Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İslam Konferansı Teşkilatı Başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu ile görüştü. İhsanoğlu, Başbakan Erdoğan'a, Mekke Ümmü'l-Kurra Üniversitesince fahri doktora unvanı verilmesi dolayısıyla düzenlenen törende AA muhabirine açıklamada bulundu. Erdoğan ile yaptığı görüşmede başta Libya olmak üzere bölgesel sorunlar, İKT-Türkiye ilişkilerini ele aldıklarını söyleyen Genel Sekreter İhsanoğlu, ayrıca Başbakan Erdoğan'a Libya konusunda İKT'nin girişimleriyle ilgili bilgi verdiğini dile getirdi.
13.10: ARNAVUTLUK BAŞBAKANI BERİŞA:"LİBYA'YA OPERASYONU DESTEKLİYORUZ"
Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa, Libya'daki hava operasyonunun Güvenlik Konseyi kararı ve Arap Birliği'nin isteğiyle yapıldığını belirterek, "Biz de Arnavutluk hükümeti olarak uluslararası yasal haklılığı olan bu operasyonu destekliyoruz" dedi.
Berişa gazetecilere yaptığı açıklamada, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin kendi vatandaşlarına saldırılar düzenlediğini ifade ederek, koalisyon güçlerinin Libyalıların yaşam hakkını savunduğunu bildirdi. Berişa, "Libyalılar, serbest iradeleriyle kaderlerini belirleme hakkına sahip olmalıdır. Baskı rejiminin ne olduğunu biz biliyoruz. Bu yüzden Arap ulusunun özgürlük özlemlerini çok iyi anlıyoruz" diye konuştu. Sali Berişa, Akdeniz'de kalıcı barış, özgürlük ve istikrarın sağlanması için koalisyon güçlerine her türlü kolaylığı sağlamaya hazır olduklarını da söyledi.
13.06: HİNDİSTAN HAVA AKINLARININ DURDURULMASINI İSTEDİ
Hindistan Dışişleri Bakanı S. M. Krişna, Libya'ya hava akınlarının durdurulmasını istedi.
Hintli Bakan, saldırıların masum sivilleri, yabancı vatandaşları ya da diplomatik misyon üyelerini vurma riski bulunduğunu belirttiği basın toplantısında, "Sürmekte olan hava akınlarından üzüntü duymaktayız" diye konuştu. Press Trust of India ajansındaki habere göre, Bakan, "Hindistan bütün tarafları sorunları çözmek için güç, tehdit ve şiddete başvurmaktan vazgeçme çağrısında bulunmaktadır. Sanırım şu anda acil olan silahlı çatışmaya son vermektir" dedi.
12.46: ALMANYA OPERASYONA KATILMAMA KONUSUNDA ISRARLI
Libya konusunda NATO'da olduğu gibi AB içinde de görüş ayrılıkları sürerken Almanya, Arap Birliği'nden gelen eleştirilerin kendilerini haklı çıkardığını savundu. Libya'ya operasyon konusunda Batıyla ayrı düşmekle eleştirilen Almanya'nın Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, AB'li mevkidaşlarıyla toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, "Riskleri hesaplayarak Alman askerleriyle katılmamaya karar verdik. Müdahalenin daha üçüncü gününde Arap Birliği'nin bu müdahaleyi eleştirmesi bence iyi nedenlerimizin olduğunu gösteriyor" dedi.
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, dün Kahire'de yaptığı açıklamada "Yaşananlar uçuşa yasak bölge hedeflerinden farklılaşıyor. Bizim istediğimiz sivillerin daha fazla bombalanması değil onların korunması" ifadesini kullanmıştı. İspanya Dışişleri Bakanı Trinidad Jimenez ise Libya'da uçuşa yasak bölge uygulanmasını ve sivillerin korunması için tüm önlemlerin alınmasını öngören BM Güvenlik Konseyi kararına uyumun aynı zamanda askeri önlemleri de içerdiğini kaydederek, sözlerine açıklık getirmesi için Amr Musa'yla konuşmaya çalışacağını belirtti.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Aleksandır Stubb da Arap Birliği'nin eleştirilerinin abartıldığını savundu. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ise hafta sonunu toplantılarla geçirmesine rağmen Libya konusunda karar alamayan NATO'dan hızlı davranmasını istedi.
Asselborn, Libya'ya işlerin kötü gitmesi halinde müdahale eden koalisyonun sorumluluğu NATO'ya devretmek isteyeceğini belirterek, "Şimdiden kimin ne yapacağına karar vermeliyiz. Çünkü koalisyon ve NATO arasındaki bu oyun tüm uluslararası topluma zarar veriyor" diye konuştu. AB dışişleri bakanlarının Libya'ya yeni yaptırımlar ve insani yardım faaliyetlerinde güvenliğin sağlanması konusunda kararlar alması bekleniyor.
12.06: IRAK'TAN LİBYA'YA MÜDAHALEYE DESTEK
Irak, uluslararası güçlerin Libya'ya müdahalesine destek verdiğini bildirdi. Irak hükümet sözcüsü Ali El Debbağ, Libya'ya müdahale konusunda Irak'ın pozisyonunu soran Reuters muhabirine verdiği yanıtta, "Irak hükümeti, Libya halkını korumak için gösterilen uluslararası çabaları destekliyor" dedi.
