazacak değilim. Fakat öğrenciliğinden beri tanıdığım Nur Serter'in, Atatürkçülük anlatması, tam bir kara mizah. Geçmişi ile ilgili kimi satırbaşları, yazılı basınımızda yer almaya başladı. Bunları nasıl açıklayacağını, çok merak ediyorum.
* * *
Peki Deniz Baykal, CHP liderliğinden ayrılırsa, CHP için daha mı iyi olur?
Atalarımız, "gelen gideni aratır", demiş. Bu deyimin, CHP için de doğru olacağından korkarım. Sayın Mustafa Sarıgül'ün CHP'den ihracını, bir demokrasi ayıbı olarak görüyorum. Fakat CHP'nin başına geçerse, daha iyi bir CHP görebilir miyiz acaba? Pek sanmıyorum.
Evet, Şişli'de çok başarılı oluyor. Fakat örneğin, bizim Bilgi Üniversitesi'nin Kuştepe'deki binası konusunda, bizlere akla gelmeyecek hakaretlerde bulunmuştu. Bunları, elbette unutmadık. Buna karşılık Beyoğlu'nun AKP'li belediye başkanları ve gene AKP'li Eyüp belediye başkanı; Dolapdere ve Silahtar'daki inşatlar konusunda, çok daha yapıcı ve yardımcı idiler.
Benzer şeyleri, Sayın Haluk Koç için söyleyebiliriz. Samsunlu kimi arkadaşlarımın, çok methettiği Haluk Koç'tan aklımda kalan bir anektot var AKP'nin ilk iktidarı dönemiydi. O zamanki YÖK başkanı Kemal Gürüz, YÖK'e yeni bir yasa getirilmesi konusunda, ağza gelmeyecek şeyler söylüyordu. Bu gibiler, kime güvenirler bilinmez ama; başbakana ağır hakaretler yağdırıyor ve "cehalet"le suçluyordu.
(Belki de kahraman olma isteği vardı).
Recep Tayip Erdoğan, bu eleştiriler konusunda, (kelimesi kelimesine) "Sayın YÖK Başkanı'nı, edebe davet ediyorum", dedi. Ve Haluk Koç, aynı gün basının karşısına geçti: "Sayın hocalarımıza edepsiz dedi, özür dilesin"...
Şimdi bu Haluk Koç, CHP'ye başkan olsa ne olur, olmasa ne olur...
* * *
Ama son seçimde, oy vermemiş olsam bile; benim umudum gene CHP'de. Laikliği ANAP, ya da DP koruyacak değil ya...
Bugün
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...