İstifa kararım henüz yok. Şu anda böyle bir kararım yok demek, hiç olmayacak anlamına gelmez. Ama yarın olacak anlamına da gelmez. Pazartesi günü Ankara'da olacağım ve Sayın Başbakan ile de, üyesi bulunduğum Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nun Başkanı, Dışişleri Bakanı Sayın Gül'den de randevu talep edeceğim. Eğer bir başarısızlık olduğu düşünülüyorsa, bu benim başarısızlığımdır ve bu durumda, saygıyla gereğini yapar istifa ederim. Eğer bu mekanizmanın sonuç vermediği düşünülüyor, bu sistemden umut kesilmişse, zaten onun da gereği yetkili makamlarca yapılır ve bu yapıya son verilir." Bu sözler, gündemin odağındaki isim Emekli Orgeneral Edip Başer'e ait. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın “Koordinatörlük mekanizması olumlu sonuç vermedi" açıklamasının ardından gözler Türkiye'nin PKK ile mücadele Özel Temsilcisi Edip Başer'e çevrilmiş ama o konuşmamıştı. Erdoğan'ın açıklamasından bu yana sessiz kalan Başer BUGÜN'e konuştu. İşte kritik gündeme dair sorular ve herkesin merak ettiği yanıtlar:
Sayın Başer, Başbakan'ın açıklaması sonrası herkes ‘Ne oldu?' ve ‘Ne olacak?' diye soruyor doğal olarak. Sizce ne oldu da böyle bir açıklama geldi? Doğrusu benim hiçbir şeyden haberim yok. Bana bir şey sorulmadı, kimse benimle herhangi bir şey konuşmadı ve bu beyanatta bulunuldu. Ben de bilemiyorum ne olduğunu. Sayın Başbakan ile görüşme yapabilmiş değilim henüz.
PAZARTESİ ÖNEMLİ GÜN
Peki ne olacak?
Ne olacağını şu anda bilmek mümkün değil. Başbakan ile görüşeceğimi tahmin ediyorum. Pazartesi Ankara'da olacağım ve randevu talebinde bulunacağım. Eğer programı uygun olursa kendisiyle görüşeceğim. Ayrıca Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile de görüşmeyi planlıyorum.
İstifa edecek misiniz? İstifayı düşünüyor musunuz?
İstifa kararım henüz yok. Şu anda böyle bir kararım yok demek, hiç olmayacak anlamına gelmez. Ama yarın olacak anlamına da gelmez.
O zaman, Erdoğan ve Gül ile yapacağınız görüşmeler belirleyecek yani durumu, öyle diyebilir miyiz?
Bakın, yapılan açıklamanın şeklini tam olarak bilemiyorum tabii. Ama eğer basında çıktığı gibiyse, fevkalade üzülürüm. Yani şimdi durumu şöyle görmek lazım: Eğer bir kurumun işe yaramadığı söyleniyorsa, bir kurum başarısız oldu deniliyorsa, bu, dolaylı olarak o kurumun başta yöneticisi ve içinde yer alan kişiler başarısız oldu demektir. Benim burada zaten iki arkadaşım var sadece, başka da kimse yok. Eğer böyle bir başarısızlık görülüyorsa, o başarısızlık o iki arkadaşıma da değil, sadece bana aittir. Durum böyleyse, hemen saygıyla gereğini yapar istifa eder, yerimi başarılı olacak bir arkadaşıma bırakır giderim. Ya da, ikinci ihtimal, eğer bu mekanizmanın sonuç vermediği düşünülüyor, bu sistemden umut kesilmişse, zaten onun da gereği yetkili makamlarca yapılır ve bu yapıya son verilir. Durumun gerçekte tam olarak ne olduğu, zannederim bana söylenecektir.
AFERİN BEKLEMİYORUM
Sayın Başer, size göre durum nedir? Mekanizma olumlu sonuç vermiyor mu gerçekten? Ya da sizce başında bulunduğunuz birimin başarısızlığı söz konusu mu?
Öncelikle benim kendi kriterlerim var. Her şeyden önce, ben bu görevi hiç kimse için yapmıyorum, hiçbir şahıs için de, kendim için de yapmıyorum. Biz kimseden aferin ya da alkış almak gibi bir derdimiz yok. Hiçbir maddi karşılığı da yok. Öyle bir beklentim ya da talebim de yok. Bu önemli konuda küçük bir katkımız olur mu diye uğraşıyoruz. Açıkçası henüz ümidimi kaybetmiş değilim. Hala çok küçük de olsa bir şeyler elde edebilme şansı görüyorum. Artık gidilemeyecek bir noktaya geldiğimizde zannederim en iyi ben görürüm bunu. İlk gün de söylemiştim, yine söylüyorum; bu mesele çok karmaşık, öyle konuşulduğu kadar kolay değil. İç ayda bunun çözümü mümkün değil.
Özel temsilcilik mekanizması, dolaylı olarak Türkiye'nin terörle mücadelesinde zafiyet mi yaratıyor? Böyle bir düşünce mi var?
Bakın bu yapı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, bağımsız devlet olarak karar verme ve uygulama hakkına halel getirmez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti eğer gerek görüyorsa ve koşulları uygunsa, herhangi bir yerdeki, herhangi bir kişiyi alır, tabiri caiz ise, paketler getirir. Bu işi yapacak olan kurumların bu hakkı bakidir, buna ABD dahil kimse karışamaz, müdahale edemez. Bunu, Amerikalı muhatabıma (Ralston) ilk görüşmemizde çok açık olarak söylemiştim. "Türkiye Cumhuriyeti Devleti herhangi bir zamanda, herhangi bir adımı atabilir, atar" demiştim. Kendisi de, "Bundan daha doğal bir şey olamaz" demişti.
ÜZÜLMEDİM DİYEMEM...
Yaşanan gelişme ile ilgili duygunuz nedir? Kırgın mısınız, üzgün müsünüz?
Açıkçası, beni üzen nokta şu: Keşke daha başka türlü olsaydı. Yani eğer, tekrar ediyorum, ifade şekli eğer basında çıktığı gibiyse, bu doğrudan bana telefonla ya da yüz yüze söylenebilirdi diye düşünüyorum. Ben hep söylüyorum; bin tane Edip Başer feda olsun bu memlekete. Biz aziz milletimiz için çaba sarf ediyoruz. Az önce anlattım konuya bakışımı. Ayrıca, durumun ivediliğini, bizim siyasi yetkililerimiz ve askeri otoritemizin ötesinde Türk milletinin çok acil beklentisi olduğunu hep söylüyoruz biz Amerikalı muhatabımıza. Siyasetçilerimiz ya da askeri yetkililerimizin, milletimizin isteğini seslendirdiğini hep vurguluyoruz.
Murat ÇELİK -BUGÜN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...