12.00: AMR MUSA: "BM KARARINA SAYGI DUYUYORUM"
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Batılı güçlerin Libya'ya yönelik harekatından kaygı duyduğu yönündeki açıklamasının ardından bugün de Libya'ya askeri harekata yetki veren BM kararına saygı duyduğunu söyledi.
Musa, Kahire'de yaptığı açıklamada, "Arap Birliği'nin tutumu, Libya'nın üyeliğini dondurduğumuz ilk andan itibaren kesin. Biz o zaman BM'nin uçuşa yasak bölge uygulamasını istedik. BM kararına saygı duyuyoruz ve bu konuda bir anlaşmazlık yok" dedi.
Kendilerini sivillerin korunmasının ilgilendirdiğini, BM kararının da bununla alakalı olduğunu kaydeden Musa, "Sivillerin korunması için çalışmaya devam edeceklerini, herkese de herhangi bir askeri harekatta bunu dikkate almaları çağrısında bulunduklarını" belirtti.
Musa dün yaptığı açıklamada, Batılı güçlerin Libya'ya yönelik müdahalesini, amacının dışına çıktığı gerekçesiyle eleştirmişti.
Koalisyon ülkelerinin uçuşa kapalı bölge oluşturulması amacından uzaklaştığını kaydeden Musa, "Libya'da olanlar uçuşa yasak bölge oluşturulması amacından farklıdır. Bizim istediğimiz sivillerin korunmasıdır, başka sivillerin bombalanması değil" demişti.
11.58: AB'DEN LİBYA'YA YENİ YAPTIRIMLAR SİNYALİ
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Libya'ya "ekonomik yaptırımlar, siyasi destek ve insani konularda AB'nin daha neler yapabileceğini" konuşacaklarını söyledi.
Ashton, AB dışişleri bakanları toplantısından önce yaptığı açıklamada, AB'nin özgürlük ve demokrasi yolunda Libya halkına güçlü ve kalıcı desteğini vurguladı.
Ashton, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın, uluslararası koalisyonun Libya'ya operasyonunu eleştiren sözlerinin yanlış aksettirildiğini savundu.
Amr Musa, dün Kahire'de yaptığı açıklamada "Yaşananlar uçuşa yasak bölge hedeflerinden farklılaşıyor. Bizim istediğimiz sivillerin daha fazla bombalanması değil onların korunması" ifadesini kullanmıştı.
AB, BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararının ardından Libya lideri Muammer Kaddafi'yle yakınları ve diğer üst düzey yöneticilere seyahat yasağı getirip mal varlıklarını dondurmuş ve devamında ilave yaptırımlara başvurarak merkez bankası ve kamu yatırım fonu dahil 5 finans kuruluşunun varlıklarını dondurmuştu.
AB diplomatları, Libya'yı petrol gelirlerinden de mahrum bırakacak yeni ilave yaptırımlar üzerinde çalışmayı sürdürüyor.
11.51: KADDAFİ YANLISI GÜÇLER MİSRATA'DA 7 KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ
Libya'da Muammer Kaddafi yanlısı güçlerin, muhaliflerin elindeki Misrata kentinde 7 kişiyi öldürdüğü bildirildi.
Muhaliflerin sözcüsü, sivil giyimli Kaddafi yanlısı güçlerin Misrata'nın merkezinde olduklarını belirterek, Kaddafi güçlerinin 7 kişiyi öldürdüğünü ve yakındaki kasabalardan insan kalkanı oluşturmak için sivilleri getirdiklerini söyledi.
Sözcü, kentin Kaddafi güçleri tarafından kuşatma altında olduğunu ifade etti.
11.49: ÇEÇENİSTAN DEVLET BAŞKANI KADİROV, ''AMERİKAN SAVAŞ MAKİNESİNİ'' KINADI
Çeçenistan Devlet Başkanı Ramazan Kadirov, Libya'ya başlatılan müdahale sonrasında, ''Amerikan savaş makinesini'' kınadığını açıkladı.
İnterfaks ajansının haberine göre Kadirov, ''ABD ve müttefiklerinin savaş makinesi işlemeye başlamıştır. Bu mekanizma böyle durmaz. Afganistan ve Irak operasyonları iyilik yapma bahanesiyle başlamıştı. Milyonlarca insan öldü, kentler köyler harabeye döndü, ekonomi çöktü ve insanlar acıların sonunun geldiğini görmedi'' ifadesini kullandı.
Kadirov, Rusya'nın Libya konusundaki bakış açısına tamamen katıldığını da kaydetti.
11.36: MISIR'DA KADDAFİ YANLILARI MUHALİFLERLE ÇATIŞTI
Mısır'ın başkenti Kahire'de Libya lideri Muammer Kaddafi taraftarları, Arap Birliği önüne gelen Libyalı muhaliflerle çatıştı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a fisiki saldırıda bulunan öfkeli Kaddafi taraftarları, muhalifleri linç etme girişiminde bulundu. Yetkililer, Arap Birliği binasının çıkışında saldırıya uğrayan Ban'ı dışarı çıkarmak istiyor, ancak bunda başarılı olamıyor. Kaddafi taraftarları Arap Birliği binasının tüm girişlerini sarmış durumda bulunuyor.
