Medyada haberciliği öldüren ahbap çavuş ilişkisi sanıldığı gibi sadece kişisel değildir. Bir de reklam veren-yayıncı ilişkisi vardır ki bu durum birçok haberi yok hükmüne bürür. Ya hiç yapılmaz, ya da yapılsa bile o haberden hiçbir şey anlamazsınız.
Mesela dün yapılan bir haber: Muğla Sarıgerme’deki bir otelde bir turist çiftin 11 yaşındaki kızları otelin havuzundaki su parkında havuzun dibindeki havalandırma motoruna saçlarını kaptırdığı için hayatını kaybetti.
Haberin olmazsa olmazları 5N1K olarak geçmiştir literatüre. Ama bu habere baktığımızda 5 N’den biri olan “Nerede?” sorusunun eksik bırakıldığı hemen göze çarpıyor. Nerede sorusunun yanıtı olarak muhit veriliyor belki ama özellikle o otelin ismini öğrenemiyoruz.
Neden? Belki de bu sorunun yanıtı haberde geçen bir ifadede saklı: Lüks bir otelde…
İşte hayatın sadece siyasetten ibaret olduğunu sanan ve bizim de öyle sanmamızı sağlayıp geri kalan tüm yaşamsal konuları radardan uzak tutan üst akıl böylesi hayati detayları görmememizi öğrettiği için bu detayı koca Türkiye’de sadece bir kişi fark etti: Hürriyet yazarı Mehmet. Y. Yılmaz.
Yılmaz, haklı olarak isyan etti bu saklama çalışmasına: “… Belli ki otelin şöhretini korumak için ismini gizlemişler. Bu, utanç verici. Oysa gazetecinin sorumluluğu okuyucuya karşıdır. Otelin adı yazılmalıydı ki, çocuğunu alıp oraya gitmeyi planlayanlar bir kez daha düşünsünler. “ Ve isyanını sürdürdü Yılmaz.
Ve kimsenin dönüp bakmadığı böylesi önemli bir detaya köşesinde yer verdiği için KAZANDI!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |