Kocaman Sinyal Verdi: Alex'in Yükü Hafiflemeli!

Medical Park ile yapılan sağlık sponsorluğu anlaşmasının imza törenine katılan Aykut Kocaman, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başarılı çalıştırıcının, Alex’in takım kurgusuna etkisi ve Brezilyalı yıldızın Fenerbahçe’deki geleceğine yönelik soruya verdiği cevap ise oldukça çarpıcıydı. Kocaman, Alex için, “Takımın başına geçen her antrenör oyun planını onun üzerine kurmuş. Bu nedenle Alex’ten hemen vazgeçebilmek kolay değil. Bu konuda adım adım gitmeyi planlıyoruz. Bu sezon bu anlamda birkaç adım daha atmak amacındayım. Alex, artık yaş olarak belli bir seviyeye geldi. Performanısını daha verimli almak için maç sayısını ona göre uygulamak zorundayız. Bunu yaparken de Alex’in kendisiyle de konuşarak yapacağız. Çünkü o bunu hak eden bir oyuncu. Akıllı, durumu anlayan bir futbolcu. Ama Fenerbahçe’nin yüksek çıkarları için bunu yapmak zorundayız” dedi. 

‘Yobo ve Ziegler’i takımda istiyorum’

Yobo ile çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. 1 Ağustos’ta oynayacağımız Şampiyonlar Ligi ön eleme maçına çıkacak kadroyu, 1-2 oyuncu dışında, 15 Temmuz’a kadar belirlemek amacındayım. Yobo transferi olacaksa, bu zamanlarda olmalı. En geç temmuzun ilk haftasına kadar bitmeli. Ziegler ise takıma büyük fayda sağlayan oyunculardan bir tanesi. Hasan Ali transferiyle biraz nefes aldık. Ama Ziegler’den vazgeçmek gibi bir düşüncemiz de yok.”

‘34 maç yeterli’

“Play-Off, belki geçtiğimiz sezon için gerekliydi. Geç başlayan bir lig vardı. Yayıncı kuruluşun böyle bir şeye ihtiyacı vardı. Kulüp gelirlerinin yüzde 50’sini finanse ediyordu. 3 Temmuz’la beraber bir güven sarsılması oldu futbolda. Ama bu önümüzdeki sezon tekrar uygulanırsa anlamak mümkün olmaz. Geçen sezon güven ortamındaki sarsılmadan yapıldı. 34 maç şampiyonluğu belirlemek için yeterli.”

‘Emre’nin ayrılığı herkes için iyi’

“Emre ile ilgili tarafına girmeyeceğim. Hem Emre hem de Fenerbahçe için doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. İki taraf için de hayırlı oldu. Polemik konusu mutlaka yapılacaktır, burası Türkiye. Polemik ve kavga ile besleniyoruz. Bundan sonra da bildiğim ve doğruluğuna inandığım işleri yapmaya edeceğim. Ne pahasına olursa olsun.”  

‘En huzurlu  günümdü’
“UEFA’nın Şampiyonlar Ligi’ne gidebileceğimizi açıkladığı gün, hayatımın son dönemlerdeki en huzurlu günüydü. Bugünü, 3 Temmuz 2011’de başlayan sürecin sportif anlamda temizlendiği bir gün olarak düşünüyorum. Bu dönemin içinde kulübün ekonomisi ve kulübün gelişimiyle ilgili olarak çok büyük yaralar oldu. Onarıldığını söylemek zor, bunlar biraz daha zaman alacaktır. Ama en azından benim tarafımdan bakıldığı zaman sportif anlamda 3 Temmuz’un bittiğini gösterir.”

‘İki ayrı liste yok’

“Şampiyonlar Ligi kararı oyuncu alışverişini etkileyecek gibi gözüküyor. Şampiyonlar Ligi oyuncuların kulübe ilgisini azaltan ya da çoğaltan bir etken. Oyuncular para kazanmak isterler, bunu sağlayacakları en önemli etken performans, bu performansı sergileyecekleri en önemli yer de Avrupa platformu. Biz, ‘Şampiyonlar Ligi’ne gidersek ya da gidemezsek ne olur?’ diye tabii ki düşündük, ancak iki ayrı duruma iki ayrı transfer listesi hazırlamadık.” 

‘4-3-3 saplantım yok’

“Kuyt’ın da gelmesiyle spor kamuoyu 4-3-3’ü benimseyeceğimi ortaya atıyor. Benim takımı 4-3-3 oynatma gibi bir saplantım yok. Futbol adamı olarak, diziliş olarak en ideal, en güzel olanının 4-4-2 olduğunu düşünüyorum. Bana en yakın olan düşünce ve yerleşim bu. Geçen sene bu uygulamaları yaptık. Çünkü skoru elde ettikten sonra defansif gücü artırnak istedim. Ama dediğim gibi 4-3-3 gibi bir saplantım yok.” 

‘Dirk Kuyt’ı çok istedim’

Kuyt transfer konusunda kriterlerime vurgu yapıyor. Takım için oynayan oyuncuları çok seviyorum. Küçük küçük adımlarla da olsa takımı bu noktaya götürmeye çalışıyorum. Kuyt, bu kriterlere en uygun oyuncu olarak gözüküyor. 3 Temmuz’da antrenmanlara başlayacağız. En doğrusunu yapmak için çalışacağız. Kuyt bu anlamda karakter olarak istediğim bir oyuncu. Oyuncu grubumuzu da yüksek kalitesiyle beraber, takım için oynayan oyunculara doğru götürmeye çalışıyoruz.”