11.26: BM GENEL SEKRETERİNE MISIR'DA SALDIRI
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Kahire'de Arap Birliği'ni ziyaret ettikten sonra, bina önünde gösteri yapan öfkeli Muammer Kaddafi taraftarlarının fiziki saldırısına uğradı. Mısır'ın başkenti Kahire'de Kaddafi yandaşlarının fiziki saldırısına maruz kalan Ban'ı, güvenlik kuvvetleri kurtardı. Ban Ki-mun, ana giriş kapısından yeniden Arap Birliği binasına alındı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Mısır'ın başkenti Kahire'de Libyalıların fiziki saldırısına maruz kalmasının ardından, öfkeli kalabalığın gösterisi devam ediyor. Ban Ki-Mun ise gösterilerden dolayı bina içerisinde mahsur kalmış bulunuyor. Göstericiler, Ban Ki-mun'u protesto etmeye devam ederek, ''Bizi dinlemeden buradan gitmeyecek'', ''Allah, Muhammed, Libya ve Kaddafi'' şeklinde sloganlar atıyor. Bu arada, Arap Birliği'nin önüne takviye polis ekipleri geliyor. Bazı polis yetkilileri de Ban Ki-Mun'un binadan çıkarılması için göstericilerle görüşüyor.
11.18: İNGİLTERE DIŞİŞLERİ BAKANI HAGUE, ARAP BİRLİĞİ GENEL SEKRETERİ AMR MUSA İLE GÖRÜŞTÜ
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Arap Birliği'nin, BM kararı çerçevesinde Libya'ya yönelik operasyonu desteklemeyi sürdürdüğünü söyledi.
Hague BBC 4 radyosuna yaptığı açıklamada, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile görüştüğünü ifade ederek, "Musa, tabi ki bizim gibi sivil ölümler konusundaki endişesini dile getirdi" dedi.
Musa'nın, BM kararını ve uygulanmasını desteklemeyi sürdüreceğini ifade eden Hague, "Bence Musa'nın açıklamalarından çok şey çıkarıldı. Arap dışişleri bakanlarıyla dün konuştum. Bu kararın uygulanması konusundaki kararlılıklarında bir değişiklik sezinlemedim" diye konuştu.
Amr Musa, koalisyon güçlerinin Libya'ya yönelik operasyonunu amacının dışına çıktığı gerekçesiyle eleştirmiş ve sivil ölümler konusundaki endişesini dile getirmişti.
Hague BBC'ye açıklamasında ayrıca, koalisyon güçlerinin Libya'da işgalci olmayacağını vurguladı.
Bu arada İngiliz milletvekilleri bugün parlamentoda Libya'ya yönelik operasyonu tartışacak.
İngiltere'de hükümet ve muhalefet operasyona destek veriyor. Ancak muhalefetteki İşçi Partisi lideri Ed Miliband, Libya'ya olası bir kara harekatına karşı olduğunu ifade ediyor.
11.18: KOALİSYON GÜÇLERİ ECDEBİYE KENTİ ÇEVRESİNDEKİ KADDAFİ GÜÇLERİNİ BOMBALADI
Koalisyon güçlerinin, Libya'nın doğusunda stratejik önemdeki Ecdebiye kenti çevresindeki Muammer Kaddafi güçlerini sabah saatlerine kadar bombaladığı bildirildi.
Libyalı muhaliflerden Ahmed El Tir, koalisyon güçlerinin hava saldırısının sabaha kadar sürdüğünü belirterek, muhaliflerin de saat 03.00 (TSİ 03.00) gibi Kaddafi güçlerine karşı saldırı düzenlediğini söyledi.
El Tir ve arkadaşları, hava saldırısının dün akşam kentin doğu girişinde başladığını, batı girişine de hava saldırısı yapıldığını kaydetti.
Nuri Musmari adlı muhalif savaşçı da "Eğer Batıdan daha fazla yardım alamazsak, Kaddafi güçleri bizi çiğ çiğ yiyecek" dedi.
11.17: KİK: "ULUSLARARASI KOALİSYONA KATAR VE BAE DE KATILIYOR"
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), üyelerinden Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), Libya'ya müdahale eden uluslararası askeri koalisyona katıldığını bildirdi.
KİK Genel Sekreteri Abdurrahman bin Hamad el Attiye, bölgesel bir güvenlik toplantısı için bulunduğu Abu Dabi'de yaptığı açıklamada, iki KİK üyesinin Libya'ya askeri harekat düzenleyen koalisyonun bir parçası olduğunu belirtti ancak bu ülkelerin rolleri ile savaş uçaklarının harekata katılıp katılmadığı konusunda bilgi vermedi.
10.42: MISIR İLE LİBYA ARASINDAKİ SALLUM KAPISINDA HAREKETLİLİK
Libya'daki Muammer Kaddafi yönetimine karşı koalisyon güçlerinin önceki gün operasyon başlatmasının ardından ülkenin doğusundaki Bingazi'yi terk eden çok sayıda kişi, Libya-Mısır sınırındaki Sallum Sınır Kapısına geliyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Bingazi'den Libyalı ve Mısırlı aileler başta olmak üzere Çad, Sudan, Nijer, Nijerya, Somali ve Bangladeş gibi birçok ülkenin vatandaşları, Sallum Sınır Kapısından Mısır'a giriş yapıyor.
Araçlara istifledikleri önemli eşyalarıyla sınırdan giriş yapanlar, operasyon bitinceye ve ülkede istikrar yeniden sağlanıncaya kadar Libya'ya dönmeyi düşünmediklerini söylediler.
Bingazi'den 4 çocuğu ve eşiyle Sallum'a gelen Mısırlı Hilel Mahcub Ebalaid, AA muhabirine, 5 yıldır Bingazi'de çalıştığını belirterek, çatışmalardan dolayı 15 gündür evlerinden çıkamadıklarını, koalisyon güçlerinin başlattığı operasyon ile ülkedeki gerilimin artması üzerine Bingazi'yi terk etmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının sürekli Bingazi semalarında dolaştığını anlatan Ebalaid, operasyon sırasında özellikle çocuklarının büyük korku ve panik yaşadığını, bu nedenle de ülkeden ayrılmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Ebalaid, Bingazi'den yola çıktıktan sonra Kaddafi'ye bağlı askerlere rastlamadığını kaydederek, yol boyunca Libyalı muhalifler tarafından oluşturulan kontrol noktalarından kimlik göstererek geçtiklerini ve saatler süren yolculuğun ardından sınıra ulaştıklarını anlattı.
Libya'nın El Marc şehrinden Sallum Sınır Kapısına ailesiyle gelen Mardi Saad Harun da yaşadıkları şehrin halen güvenli olmasına rağmen Bingazi sınırında bulunması nedeniyle ülkesine döndüğünü belirtti.
Sallum Sınır Kapısında, iki haftadan bu yana 30 ambulans ve 90 kişilik ekiple 24 saat hizmet veren Mısır Sağlık Bakanlığı görevlileri ise gerek sınırda beklediği süre içinde rahatsızlanan yabancılara, gerekse Libya'dan gelen yaralılara ilk müdahaleyi sınır kapısında yapıyor.
Sağlık görevlileri, Bingazi'den son iki günde 13 yaralının getirildiğini, ateşli silahla yaralandıkları belirlenen bu kişilerin ambulanslarda yapılan ilk müdahaleden sonra Sallum, İskenderiye ve Matruh kentlerindeki hastanelerde tedavi altına alındıklarını söylediler.
Sınır kapısında yabancıların gümrük ve vize işlemlerine yardımcı olan Uluslararası Göç Örgütü (IOM) yetkilileri de 20 kişilik ekiple görev yaptıkları sınırda Çad, Sudan, Nijer, Nijerya, Somali ve Bangladeş gibi birçok ülkeye mensup 6 bin dolayında kişinin 15 günü aşkın süredir ülkelerine dönmeyi beklediğini, binlerce kişinin ise ülkelerine döndüğünü söyledi.
Mısırlı yetkililer, koalisyon güçlerinin operasyon başlatmasıyla daha fazla kişinin gelmesini beklerken, gerek askeri, gerekse diğer konularda tüm önlemleri aldıklarını ifade ettiler.
SINIR KAPISINDA YAŞAM MÜCADELESİ
Bingazi ve diğer kentlerde çeşitli işlerde çalışan, ülkede gerginliğin tırmanmasıyla iki hafta önce Mısır sınırına gelen çok sayıda yabancı da ülkelerine dönmeyi bekliyor.
Yabancılar arasında bulunan kadın ve çocuklar Mısırlı görevliler tarafından sınır kapısındaki binalara yerleştirilirken, erkekler dışarıda kurulan derme çatma çadırlarda ve duvar köşelerinde adeta yaşam mücadelesi veriyor.
Çeşitli yardım kuruluşlarının ve Mısırlı yetkililerin dağıttığı battaniyelerle soğuktan korunan yabancılara, üç öğün yemek ve sağlık hizmeti veriliyor. Zor koşullarda yaşamalarına rağmen Libya'ya dönmeyi düşünmediklerini anlatan yabancılar, ''Savaş ortamından kaçtığımız ve ölmediğimiz için mutluyuz, fakat iki haftadır burada zor koşullarda yaşıyoruz. Buradaki büyükelçiliğe ülkemize dönmek için müracaat ettik. Sıra geldiğinde biz de ülkemize gideceğiz'' dediler.
Sınırda bekleyen vatandaşlarını her gün sınırlı sayıda ülkelerine gönderen Çadlı yetkililer ise kendilerine bugüne kadar yaklaşık 3 bin kişinin müracaatta bulunduğunu, ancak tümünü tek seferde gönderecek imkana sahip olmadıkları için günlük 200 dolayında kişinin transferini gerçekleştirdiklerini ifade etti.
10.41: MİLLİ SAVUNMA BAKANI GÖNÜL: ''BU FAALİYETTE (LİBYA'YA OPERASYON) FRANSA'NIN ÇOK ÖNDE OLMASINI BİZİM ANLAMAMIZ PEK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR"
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Birleşmiş Milletler'in Libya'ya yönelik kuvvet kullanma kararına ilişkin, ''Bu faaliyette Fransa'nın çok önde olmasını bizim anlamamız pek mümkün görünmüyor. BM'nin kararının icracısı gibi olmasını anlamakta güçlük çekiyoruz'' dedi.
Vecdi Gönül, resmi ziyaret kapsamında Türkiye'de bulunan Makedonya Cumhuriyeti Savunma Bakanı Zoran Konjanovski ve beraberindeki heyetle makamında bir araya geldi.
Burada gazetecilerin Libya'daki operasyona ilişkin sorularını yanıtlayan Gönül, şunları söyledi:
''Bu faaliyette Fransa'nın çok önde olmasını bizim anlamamız pek mümkün görünmüyor. BM'nin kararının icracısı gibi olmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Ama sonradan daha net bir şekilde anlaşıldı ki komutada ABD yer almaktadır. Olayın başlamasından önce ve sonrasında Bakanlığımız ve Genelkurmay Başkanlığı muhataplarıyla sürekli görüşüyor. Bilgi almaktadır. Bulunduğumuz nihai durum budur.''
''(LİBYA'YA YÖNELİK OPERASYONA BM'NİN TÜRKİYE'DEN MUHARİPGÜÇ TALEBİ) GÜÇ TALEP EDİLMİYOR, GÖNÜLLÜ ÜLKELER KENDİLERİ ORTAYA ÇIKIYOR, GÖNÜLLÜLÜK ESASI VAR''
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Libya'ya yönelik operasyona ilişkin BM'nin güç talep etmediğini belirterek, ''Güç talep edilmiyor, gönüllü ülkeler kendileri ortaya çıkıyor, gönüllülük esası var'' dedi.
Gönül, resmi ziyaret kapsamında Türkiye'de bulunan Makedonya Cumhuriyeti Savunma Bakanı Zoran Konjanovski ve beraberindeki heyetle makamında bir araya geldi. Ziyaretin basına açık bölümünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gönül, Libya'ya yönelik operasyona ilişkin sorular üzerine, Libya'nın arzu edilmeyen bir şekilde iç bunalıma sürüklendiğini belirtti.
Bunun üzerine Türkiye'nin 20 binin üzerinde vatandaşını iki ateş arasında kalmamaları için Genelkurmay Başkanlığının yaptığı planlama ve Dışişleri Bakanlığının büyük gayretiyle ülkeden çıkardığını anlatan Gönül, ''Sivil ve askeri araçlar kullanılarak bu vatandaşlarımızı Türkiye'ye naklettik. 2 binin üzerinde de yabancı bu arada nakil oldu. Bir başka ülke de 20 bine yakın insanı naklettiğini söylüyor. Arada önemli bir fark var; parayla nakletti o. Yani iş yaptı orada, nakliye. Bizimkisi tamamen bir kamu hizmeti olarak ele alındı. Bu hizmeti yapmamızın fevkalade isabetli olduğu ortaya çıkıyor. O zaman 'iki ateş arasında kalacaklar' diyorduk, şimdi üç ateş söz konusu'' diye konuştu.
Birleşmiş Milletlerin (BM) Libya'ya yönelik önce bir karar alarak problemin çözümü için Libya'ya yol gösterdiğini dile getiren Gönül, ''Gösterdiği yol takip edilmeyince, BM Genel Sekreterliği Güvenlik Konseyi takip edilmediği kanaatine ulaşınca 1973 sayılı kararı aldı. Bu karar, kuvvet kullanmayı ihtiva etmektedir. Alınan karar, NATO kararı değildir, BM kararıdır'' dedi.
Kararın planlanmasını BM'nin askeri biriminin yaptığını bildiren Gönül, BM'nin bazı ülkeleri bu kararı uygulamaya davet ettiğini vurguladı. ''Bugün karşılaştığımız dolay budur'' diyen Gönül, alınan kararın ardından yapılan toplantı sonrası Libya üzerinde söz konusu faaliyetin düzenlendiğini söyledi.
BM'nin, Türkiye'den muharip güç talebinin olup olmadığının sorulması üzerine ise Gönül, ''Güç talep edilmiyor, gönüllü ülkeler kendileri ortaya çıkıyor, gönüllülük esası var'' yanıtını verdi. Gönül, Libya'ya yönelik bazı soruları ise varsayımlara dayandığı ve gerçekleşmediği için yanıtlamayacağını belirtti.
MAKEDONYA'NIN NATO ÜYELİĞİ
Makedonyalı bir gazetecinin ülkesinin NATO'nun gerekli gördüğü özelliklere sahip olmasına rağmen hala üye yapılmadığını belirterek, değerlendirmesini sorması üzerine Gönül, şunları söyledi:
''Makedonya 2,5 sene evvel NATO'nun üyelik için aradığı özelliklere sahip olduğunu ispat etti. 2008 zirvesinde diğer iki Balkan ülkesi ile NATO'nun kendi organları NATO'dan yana üyeliğini uygun gördüğünü zirveye rapor etti. Ancak NATO ittifakla karar almaktadır, bütün üyelerin birleşmesi ile karar almaktadır. Son karar aşamasında bir üyenin karara katılmaması ile karar oluşmadı. Bu itirazı incelediğimizde bir iyi tarafı var. Bu itirazda Makedonya'nın devlet idaresi, insan hakları, hukuk devleti olması, askeri standartları ve diğer hususlarda bir eksiklik ileri sürülemedi. Demek ki bunlarda Makedonya en ileri seviyeye gelmiş. Tek ileri sürülen husus isim. İtirazın hukuki durumunu değiştirmiyor. Bize göre bunun bir gerekçe olması mümkün değil ama itirazın hukuki neticelerini değiştirmiyor. Temenni ediyorum ki en kısa zamanda isim meselesi üzerindeki itilaf tamamlanır ve gerçekten NATO'nun da ihtiyacı olduğu şekliyle Makedonya NATO üyesi olur.''
10.11: FT: "ÖLENLER ARASINDA 3 AYLIK BİR BEBEK DE VAR"
GUARDIAN: "YA SİVİLLER KADDAFİ'NİN YANINDA YER ALARAK SAVAŞMAYA KARAR VERİRLERSE?"
BM kararı çerçevesinde Libya'da operasyon düzenleyen koalisyon güçlerinden İngiltere'de, bugünkü gazetelerinin çoğunun manşetlerinde operasyonla ilgili haberler var.
"Hava saldırıları, çok etkili" manşetiyle çıkan Financial Times (FT) gazetesi, Libyalı yetkililerin, koalisyon saldırılarında 64 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladığını kaydederek, bu kişilerden üç sivil ve 23 askerin Trablus kentinde cenaze törenlerinin düzenlendiğini aktardı. Ölenler arasında üç aylık bir bebeğin de olduğunu belirten FT, cenazeye katılanların bazılarının söylediklerinin Kaddafi'nin yanında savaşma kararlılığında olduklarını ortaya koyduğunu belirtti.
Gazete başyazısında ise, harekata zemin hazırlayan BM kararının çıkmasında büyük rol oynayan Arap Birliği'nin tavrını eleştirdi. Financial Times, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın, "Biz sivillerin korunmasına onay verdik, daha fazla sivilin ölmesine değil" açıklamasını şu satırlarla değerlendirdi:
"Amr Musa yanılıyor. Açıklaması da sorumsuzca. Birleşmiş Milletler kararı sivillerin korunması adına gerekli tüm önlemler için yetki verdi. Batı'yı harekete geçiren sebeplerle ilgili şüphe devam etse de Arap dünyasında bir çok insan Kaddafi'in devrilmesini Batı kadar istiyor. Bunda haksız sayılmazlar. Arap liderleri bu çabaya gereken maddi ve manevi desteği sunmalıdır."
"KADDAFİ İKTİDARDA KALMAYA DEVAM EDEBİLİR Mİ?"
"Libya üzerine savaş yağıyor" manşetini atan Guardian'ın dış politika yazarı Simon Tisdall da operasyonun amacının sivilleri korumak olarak açıklanmasına karşın, gerçek niyetin rejim değişikliği olduğunu dile getirdi.
Kaddafi'nin de bunu gayet iyi bildiği için daha da sertleşeceğini, sivil ölümleri gibi, özellikle Arap dünyasında bölünme yaratacak propaganda fırsatlarını da kaçırmayacağını vurgulayan Tisdall, bekleyen en büyük tehlikenin şu olduğuna dikkati çekti:
"Bu kadar şeytanlaştırdıktan sonra, Batılı liderler Kaddafi'nin iktidarda kalmasına göz yumamaz. Ancak uzak durma sözü verdikleri işgal olmadan da Kaddafi fiilen bölünmüş bir Libya'nın batı ve güneyinin hakimi ve intikam yemini etmiş son derece tehlikeli bir lider olarak hayatta kalacaktır."
Gazete başyazısında ise ülkedeki sivillerin ayaklanıp Kaddafi yönetimini devirebileceği, ancak bu sivillerin Kaddafi'nin yanında yer alıp savaşmaya da karar verebileceklerini kaydetti. Guardian, "O zaman ne olacak?" sorusunu sorarak, bu durumda BM kararının gereği, taraflar arasında ateşkes sağlanması gerekeceği ve bunun da Kaddafi'nin iktidarda kalması anlamına geleceğini aktardı.
FISK: "GERİSİ SAVAŞ ZAYİATI"
Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, Libya lideri Kaddafi'nin uzun süre dayanamayacağı görüşünü dile getirdi.
Kaddafi'nin devrilmesinden sonraki aşamanın önemli olduğunu ifade eden Cockburn, Batı'nın güvenebileceği yerel bir müttefik bulmanın zor olacağına dikkati çekti.
Gazetenin bir diğer deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk de 1986'da, ABD'nin Berlin'deki bir gece kulübüne yönelik saldırıdan sorumlu tuttuğu Libya liderinin konutunu bombalaması olayını yazısında hatırlattı. Bu olayda Kaddafi'nin kurtulduğunu ancak üvey kızı Hannah'ın öldüğünü anımsatan Fisk, olayda hayatını kaybeden bir diğer kişinin bombalanan evin yanındaki evde yaşayan 18 yaşındaki Raafat al Hüseyin olduğunu kaydetti.
Olaydan birkaç hafta sonra Pentagon'un bu bombalamayla ilgili sorumluluğu kabul ettiğini belirten Fisk, şu ifadelere yer verdi:
"Hep olduğu gibi kendi ölülerimizi hatırlıyoruz. Libyalı, Lübnanlı, Afgan ya da Suriyelilerinkini değil. Mavi gözlüler sayılıyor ve önemli. Gerisi savaş zayiatı."
Daily Telegraph gazetesi de "Kaddafi yeni bombardımanla karşı karşıya" başlığını atarak, bombardımaların, hayatını kaybedenlerin cenazelerinde propaganda malzemesi olarak kullanıldığına dikkati çekti.
09.20: FRANSA: "OPERASYONDA SİVİLLERİN ÖLDÜĞÜNE İLİŞKİN BİLGİ YOK"
Fransa, Libya'ya düzenlenen askeri operasyonda sivillerin öldüğüne yönelik bilgi olmadığını açıkladı.
Fransa hükümetinin sözcüsü Francois Baroin, operasyonda sivil ölümleri hakkında Fransız komutasının bilgi sahibi olmadığını kaydetti.
Libya hükümeti, koalisyon güçlerinin ülkeye düzenlediği hava harekatında 64 sivilin öldüğünü bildirmişti.
ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullan ise Batılı ülkelerin operasyonunda sivil kaybı olduğuna dair bilgi bulunmadığını belirtmişti.
Rusya da operasyonda sivil ölümleri olduğunu bildirerek, İngiltere, Fransa ve ABD'den "ayırt etmeksizin güç kullanımını" durdurmasını istemişti.
08.59: KADDAFİ'NİN ÇADIRININ YAKININDA VURULAN BİNADA KOMUTA VE KONTROL MERKEZİ OLDUĞU BELİRTİLDİ
Libya lideri Muammer Kaddafi'nin başkent Trablus'ta, Bab ül-Aziziye'deki karargahında çadırının yakınında vurulan idari binada Libya güçlerinin "komuta ve kontrol merkezinin" bulunduğu bildirildi.
Adını açıklamak istemeyen bir koalisyon yetkilisi, binanın bundan dolayı imha edildiğini belirterek, "1973 sayılı karar çerçevesinde, Libya halkı için doğrudan tehdit oluşturan ve uçuşa yasak bölge uygulamasını engelleyen hedefleri vurmaya devam ettiklerini" belirtti.
Kaddafi rejiminin sözcüsü Musa İbrahim, binanın Kaddafi'yi çadırında ziyaret eden özel konuklar için kullanıldığını, binanın tamamen yıkıldığını söyledi.
Muammer Kaddafi'nin başkent Trablus'ta, Bab ül-Aziziye'deki karargahında, çadırının yakınında bulunan üç katlı bir binanın cruise füzesiyle vurulduğu bildirilmişti.
05.09: ABD GENELKURMAY BAŞKANI ORAMİRAL MULLEN: "LİBYA'DAKİ ASKERİ OPERASYONUN NASIL SONUÇLANACAĞI ÇOK BELİRSİZ"
ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen, Libya'daki askeri operasyonun nasıl sonuçlanacağının "çok belirsiz" olduğunu söyledi.
Mullen, CBS televizyonunda katıldığı programda, Libya'ya yönelik hava misyonunun çok açık ve sınırlı bir boyutunun bulunduğunu kaydetti.
Operasyonun nasıl sona ereceğinin "çok belirsiz" olduğunu ifade eden Mullen, "Operasyon bir tür çıkmaza girer mi? Libya lideri Muammer Kaddafi bir yere gitmeyecek gibi görünüyor" ifadesi üzerine, bu soruyu kendisinin cevaplandıramayacağını, ancak bunun da olasılık dahilinde olduğunu belirtti. Mullen, "Açıkçası, sonucun nasıl olacağını bilmek zor" dedi.
Mullen, NBC televizyonunda da "Operasyonun başarılı olması halinde bile Kaddafi başta kalır mı?" sorusuna, "Bu da olası sonuçlardan biri" yanıtını verdi.
03.14: ABD SAVUNMA BAKANLIĞI YETKİLİSİ: "TÜRKİYE'NİN, KOALİSYONA KATILIP KATILMAMA KONUSUNDAKİ DEĞERLENDİRMELERİ HALA SÜRÜYOR''
ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) üst düzey yetkilisi Bill Gortney, Türkiye'nin Libya'ya karşı oluşturulan koalisyona katılıp katılmama konusundaki değerlendirmelerinin hala sürdüğünü söyledi.
Gortney, Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye'nin koalisyona katılıp katılmayacağına" dair bir soru üzerine, "Bize resmi şekilde bu konuda bir açıklama yapma yetkisi vermediler. (Türkiye'nin bu konudaki) değerlendirmeleri hala sürüyor" dedi.
Libya'ya operasyonda İncirlik üssünün kullanılıp kullanılmadığının sorulması üzerine de Gortney, ''üs ve hava sahası gibi konularda hangi ülkeleri kullandıklarına dair bir açıklama yapmayacaklarını, bu konularda açıklama yapma takdirini ülkelerin kendisine bırakacaklarını'' belirtti.
Uluslararası koalisyonun büyüdüğünü ve büyümeye de devam edeceğini kaydeden Gortney, "Daha fazla ülke koalisyona doğrudan katılacak. Bu ülkeler, katılımlarına dair açıklamalarını kendi uygun gördükleri zamanda yapacaklar" diye konuştu.
03.11: KADDAFİ'NİN ÇADIRININ YAKININDAKİ BİNA VURULDU
Libya lideri Muammer Kaddafi'nin başkent Trablus'ta, Bab ül-Aziziye'deki karargahında, çadırının yakınında bulunan bir binanın vurulduğu bildirildi.
Batılı ülkelerin operasyonunda, Kaddafi'nin rezidansının bulunduğu yerleşkede, 3 katlı bir binanın kruz füzesiyle vurulduğu belirtildi.
Binanın, Kaddafi'yi çadırında ziyaret eden özel konuklar için kullanıldığı ifade edildi.
Operasyon sırasında Kaddafi'nin nerede olduğunun bilinmediği, ancak yerleşkede 300 dolayında Kaddafi yandaşının bulunduğu kaydedildi.
Operasyonda ölen ya da yaralanan olup olmadığı ise bilinmiyor.
Amerikalı yetkililer, hedefleri arasında Kaddafi'nin bulunmadığını söylemişti.
02.15: ABD SAVUNMA BAKANI GATES: "ABD, LİBYA'DAKİ ASKERİ MİSYONUN KONTROLÜNÜ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE DEVRETMEYİ BEKLİYOR. İNGİLİZ-FRANSIZ ORTAK KOMUTASI YA DA NATO KOMUTASI SEÇENEKLER ARASINDA"
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, ülkesinin, Libya'daki askeri misyonun kontrolünü ya İngiltere ve Fransa'nın ya da NATO'nun öncülük edeceği bir koalisyona devretmeyi beklediğini bildirdi.
Gates, Rusya'ya giderken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama'nın, ülkesinin operasyondaki rolünün sınırlanması konusunda çok güçlü hisler beslediğini ve "ordunun üzerindeki baskının herkesten çok farkında olduğunu" söyledi.
ABD Savunma Bakanı, "Bu sürecin başında, kendine özgü kapasitelerimizi kullanmayı kabul ettik, ancak önümüzdeki günlerde baş sorumluluğu başkalarına devredebilmeyi bekliyoruz. Koalisyonu desteklemeye devam edeceğiz, koalisyonun bir üyesi olacağız, koalisyonda askeri rolümüz olacak, ancak öncü rolü biz üstlenmeyeceğiz" dedi.
Libya'ya yönelik operasyonun liderliğini gelecekte kimlerin üstleneceğine dair çeşitli olasılıkların bulunduğunu ifade eden Gates, İngiliz ve Fransızların ortak komutası ya da NATO komutasının bu seçenekler arasında yer aldığını belirtti.
"ARAPLAR, NATO ŞEMSİYESİ KONUSUNDA HASSAS"
ABD Savunma Bakanı Gates, ancak Arap Birliğinde, NATO şemsiyesi altında hareket etmeye karşı bir hassasiyetin olduğunu kaydederek, "Dolayısıyla sorulması gereken soru, NATO misyonu, NATO bayrağı olmadan NATO'nun komuta ve kontrol mekanizmasını kullanabilmemizin bir yolunu bulup bulamayacağımız" diye konuştu.
Libya'daki muhaliflerle birlikte çalışılması fikri ve koalisyon güçlerinin muhalifleri onlarla ortaklık kuracak kadar iyi tanıyıp tanımadığına dair bir soru üzerine Gates, Libyalıların, kendi siyasi süreçlerine dair sorunları nihayetinde kendilerinin çözmesi gerektiğini, koalisyonun muhaliflere yardım etmek için ne tür ek adımlar atacağını ise "zamanın göstereceğini" söyledi.
Gates, operasyonun Libya lideri Muammer Kaddafi'yi hedef almasının gerekip gerekmediğinin sorulması üzerine de koalisyonun BM Güvenlik Konseyi kararındaki amaçlara bağlı kalması gerektiğini, bu amaçlara yenilerinin eklenmesinin sorun yaratabileceğini ifade etti.
Birçok ülkenin Libya'nın bütünlüğünün bozulmamasını istediğini bildiren Gates, Libya'nın bölünmesinin, bölgede "kalıcı istikrarsızlığa" yol açabileceği uyarısında bulundu.
Gates, Obama'nın danışmanlarının tümünün, Libya'ya askeri güç kullanma kararını desteklediğini sözlerine ekledi.
02.05: LİBYA'DA UÇUŞ YASAĞININ NATO SORUMLULUĞUNDA UYGULANMASI KONUSUNDA UZLAŞMA SAĞLANAMADI
NATO üyeleri, Libya'da uçuşa yasak bölge uygulamasında NATO'nun oynayacağı rol konusunda uzlaşma sağlayamadı.
NATO Sözcüsü Oana Lungescu, üye ülkelerin daimi temsilcilerinden oluşan NATO Konseyi'nin, Libya'ya silah ambargosunun denetlenmesi konusundaki harekat planını onayladığını bildirdi. Lungescu, BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı uçuşa yasak bölge kararının icra edilmesi konusundaki planın tartışılmaya devam edileceğini açıkladı.
İngiltere Savunma Bakanı Liam Fox, dün yaptığı açıklamada, uluslararası koalisyonun Libya operasyonunun NATO koordinasyonu altında yürütülmesi çağrısında bulunmuştu.
Türkiye ve Almanya, Libya'da muhtemel NATO'nun rolü konusunda hassas davranıyor. Fransa ise Arap dünyasındaki algı nedeniyle Libya'da NATO'nun ön plana çıkmasının bölge kamuoyunda hoş karşılanmayacağını savunuyor.
AJANSLAR
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...